-1-

78 15 20
                                    

Multi ≈ Duru

'Yaklaşık on aylık bir ömrünüz kaldı'

Gözümden bir damla daha yeryüzüne bomba misali inerken , hıçkırıklarıma mâni olamıyordum. Gözyaşlarımı sildikçe ardı ardına gelen , bitmeden , tükenmeden , onlarca şey anlatmaya çalışan gözyaşıma da haklılık payı çıkardım. Korkudan çok hayal kırıklığı barındırıyordu gözyaşlarım. 

  Sevdiğim insanların gözyaşları ve bugüne kadar kurduğum tüm hayallerimin kırıkları...

  20 senedir kurduğum hayallerimi , düşlerimi  , mutluluklarımı , üzüntülerimi ,
endişelerimi , kızgınlıklarımı nasıl on aya sığdıracaktım ? Nasıl arkamda yaşlı gözler bırakıp gidecektim ? Nasıl ! Nasıl ! Nasıl !

  "Duru iyi misin ?"

  Titrek bir ses ile düşüncelerimden çekip çıkarılırken camdaki yağmur taneciklerinden  gözlerimi alıp Serel'e çevirdim. Serel'in gözleri dolmuş bir şekilde bana bakarken ağzımdan ufak bir hıçkırık kaçtı. Aynı şekilde Serel'in de ağzından kaçan hıçkırıkla boynuna sarıldım. Serel kollarını belime sararken en yakın arkadaşımın kulağına hıçkırarak fısıldadım.

  "Öleceğim"

  Serel kollarını belimden çekip burnunu çekti. Yüzümü avuçlarının içine alıp " Saçmalama Duru ! Doktor sana ölüceksin diye bir şey söylemedi ! Amilyat olucaksın !" dediğinde kafamı sağa sola salladım. "Akciğer kanseriyim Serel. Doktor amilyat için otuz milyar istiyor ! Bulamayız biz o parayı Serel ! Bulamayız ! Hadi bulduk diyelim doktorun dediğini duymadın mı ?! Bu amilyatta öledebilir , yaşaya da bilir dedi !" dedim güçsüz sesimle.

  Evet üç senedir akciğer kanseriydim. Birçok kez amilyat olmuştum. Ama hiçbiri fayda etmemişti. Doktor 'yaklaşık on aylık ömrümüz kaldı. Tek bir şansımız var. O da son bir amilyat. Bu amilyat riskli bir amilyat. Bu amilyatta öledebilirsiniz ,  gerçekten tamamıyla kurtuladabilirsiniz.' demişti. Sadece ilk cümle bile ailemi , beni , arkadaşım Serel'i ve en önemlisi hayallerimi yıkmayı başarmıştı.

  "Ama... ama hâlâ bir şansımız var Duru ! Sana söz veriyorum bulucağız o parayı !" diyen Serel'e odaklandım.

  "Serel , artık umutlanmak istemiyorum. Onca amilyat geçirdim. Hiçbirinde kurtulamadım. Bu riskli amilyatta mı kurtulacağım ?" dedim burnumu çekerek.

  "Kanser insanlar senin olduğun amilyatın iki katını oluyorlar Duru ! Hiçbirin de pes etmiyorlar ! Ve kurtuluyorlar ! Duru kendine güven ! Kendine inan ! Sen böyle değildin ! Nerede güçlü , hakkını yedirmeyen , hiçbir şeye yenilmeyen , umudunu kaybetmeyen Duru Yılmaz ! Nerede ?!" bana güç vermeye çalışan Serel'e sarıldım.

"İyki varsın Serel. İyki yanımdasın."

"Sen de... sen de iyki varsın"

★                                 ★                                  ★

   Güneş ışıkları göz kapaklarımı acıtırken gözümü aralamak zorunda kaldığım için kaşlarım kendiliğinden çatıldı. Ellerimle gözlerimi ovalayıp yatağımda doğruldum. Ayaklarımı aşağı doğru sarkıtıp , soğuk parke ile ayaklarımı buluşturdum.

  Odamdan çıkıp  banyoya geçtim. Sıcak suyun kendime gelmemi sağlıcağını inanarak suyu ayarladım. Üstümdeki kıyafetlerden kurtularak kısa bir banyodan sonra havluyu vicuduma sararak odama geçtim. Dolaptan siyah eşorfmanımla kırmızı kazağımı çıkararak yatağımın üstüne attım. Vücudumu iyice kuruladıktan sonra siyah  eşorfmanımla kırmızı kazağımı üstüme geçirdim. Saçlarımı kurulayıp , taradım. Odamdan çıkıp mutfakağa yöneldiğimde kapının zili mutfağa gitmemi engellemiş , kapıya yönelmemi sağlamıştı.

  Kapıyı açtığımda uzun boylu , kahverengi saçlı , mavi gözlere sahip , yüzündeki hafif kırışıklar dışında oldukça genç gösteren , üstündeki kıyafetler oldukça zengin olduğuna işaret eden  bir kadını karşıladığımda gülümsemişti , benim ise hafifçe kaşlarım çatılmıştı.

  " Yılmaz ailesinin evi burası mı ? " diyerek soy ismimle hitap ederken , sesinin tatlılığı kulaklarımdan kaçmamıştı.

" Evet , buyrun "

" Ben - "

" Kim gelmiş kızım ? " annemin yanımıza gelişi ile kadının cümlesi yarıda kesilmişti.
Annem kadını baştan aşağı süzdükten sonra " buyrun " demiş ve kadınla aynı renk olan gözlerini kadının gözlerine sabitlemişti.  

  "  Merhaba. Ben Ela. Merve hanımın - diyerek gözlerini benden çekip anneme çevirdi.-  kızının hastalığı için mahalledeki insanlardan  istemiş olduğu yardımı duydum ve bunun için konuşmaya geldim."

Kaşlarım anında çatılırken kafamı anneme çevirdim. Annem hastalığım için komşularımızdan yardım mı istemişti ? Peki ya bundan neden benim haberim yoktu ? " Anne ? " soru şeklinde çıkan sesimi duymamazlıktan gelen annem " buyrun içeriye geçin. Ayaküstü konuşulacak bir konu değil , " dedi.

Kadının  adını Ela olduğunu yeni öğrenmiş olduğum üzere ,  üzerindeki kabanını çıkarıp askılığa astıktan sonra ayakkabılarını çıkardı ve kenara koydu. Annem Ela Hanım'ı salona doğru yönlendirirken ben de peşlerinden gittim.

Ela Hanım ilk baş etrafı inceliyip tekli koltuğa oturdu. Annemle ben ikili koltuğa otururken Ela Hanım vakit kaybetmeden konuya girdi.

  " Ben Ela Soykan- " derken ağzımdan 'oha' kaçması ile kadının sözünü kesmiştim. Ela Soykan ! Yani tamam tanımıyor olabilirdim. Ama soyismini çok sık duyuyordum. Ela Soykan ve eşi Semih Soykan !

Annemin bilerek öksürmesi ile " Ah ! Pardon." dedim. Kadın hafifçe gülümsedi. " Çok güzel bir kızsın. İyi kalpliye de benziyorsun. " deyince kafamı hafif öne eğdim. Kızarık yanaklarımı görmese de olurdu ,  değil mi ?

  "Size kızınızın Akciğer hastalığından kurtulması için gerekli parayı vereceğim ," demesi ile gözlerim parlarken anneme baktım. Annem de elini ağzına götürerek bana döndü. Gözümden sevinç gözyaşı akarken , annem anında bana sarıldı.

  "Kurtulacaksın !"

  Kurtulacaktım...

"Anne ! Duydun mu kurtulacağım !" annemin gözündeki damla yanağından aşağıya doğru yol alırken kafasını salladı. "Kurtulacaksın"

Küçük çocuklar gibi sevinirken ,  sevincimi kursağımda bırakan kelime ile kadına döndüm.

  "Ama..."

Aması mı vardı ? İçimi huzursuzluk kaplarken annem "aması ne ?" diyerek kaşlarını çattı.

"Ama... bir şartım var !" kadın kaşlarını çatarken ağzımı açtım. Tam konuşacakken annem kelimeleri ağzıma tıktı.

"Ne ? Ne şartı ?"

İçimdeki huzursuzluk büyürken , korkuyla iç çektim. Oluşan sevincim Ela Hanım'ın söylediği tek cümle ile yerle bir olmuş , gözümdeki sevinç gözyaşı biranda hıçkırıklarla , üzüntüye çevrilmişti.

  "Kızınız Duru , oğlum Sarp ile evlenecek !"

Merhaba ponçikler ! Kusura bakmayın kısa bir bölüm oldu. Ama bunu 1. Bölüm olarak değilde başlangıç olarak değerlendirebiliriz. Gerçekten bomba gibi bölümler bizi bekliyor. Takipte kalın ! Ve Umudun Kristali adlı kitabımada çok yakında bölüm gelecek !  Yorum yapmayı ve volte yerine yumruk atmayı unutmayınız kdkdkdkd.
 

 

 

 

Beyazlar İçindeki KadınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin