Özgüven Eksikliği Nedir?

5.3K 169 45
                                    

Her birimiz, bize sunulan bu yaşamı olağanüstü bir deneyime dönüştürme gücüne sahibiz. Hepimiz sağlıklı, mutlu, başarılı ve kendine güvenen bireyler olabiliriz. Her birimizin içinde, bize armağan edilen bu yaşamı, kendi ellerimizle şekillendirme gücü fazlasıyla var.

Ancak bir şeyin eksikliği, bütün bu güzellikleri görmemizi ve hayatın tadını doyasıya çıkarmamızı engelliyor. Ona sahip olmamak, yaşamımızı altüst ediyor ve hayatın neredeyse tüm kategorilerinde bizi mutsuz ve başarısız biri yapıyor. O eksik olan parça özgüvendir ve bu kitap size, arzu ettiğiniz bu yüksek özgüvene ulaşma konusunda etkili bilgi ve beceriler verecektir.

Özgüven hepimizin temelde sahip olduğu bir beceridir. Bebekliğimizde her birimiz yüksek oranda özgüvene sahiptik. Çok az şeyden korkuyor ve her şeyin üstüne gidebilecek kadar kendimizi güçlü hissediyorduk. Sonra bu güç parmaklarımızdan kayıp gitti. Biz kendimizi güvensiz, mutsuz ve işe yaramaz bir halde bulduk.

Bebekliğimizde yalnızca iki şeyden korkuyorduk: düşmekten ve yüksek sesten... İşte hepsi bu! Korktuğumuz ve çekindiğimiz yalnızca iki şey vardı.

Okyanusun ortasında yüzebilir, yılanlarla dolu bir kutuya girebilir ve hiç tanımadığımız insanların yanında kendimizi son derece rahat bir biçimde ifade edebilirdik.

Sonra bize bir şeyler oldu ve biz o yüksek özgüvenli halimizi unutmaya başladık. Onu öylesine unuttuk ki, varlığından bile haberdar değildik. Üzerimize büyük bir güvensizlik sisi çöktü ve kendimizi dünyanın ortasında, hiçbir işe yaramayan birisi olarak buluverdik.

Bu sohbetimizde sizinle birlikte, unuttuğumuz o gücü tekrar ortaya çıkarabilmek için var gücümüzle çalışacağız.

Özgüven kelimesini masaya yatırdığınız zaman, öz ve güven adlı iki kelimeye daha ulaşırsınız. Özgüven, kişinin özünde, tüm benliğinde var olan bir güven duygusu anlamına gelir. Özgüven öylesine güçlü bir duygudur ki, bu güveni içinde oluşturmayı başaran birisi, artık gücünü başka bir kaynaktan almaya ihtiyaç duymayacaktır.

Özgüveni olan bir insan, bütün düşünce ve duyguları üzerinde tam bir hâkimiyet kazanmıştır.

Bizler kendi düşüncelerini kurgulayabilen ve sonra düşünceleri üzerinde istediği değişikliği yapabilen canlılarız. Kendimizle ilgili vardığımız tüm yargılar bizim kontrolümüzdedir. Neye inanıyorsak ve neyin peşinden gidiyorsak, hayatımız o yönde şekillenecek ve eylemlerimiz buna paralel bir biçimde değişecektir.

Düşüncelerimize hâkim olma sürecinde en büyük düşmanımız, kendi gücümüzü görmezden gelme ve benliğimizin bazı parçalarını reddetme hatasına düşmemizdir. Kendimizi olduğumuz halimizle kabul etmemek, beraberinde çok büyük bazı sorunlara yol açar. Bir ortama girdiğiniz zaman kendinizi oraya ait hissetmezsiniz, birileriyle konuşurken fikirlerinizin önemsenmediğini düşünürsünüz, insanlarla aranızda duvarlar örersiniz ve kendinizi her an her yerde savunma durumunda gibi hissedersiniz.

Özgüveniniz azalmaya başladıkça, kendinizi ya da çevrenizdeki insanları suçlar, olayların sizin kontrolünüzde olmadığını düşünür ve gittikçe daha çok içinize kapanırsınız.

Özgüven eksikliği hikâyesi, her insanda farklı bir biçimde başlamış olabilir. Sonuçları ise genellikle aynıdır.

Özgüven eksikliğinin temelinde hep bir gizli düşman vardır ve o günün birinde karşımıza çıkmamış olsaydı, özgüven eksikliği de başlamamış olacaktı. İşte o düşmanı tanımak ve onun üstüne gitmek de bu kitabın konularından biridir. O düşman; dış koşullardır.

Dikkat! Yüksek ÖzgüvenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin