Şeker Tadında -23-

41 7 0
                                    

Saat 23.59 olmuş da kül kedisi balodan kaçıyormuş...

Kanım donmuş bir şekilde o kadına bakıyordum. Neden? Bana bunu yapmasının nedeni ne? Daha geçen beni kendine çekip sarılmıştı? Bunlar sadece bir makyaj mı?

Sinirle ağzımı açtım "BURDA AİLE KAVRAMINI BİLMEYEN BİRİ VAR DEMEK ÖYLE Mİ? KIZINI EZİP HER ZAMAN KÜÇÜK DÜŞÜREN, KIZININ YANINDA HİÇBİR ZAMAN DURMAYAN SEN. 'BABAMLA PARA İÇİN EVLENEN' SEN, VE NANKÖR OLAN BEN! BEN KÜLKEDİSİ OLMAKTAN BIKTIM AMA SEN ÜVEY ANNEYİ OYNAMAKTAN BIKMADIN!" derken nefesimi düzenliyememiştim. Bazen nefesim kesiliyor bazen hıçkırıklarım kelimelerden belli olmuyordu.

Arkamı dönüp yavaşça yürümeye başladım. Kafamı yukarı kaldırdığım sırada Yiğit'in bana seslendiğini duydum "Derinn." Derin ya Derin. Hızlıcana koşmaya başladım arkama bakmadan. Sözlere kulak asmadan. Sevdiğin değer verdiğin kişilerin sana seslenmesini dur demesini umursamadan.

Salon'dan çıkıp karşımdaki kişilere göz gezdirdim.

Yeni yıl, yeni yıl, yeni yıl. Bütün herkes yeni yıl yeni bir beyaz defter diye sevinirken. Benim defterimin ilk sayfası siyaha boyanmıştı.  Belkide buna alışmam gerek. Sonuçta hayatımda böyle bir kadın var.

Belimde hissettiğim el ile kafamı yavaşça arkaya çevirdim.

"Hadi gidelim." dedi Yiğit. "Gidelim.".

Arabaya binip kafamı cama yasladım. Aynaya uzanıp kendime baktığımda sesli bir şekilde ofladım. Mısra'nın söyleyişi ile 'makyajım şehit olmuş gidiyordu'. "Güzelsin, her halinle." diyen Yiğit'e kafamı çevirip gülümsedim. "Yanımda olduğun için teşekkürler." dedim titrek sesimle.

Belimden beni kendine çekip sarılırken kollarımı omzuna yerleştirdim. Alnımı omzuna koydum. Kafasını boynuma gömünce huylandığım çin kıpırdandım. Nefesinden gülümsediğini anladığımda yavaşça ayrıldım.

Araba çalışmaya başlayınca radyoya uzandım. Birkaç şarkı çevirdikten sonra hiçbiri şuan ki durumumu açıklayamadığından yerime sinmeyi tercih ettim. Cama doğru yan dönüp gözlerimi yumdum...

Arabanın durması ile doğrulup Yiğit'e döndüm. "Eee içki içeriz dimi?" diyince sırıtıp yüzümü ovuşturdum "Olur" diyince gülümseyip arabadan indi. Çok geçmeden açılan kapı ile kafamı çevirdim. Elinde ki içi içki dolu siyah poşeti arka koltuğa bıraktı...

Arabanın tekrardan durması ile gözlerimi açtım. Yiğit'in evinin önünde duruyorduk. "Annenler?  Evde değil mi." dediğimde yüzü düşmüş Yiğit "Değiller tekim ben burda." diyince kafamı sallayıp elimi saçlarımın arasına daldırıp salladım. Arabadan inip Yiğit'i takip ettim. Evin içine girince kendimi koltuğa atıp ayaklarımı topuklu ayakkabıdan kurtardım. Ayakkabılarımı kenara koyup mutfağa girmiş olan Yiğit'in yanına gittim. "Lovabo nerde?" diye sordum "Yukarda sağda ilk kapı." diyince kafamı sallayıp yukarı çıktım. Elimi yüzümü yıkayıp zorla makyajımı çıkardım. Saçımı açıp tarak bulmak için dolapları karıştırdım. Sonunda buldum. Saçımı tarayıp salık bıraktım.

Yavşça aşağıya indiğimde Yiğit koltuğa oturmuş masanın üstünde 2 bira vardı. Yanına otuduğum sıra dikleşip "Kıyafet veriyimmi?" diyince onu süzüp "Seninkiler bana nası olsun bay gökdelen." dedim başımı ovarken. "Ablamdan kalma şort var üstüne de benimkilerden vericem maleseff." diyip dudaklarını büzdü.

Birlikte yukarı çıktık ve Yiğit kıyafetleri ayarlayıp bana verdi. Odasında giyinip hızlı bir şekilde aşağıya indim. Yiğit gözlerini büyütüp "Şortun nerde senin" dedi. Sırıtıp tişörtü hafif kaldırdım "Burda." diyince gözlerini devirip "Bücür olduğunu unutmuşum. Tişörtüm elbise olmuş." diyince gülümseyip yanına oturdum.  Çantamdan telefonumu alınca gördüğüm cevapsız aramalara şaşırmadım.

Telefonumu kapatıp masaya koydum aynı zamanda birayı elime alıp bir yudum aldım. Yiğit boğazını temizleyip konuşmaya başladı. "Bişey sorucam tabi sakıncası yoksa?" dedi "Bugün olanlarla ilgili dimi?" diyince kafasını salladı "Sor gelsin." dedim "Annen, neden böyle konuştu?" diyince kafamı iki yana salladım. "Annemle anlaşamayız. Beni umursamaz. Para gözdür." diyince kafasını salladı. "Da bu kadar ağır konuşmasının nedeni ne ?" dedi. "Bilmiyorum." dedim.

Uzun bir süre sesslizlik oluştuğu sürece çok içmiştim ve kafam yerinde kesinlikle değildi. "Bana hayatını anlatsana." diyen Yiğit'e yan gözle bakıp 'niye' anlamında kafamı salladım. "Seni, hayatını merak ediyorum." diyince sırıtıp "O zaman benden sonra sen anlatıcaksın." diyince kafasını salladı.

"Başlıyorum o zaman... Şimdi bu Derin var ya hep el üstündeydi. Babası ile arası hep çok iyiydi. 7-8 yaşlarına kadar annesiyle de. Belkide başından beri annesi ile iyi değildir de minik Derin farkına varmamıştır. Derin büyür, büyür. 16-17 yaşlarına gelir. Bu dönemlerde anne ve babası çok sık kavga eder. Üniversite 1 de babası  ortaklarla anlaşamaz iflas eder. Annesi delirir ve babasını boşar. Bu dönemlerde Derin ve babası zor bir sürece girmişlerdir. Annesi başka bir adamla evlenir. Derin'in babası yine eski itibarını kazanır. Bunun üzerine Derin'in annesi adamdan boşanır ve Derin'in babası ile konuşmaya başlar. Derin'in bundan haberi yoktur. Küçük bir mesajla öğrenir herşeyi... Böyle işte." diyince tavana bakan Yiğit gözlerini bana çevirdi. "Gel." diyip beni kendine çekti.

Kolu omzumda, benim kafamda göğsündeydi. Yiğit'e bakmak için gözlerimi yukarı kaldırdım "Eee hadi, sende sıra." dedim. Derin bir nefes verdi ve başladı.

"17 yaşıma kadaş sorunsuzdu herşey. Yani önemli sorunlar değildi. hani 17. yaşım kirlendi derler ya. Benim 17. yaşım kirlendi. Almaya'dan Türkiye'ye dönmek için uçak tutmuştuk. Özel uçak. Birşeyler oldu ve düşüşe geçtiğimiz söylendi. Uçak yere çok hızla çakıldı. Annemle Babam'ı kaybettim... Ablam var çok değer verdiğim. 4 yaş büyük benden. Arada buraya gelir kalır. Sık sık konuşuruz, hergün. Çok uzun bir hikayem yok ama acılı." diyince dolmuş olan yaşlarımı saldım. Onun içinde herşey kötüydü. Birbirimizi anlıyabiliyorduk ailesel olarak.

"Neyse hadi yatalım." diyip ayaklandıktan sonra dolabın yanına gidip çarşaf yastık yorgan felan çıkardım. Koltuğu açıp sermeye başladım. Serdiğim yatağımın üstüne oturduktan sonra "Hadi çık yukarı yat." diyip gülümsedim.  Kafasını sallayınca yatağa girip ona arkamı dönüp gözlerimi kapadım.

Arkamdan yorganın kalkması ile yanıma bir beden yerleşti. Arkamı döndüğümde Yiğit ile göz göze geldim. "Birlikte yatalım mı."diyince tek kaşımı kaldırıp "Niye?" diye sordum "Bana iyi geliyosun bayan topuk." diyince gülümseyip kafamı salladım. Tek yastık ile kafamızı tavana dikip yattık. Bir süre tavana baktıktan sonra derin bir nefes verip "Sende bay gökdelen." dedim.

Belimi saran kollar ile gülümseyip göğsüne kafamı yasladım.

Şeker Tadında (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin