|"Uçurtmalarım,gökyüzünde kayboldu."|

555 142 37
                                    



"..Demin gördüğümüz o kiliseyi sormuştun: Ne zaman yapıldığını bilmediğim gibi merak da etmiyorum. Benim tapınağım bu park, gökyüzü, gölün suyu, onu besleyen ırmak.
Benim halkım kan bağıyla bağlı olduğum insanlar değil,
düşüncelerimi paylaşan insanlar. Benim ayinim
o insanlarla birlikte olmak ve çevremdeki her şeyi yüceltmek."


Kulağıma gellen satırlarla ,yerimde kıpırdandım. Sevdiğim bir yazarın bilinmeyen kitabının parçalarıydı bunlar.Bir kaç saniye toparlamaya çalıştım düşüncelerimi.   Kitabın ilk baskısını delice arayıp,Yunanistan da eski bir kütüphane de bulmuştum. Benim için anlamı büyüktü. Mekana bağlı değildi,Durumları zerre umursamıyordu. Dans ederek,kitlesel duygusal yoğunluklarını yayıyorlardı. Ürperdim. Kitabın diğer sayfalarında,bir kadının ne kadar hayran olunası olduğunu izlemiştim. 

Hayır. Yine mi? Aklımın derinliklerinde onun adımlarını duydum. Bu ürkütücü bir hal alıyordu. 

Sabahtan beri beynimi meşgul etmek için binlerce şey düşünmüştüm. Onlarca komplo teorisi,fiziksel olasılıklar,biyolojik unsurlar,kitaplar ve belki milyonlarca şarkıyı beynimden geçirmiştim. Olmuyordu. Saat acımasızca ilerlemiyordu.. Sinirle bir sigara daha yaktım. Öncü depremleri hissediyorum. Bir insanı kendinden başka kimse tanıyamaz değil mi? Yine burdaydı. Sabrımın sınırlarında dolaşıyordu. "Sesini kes artık. Kulak tırmalıyorsun! Görüntü kirliliği var yeterince. " Bana doğru döndü. Gozlerinin parladığını gördüm. Bu kız delirmişti. Sabahtan beri huysuzca söylenip duruyordum. Hala gitmemişti.

"Sana bir hediye aldım.Tüm hafta bunu sana vermek için bekledim. " Neşeli sesini duyduğumda kaşlarımı çattım.Hediye verilecek en son canlı değildim. Ve açıkçası ona bile tahammül edemiyorken,hediye fikri midemi bulandırıyordu. Yeterince öfkeliydim. İki güne yakındır uyumamıştım. Potansiyel bir Insomnia hastası olma yolunda istikrarli bir şekilde ilerliyordum. Yemek konusunda ciddi sorunlarım vardı. Yaşamsal faaliyetler konusunda sınıfta kalmıştım bu hafta. Ve onu çekmek ınanın benim için Atlas'ın yaptığı işten bile zordu. 

 "Istemez." diye mırıldandım. 

Çantasına uzanıp ön gözü açtı. Küçük,siyah bir kutuyu önüme koydu. Açıp açmamak arasında kalmıştım. Bakışlarını hissediyordum. Kutuyu elime aldım. Ucunda mavi uçurtma olan bir anahtarlık. 

"Uçurtmalarım gökyüzünde kayboldu. Ve ben gökyüzüne veda ettim,sonsuza kadar. Bu benim sana verebileceğim en büyük hediye.Seninleyim. "


ÖLÜMÜ YAŞAMAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin