uzay arkasını dönüp hızla ilerlerken şaşkınlıkla arkasından baktım. bidaha buraya gelmeyi düşünmediğim için karışılaşmamız da imkansızdı.
''-Ne oldu'' ? arasın sesiyle yerimden sıçradım sert bakışlarla beni izliyordu
-''yo .. yok birşey.''
''şurada ki kusuyor da , benimde miğdem bulandı.'' parmağımla rasgele karanlığı gösterdim. kafası güzel bir çoçuğun boşu boşuna dayak yemesine gerek yoktu.
''Emin misin ?'' hızlıca kafamı aşağı yukarı salladım. müptezel birkaç kişi zorla ayağa kalkarak çıkışa yöneldi .
''Artık nereye gidiyorsak gidebilir miyiz ? '' diye sordum sabırsızlıkla uzay denen çocuğun tekrar karşıma çıkmasından korkuyordum. aras onlardan biriyle konuştuğumu duyarsa bana ne tür bedel ödeteceğini Allah bilirdi.
''içeri gir.'' bu aralar çok sık daldığım düşüncelerimden sıyrılarak açılan küflenmiş kapıya baktım. umarım içi dışı gibi pis değildir.
''içerde fare felan yok demi ''? tereddütle karanlık odaya baktım. aras ise gözlerini devrirek karşılık verdi beni bekleme zahmetine girmeden içeri girdi. ışıkları açmasıyla gözlerimi kırpıştırdım.
''kapıyı suratına kapatma mı bekliyosun ?'' ona ters bi bakış atarak odaya bir adım attım. atmamla ağızımı açılması bir oldu aklıma ilk gelen düşünce Grinin elli Tonu kitabı oldu. Duvarlar grinin her farklı tonunda betonla buluşmuş çizgisel çatlaklarla muhteşem bir uyum içindeydi. Ambar da gördüğüm siyah çarşaflarla bezenmiş yatağın aksine bembeyaz pofuduk beyaz yatak beni yanına çağırıyordu . Yatağı hangi mağazadan aldığını sormak için Arasa döndüm. Kollarını göğsünde birleştirmiş kesintisiz bana bakıyordu. Bakışlarından utanarak sorumdan vazgeçtim. İnternetten araştırarak bu yatağı bulabilirim. Yani umarım.
''Burası..düzenli.'' Dedim doğru cümleyi bulmaya çalışarak'' Odana bayıldım,muhteşem gibi sözcükler arasa göre değildi. Olamazdı da bir iki adım daha atarak gözlerimi tavanda gezdirdim. Arasla yalnız olmak beni geriyordu. Fazlasıyla .
''Dışarıyı saymazsak burası güzel.'' diye devam ettim sessizlik devam edince hep. ben mi konuşmak zorundaydım! Tam bu düşüncemi dile getirecektim ki kapının iki kez tıklatılmasıyla kaşlarım çatıldı. Normalde Arasa pek misafir gelmezdi. En azındayken benim yanındayken öyleydi.
''Miraç'dır.'' Kafamı aşağı yukarı sallayıp pofuduk yatağın uç köşesine yavaşça oturdum. Böyle bi Yatağım olsa .yatmaya kıyamazdım sanırım. Aras kapıyı yarım aralayıp geri kapattı. Kapattığında elinde iki karton kutu vardı. Pizza!
''Ben aç değilim.''
''Sormadım .'' Kutuları masaya bırakıp kapaklarını kaldırdı. Buraya gelmeden ayak üstü bişeyler atıştırmıştım. Zaten hoş ,Heyecandan boğazıma kadar doluymuşum gibi geliyordu.
''Bunları yemeye başla.'' kendine bir sandalye çekti ve başka birşey demden pizzadan bir ısırık aldı. Gözleri ilk defa üzerimde değildi . Tam tersi bu sefer ben onu izlemeye başlamıştım. Birden gözleri benimkilerle buluşunca, bakışlarımı eşlerime yönelttim. Hassiktir yakalanmıştım.
''Masal yemeğe başla.''
''Bana emir vermeyi kes.''ayağa kalkıp masaya yaklaştım ve tahta sandalyelerden birine de ben oturdum.
''Tokum, bir şey yemek istemiyorum.'' Bakışlarını benden çekip pizza kutusunu önüme itti. İsteksizce bir dilim aldım. Genelde yemek yerken başarılıydım. ancak biri beni dikizlerken pek de iyi değildim. şuan olduğu gibi . Pizzanın üstündeki ufak mantar masaya düştü. umursamayıp yemeye devam ettim. Pizzanın üstündeki sosisleri ayıklayarak kutunun kenarına bıraktım. Sosis sevmezdim. Hem de hiç Aras yemeğini bitirip sol taraftaki girişe yöneldi . Sanırım banyoya gitmişti. Diğer ufak dilime uzandım. yedikce iştahım açılıyordu.