Şeker Tadında -4-

188 28 32
                                    

Multimedia Murat Abi
Murat abi,bn ve Mısra şuan aqua park'a gitmek için yoldaydık.Sonradan anladım ki Murat abi'nin bize sürprizi ve Mısra'nın da bu kadar tepki vermesinin nedeni buymuş.Gerçi şuan bende mutluluktan ve heyecandan ölebilir durumdaydım.Ama duygularımı belli etmeyi pek sevmem.Açıkçası genelde duygularımı sadece ben ve sevgili günlüğüm bilir.EVET! Günlük tutuyorum.En son aqua parka 13 yaşımda gitmiştim.Annemin beni sevmemeye başladığı doğum günümde yani.O zamanlar annemin bana bacağımı kırdığım için kızıp bana ilgi göstermediğini düşünmüştüm ama bacağım geçince ve büyüdükçe hayat yüzüme gerçekleri tokat gibi vurmuştu suratıma.Evet aqua parkta bacağımı kırabilecek kadar bir sakarlık potansiyelim var.

Herneyse kısa bir araba yolculuğundan sonra aqua parkın kapısından içeri girmiştik.O rengarenk kaydıraklar cıvıl cıvıl insanlar.AH! Burası MÜKKEMMEL! Bu cümleleri sesli söylediğimi ve gözlerimin parladığını hissederken Murat abi'nin cümlesiyle sadece hissettiğimi değil gerçekleştirdiğimi farkettim."Duygularını belli edecek kadar sevineceğini bilseydim seni daha öncede getirirdim buraya bücür" derken ben çoktan Murat abi'nin boynuna atlamış binlerce kez teşekkür etmiştim bile.Ama aklıma gelen soruyla duraksadım.Peki mayolar? Diye sordum endişeli ve meraklı gözlerle bakarken.Murat abi ise elindeki çantayı sallayarak "annem sizin için herşeyi hazırladı"dedi aynı zamamda da elime çantayı tutuşturmaya çalışarak.

20 dakikanın sonunda Mısra su mavisi renginde siyah çizgili bikinisini ben ise beyaz trasparanlı bikinimi giydim.

Mısra'nın

     Mısra'nın

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Derin'nin

Önümüzde duran onlarca kaydıraktan hangisine binsek diye düşünürken Murat abinin söylediği ikimizinde kafasına yatmıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Önümüzde duran onlarca kaydıraktan hangisine binsek diye düşünürken Murat abinin söylediği ikimizinde kafasına yatmıştı.En baştakinden başlayıp hepsine sırayla binicektik.

Gözümü en büyük olan kaydıraklara diksemde bunu yapıcak cesaret bende bulunmadığı için kafamı 'hayır' anlamında kendi kendime sallayıp direk kaydıraklarda göz gezdirdim. 2 kişilik kaydıraklardan birini görünce Mısra ile binmek istesem de Mısra çoktan kaydıraklara hücum ettiğinden dolayı onu bulmaya üşeniyordum. Hızlı bir şekilde arkamı dönerken kayarak düşme tehlikesini atlattıktan sonra Murat abiye dönüp "Buna binelim miii?" diye sordum küçük bir çocukcasına. Çocuklaşıyordum farkındayım. Ama umrumda mı ?

YOOO

Kafasını 'tamam' anlamında sallayınca elime 2 kişilik botlardan alıp kaydırak içim merivenlerden çıkmaya başlamıştım. Abi bu bot ne kadar ağır ya ne koydunuz içine. Tamam ağır olmaya bilir ama esiyo esiyo.

Lan esiyo. Acaba burda kalsam mı diye düşünürken tekrardan bir düşme tehlikesi yaşadığımdan dolayı arkamdan gelen Murat abi botumu elimden alıp o taşımaya başladı. Hayır sever abi. Kalp kalp.

Botu kaydırağın başına yerleştirip öne oturmamı işaret etti. "Yok yaa, önce ben gidiyimde ben öliyim dimi." diyince gözlerini devirip "Saf mısın kızım. Ben senden daha ağırım önde otursam arka kısmı havaya kalkar ben suya düşerim normal olarak sende. " diyince derin nefes alıp ön kısma bindim. Murat abi de arka kısma yerleşince kaydırakların başında olan taş çocuk bizi ittirdi.

Hızlanıyo hızlanıyo. Ananı hayy " İMDAAAAT" diye bağırınca Murat abi kafam vurdu tabi düşüyodum öyle vurulur mu ayı. "Salak mısın kızım ne imdatı sanki kaçırıyoz." diyince o görmesede gözlerimi devirdim. Tabi o sırada suya geldik. Altımda olan deliğe küçük geldiğim için düştüm. Suyun içindeyim. Hani düşmezdim. Suyun kaldırma gücü yok mu ??

Suda çırpınıp yüzeye çıktım ve kahkaha atmakta olan bir Murat abi ile karşılaştım. "HA HA HA ÇOK KOMİK!" diyip su attım ve hızlı bir şekilde havuzdan çıktım.


İçimden gelen cesareti toplayıp en büyük kaydıraklardan biri olan dik bir şekilde aşağıya inen sadece 1 metre belkide daha az kısmı kapalı sonra açılan benim korkudan altıma sıçmama neden olan kaydırağa doğru adımlarımı attım. Botsuz olduğundan dolayı daha çok kormama neden oluyordu. Uzun bir kaydırak olduğu için ve aynı zamanda da yanında onun gibi uzun kıvrımlısından düz olananına kadar kaydıraklar olduğundan dolayı çok yukardaydı.

Merdivenler çık çık bitmiyo be yoruldum. Çıktıkça korkum artıyordu. Yani şuan Büyük Aquapark'a kuş bakışı bakıyorum ve nerdeyse görmediğim hiç bir yer yok.

Kaydırağın olduğu kata SONUNDA vardım. Kaydırak korkunç gözüktüğü için (ki belkide gerçektn korkunç) bomboştu. Yavaş adımlarımla önünde durdum. Şimdi napıyoruzzz.

Tabi ki kaymıyoruz.

Önce iman gücüne dayanarak imana gelmemiz gerek.

"Subhaneke, amin. Elham, amin. Nasr, a-" derken sözümü kaydırağın başında duran taş böldü. Pardon canikom da sen ne ara geldin. Kesin gökten yağdı. "O kadar korkmanı gerektiricek bir şey değil." diyip güldüğünde gözlerimi devirip " O zaman sen bin." dedim "Ben bu kaydırakları haftada 4 kez görüyorum emin ol alışkınım zor gelmez. " diyince kafamı yukarı kaldırıp ya sabır çektim. Yüce iman gücü adına!!

"Niye korkıyım ki yani." diyip hırsla kendimi kaydırağa attım.

İyi bok yedin

Hay ölüyom çok hızlı lan bu. Allaaahh üstü açıldı. Sıçtım galiba...

Suyun içinden çırpınarak çıktım. Kafamı yukarı kaldırdığımda o çocuğun bana bakıp kahkaha attığını görünce gözlerimi devirip orta parmağımı kaldırdım. Bana bakıp gözlerini büyütüp işaret parmağını 'çok ayıp' manasında salladı. Çok ayıpmışş.

Yarısı kapalı yarısı açık olan birazda korkmama neden olan ama cesaretimi toplayıp binmeye karar verdiğim kaydırağın başındaydım.Murat abinin arkadan beni itmesi üzerine kendimi kaydırağın içinde bulmuştum.Gayet sakin bir şekilde ilerlerken üstü kapalı yerden geçtikten sonra nerdeyse ters döndüm diyebileceğim bir pozisyonda kaymaya devam ederken görevlinin beni daha çok ittirmesiyle kaydırağın sonuna geldim.Tam havuzu boyluyacakken suyun üstünde olduğumu fark ettim.Ah! Olamaz! Bunun burda ne işi var! İşte bu sefer sakarlığımın sonunu sıyırmıştım!

Merhaba arkadaşlaaar! Ben Ezgi.Öncelikle şunu belirtmek istiyorum ki bölümleri Nisayla beraber telefonda konuşurken yazıyoruz.Bölümleri ise benim paylaşmamın nedeni Nisa'nın tatilde olması ve internetinin olmaması.Bazıları hikayeyi "sadece sen mi yazıyosun ?" Diye sorular sordu.Böyle olmasının nedeni bu.Bunun dışında hikaye hakkındaki düşünceleriniz neler?Sizce Derin ne gibi bi sakarlık yaptı?Yorumlarınızı bekliyoruz.Hikayeyi hala kütüphanenize eklediyseniz eklemeyi unutmayın.Sevgilerden bir demet hepinizi öpüyoruz :*
-Ezgi

Şeker Tadında (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin