3. BÖLÜM

7 0 0
                                    

             Gözlerinin birbirlerinin gözlerinde o ilk kesişmesinin ardından adeta bir ömür geçmişti Cihan için. Nihayet hayat yeni yeni gülen yüzünü gösterebilmişti genç aşıklara. Biz olmanın verdiği gurur ve huzurun tadına ancak bu kadar varabilirlerdi. Onlar da aşkın tadını çıkarmaya ve hasretlerini gidermeye kararlıydılar.

              Özellikle ikindi güneşinde saklıydı Mehpare'yin o dillere pelesenk olan güzelliği ve nazar boncuğu masmavi gözleri. Rüzgar o ipeksi saçlarını bir anne şefkatiyle hafif hafif okşadığında ve gül kokusu tüm sokağı sardığında sokağın tüm hayvanlarıyla ıhlamur ağaçlarının esas duruşa geçtiği zaman hissedilir Mehpare'yin güzelliği. Yay gibi kaşları süslüyordu gül yüzünü. Kirpikleri ise o deniz gözlerinin bekçisiydi adeta. Yürürken kuş misali süzülüşünde saklıdır tüm asaleti ve tüm narinliği.

              Cihan ise tek sahip olduğu şeyin Mehpare'ye duyduğu aşk ve hiç anlam veremese de Mehpare'nin ona duyduğu aşk olduğunu sanırdı sadece. Kendisini Mehpare'nin yanında bulutların üstündeymiş gibi hissetmesine rağmen kendisini onun yanına hiç yakıştıramazdı. Hatırı sayılır bir albenisi vardı halbuki. Mahallenin bazı kızlarının dilinden düşmezdi tek gördüğü tek düşlediği Mehpare olmasına rağmen. Yüzünde hala sakal namına bir kıl bile çıkmaması kendisini rahatsız etse de bu duruma bir çare aramamıştı zira sevdiğinin yanındayken kendisini hiç düşünmezdi. Mehpare onu bu haliyle beğenmişti. Uzun boylu yağız bir delikanlıydı ama Mehpare'nin karşısında acizleşiyordu adeta. Her göz göze geldiklerinde masmavi gözlerinde kayboluyordu Cihan adeta bir kuş misali kahve gözleriyle gökyüzünü seyre daldığını.

SONSUZA DEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin