|Biz|

133 18 7
                                    



Bugüne kadar milyonlarca insan pes etti. Öfkelenmiyorlar, ağlamıyorlar, hiçbir şey yapmıyorlar. Yalnızca zamanın geçmesini bekliyorlar. Tepki gösterme becerilerini yitirmiş onlar.

Sense üzgünsün. Bu da senin ruhunun hâlâ canlı olduğunu kanıtlar.


-


Aylar geçtikten sonra toparlayamadığım kelimelerin altında eziliyordum. Binlerce düşünce içinde her gün ölüyordum,sonra da buna değmeyeceğini bildiğim için yine kendime nefretimle zarar veriyordum. Volkanlar patlıyor,depremler oluyordu bu şehirde. Her enkazın altı ben doluydum. Kırılan her duvar,resimlerin olduğu geçmişimdi. Her fotoğrafta tekrar bulunmak için tüm varlığımı adayabilirdim. İki boyutlu o anılar için her şeyimi verebilirdim. Ama o binlerce küfür edilen umutsuzluk beynimin bir kenarını kemirip duruyordu. Kendimi kandıramıyordum. Nefesim bir sokak arasında bitecekti belki de ama yine de kandıramıyordum. Gün geçtikçe,gerçeklik denen illet daha da nüfuz ediyordu benliğime. Saatler geçiyordu hala. Dünya dönüyordu,kafamın içinde ve hızlıca.

Hangi mevsimdeydik bilmiyordum. Bana hep sonbahardı. Ve onu görmeyeli belki de aylar olmuştu. Belki de iki saat önce buradaydı. Öyle silikti ki artık,yokluğu varlığı aynı kökene sahipti benim için. Bana geldiği ilk güne pişmandı. Belki dile getirmemişti. Ama biliyordum. Gözlerindeki maviliğin kaybolduğunu izlemek bunun en büyük kanıtıydı. İlk zamanlarda o konuşkan hali bir milat kadar uzaktı bize. Konuşmuyordu. Ben zaten konuşmuyordum. Öyle ki kelimelere ihtiyaç duyamayacak kadar tanıyorduk birbirimizi. En çok benden zarar görüp,yine bana sığınıyordu. Ve en çok ondan nefret edip ,yine onunla yaşıyordum.

Biz aynı aşkın farklı bedenleri,farklı olayların aynı bedelleri,aynı hüznün ayrı nedenleri...

ÖLÜMÜ YAŞAMAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin