Küçük bir çocuğun masum gözlerinde saklıdır aşk ve kollarının arkasında buluşuncaya dek açılması kadardır sonsuzluk. Biz sevmeyi çok küçük yaşta öğrendik. Kimimiz unuttu sadece...
Sonbaharın sapsarı elbisesinden kurtulmaya başladığı sıralarda vurulmuştu Cihan, Mehpare'ye. Koskocaman bir çınarın altında ilk kez görmek isterdi Cihan sevdiğini ama biliyordu o küçücük ağaç gibi sevgileri de büyüyüp yeşerecek. Belki de bundan yıllar sonra el ele ilk bakıştıkları yere gelip o koskocaman ağacın altında bu günlere gülüp mutlu olacaklardı Cihan'ın her Mehpare'nin gözlerinin içine baktığındaki mutluluğu gibi. Konuşamamalarını, bakışamamalarını, utançlarını, ilk gülüşmelerini ve en önemlisi Cihan'ın utançtan kızaran yüzü... Sokak ortasında çözülebilmişti dili. Ne Cihan Mehpare'yi ne de Mehpare Cihan'ı unutacaktı. Unutmayacaklardı. Sonsuza dek...
Aşık olmanın en güzel duygu olduğunu ancak çözebilmişti. Umarsızca ve tutarsızca yaşamanın bu kadar mutluluk verebileceğini daha önce aklına hiç getirmemişti. Artık onun için iki güneş doğuyordu her gün o körelmiş kalbine ama sadece biri batıyordu. Gecelerini sadece bir güneş aydınlatıyordu. Onun hayaliyle dalıyordu derin hülyalarına Cihan.
Gökyüzü gibi bir çift gözün hayaliyle yaşamak ve gecenin yıldızlara hasreti kadar kocaman bir hasretin filizlendiği zamanlardı. Kasım güneşinin o cimri sıcağıyla zor da olsa yeni yeni yüreği ısınmaktaydı. Artık doğanın gelinlik giyme vakti yaklaşıyordu, kış geliyordu. Bunu da en çok Mehpare'ye hissettirmiş olmalı ki o narin yüreği dayanamayıp hastalığa boyun eğmişti. Her öksürüğüyle Cihan'ın bir güneşi batıyor ama umurları bir güneşi doğuruyordu. Hemen ardından da yüreğinde her defasında depremler oluyordu. Dayanamıyordu Cihan. Bazen kendisinde arıyordu suçu. Üzerine titriyordu. Geceleri nasıl geçtiğinden neler yediğine kadar düşünmek ve adeta yaşamayı unutmanın verdiği zorluk Cihan'ın yüzünden okunuyordu. Onlar artık ''biz'' idi. Mutlulukları, hüzünleri, korkuları beraber olduğu gibi hastalıkları da beraberdi artık. Cihan Mehpare'ye sırılsıklam aşıktı. Aşk derdi hayatta bir kez vurur. Sanki dertsizmiş gibi insanın başına.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SONSUZA DEK
Short StoryKüçük bir çocuğun masum gözlerinde saklıdır aşk ve kollarının arkasında buluşuncaya dek açılması kadardır sonsuzluk. Biz sevmeyi çok küçük yaşta öğrendik. Kimimiz unuttu sadece...