Sabah uyandığımda Jackson yanımda yoktu. Burnuma garip kokular geliyordu. Yataktan kalktım ve odadan çıktım. Bir iki adım atmışken dolu gözlerimle durdum. Bu manzara! Şakaydı! Ya da kabus! Birazdan Jackson gelip beni öpüp uyandıracaktı. Ama olmadı. Ayakta bekledim ama olmadı! Kesin gerçekti! Jackson kanlar içinde yerde yatıyordu. Öylece... Ağzı açık..."Jack...Jackson!"diye bağırdım ve yanına diz çöktüm. Yüzünü oksuyordum. Daha dün ölümden konuşmuştuk. Şimdi olemezdi!
"Jackson! Sen dayan! Ben şimdi geliyorum!"dedim ve hızla odalara baktık. Hemen yan odaya girdim ve yine dondum kaldım. Jennie Kris'e sarılmıştı. Kris'te kanlar içindeydi. Hemen yanlarına gittim.
"Jennie! Jennie! Sakin ol! Bana bak! Geçecek. Sakin ol!"dedim ve sarıldım. Ama birseyler yapmam lazımdı. Tam Mark'ın odasına girmiştim ki o manzara ile yine donmuştum! Sehun ve Mark kavga ediyorlardı.
"Demek Lisa'nın ikizisin ve sarısın..."dedi ve pencelerini kaldırdı. Mark gucluydu ama Sehun'a karşı geleceğini düşünmüyordum. Peki ne yapacaktım? Sehun'a yardım mı edecek, yoksa Mark'ı kurtaracak miydim? Hangisi? Ah tabikide ikinci seçenek! Kardeşim o benim!
"Sehun! Sen ne yaptın?"dediğim anda arkasını döndü Sehun.
"Demek uyandın. Lisa. Artık bunu kafana koy! Sarılar senin hiçbirşeyin!"
"Hayır! Öyle birşey yok! Asıl! Asıl! Jennie hariç maviler benim hiçbirşeyim!"dedim ve pencelerimi çıkartıp boynuna sapladim. Mark'a baktığımda dönüşmüştü. Karamel ve beyaz renkte olan tüyleri çok güzeldi. Onun da yardım edeceğini tahmin ettim. Tahminlerim doğruydu ve hızla arkasına geçip kafasını tuttu Sehun'un.
"Sence ölsen mi?"dedi Mark.
"Seni... Pislik!"degince dayanamadım ve karnına pencelerimi soktum.
"Lisa! Eğer beni öldürürsen bunun cezası ölüm..."dedi kısık sesle Sehun.
"Tek birşey söyle! Jackson'ı sen bu hale getirdin değil mi?"
"Evet...Ondan nefret ediyorum!"dedigi anda yüzüne tekme attım. Mark'a işaret verince kafasını dondurdu ve Sehun öldü... Bunu yapmak istemezdim ama bu kadarı fazlaydı!
"Mark! Hemen Jackson'ı ve Kris'e yardım et! O adama götürelim...
"Ben daha iyi birini biliyorum! Hemde çok daha iyi!"dedi ve hızla odadan çıktı.
***
Mark'a helal olsun! Kris'i ve Jackson'ı sırtında taşıyarak koştu! Bense Jennie'ye destek olarak koştum. Sanki... Bu yolu biliyorum derken Mark durdu ve annemlere ait olan eve yöneldi.
"Mark! Saçmalama!"
"Lisa! Asıl sen saçmalama! Her ne kadar o adam ve kadından nefret etsemde... onlar en iyileri!"dedi ve kapıyı çalmadan ayağıyla kırdı kapıyı. Çaresiz Jennie ile eve girdik. Annem mutfaktan çıkar çıkmaz çığlık attı. Babam salondan kksarak geldi. Normal yani! Mark kurt, ben kurt, Jennie kurt...
"Yardımınıza ihtiyacımız var..."dedi Mark.
"Anladım... beni takip edin."dedi babam ve herkes yukarı çıktı. Nereye gidecegimizi bilmiyordum...Birden kendi odamin önünden geçince bir garip oldum...
"Ah! Gelin!"dedi babam ve duvardan bir kapı çıktı. Oha! Bu ne be? İlk defa görüyordum! Sırayla herkes içeri girdi ve kapı kapandı. Heryer Bembeyazdı!
"İlk Jackson'dan başlayalım... Ya da... Sally sende Kris'i hallet nasıl?"dedi babam.
"Ee...Olur!"dedi annem ve Kris'i yandaki masa gibi şeye koydu. Jennie'de Kris'in yanına gitti. Bense Jackson'ın yanındaydım. Onu bu halde görünce destek amaçlı elini tuttum. Babam ellerimize bakınca tebessüm etti. Aynı zamanda da işini yapıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kurtlar Çetesi
WerewolfNormal hayatı olan Lisa'nın, Jackson ile tanışmasıyla hayatındaki değişiklik...