Şeker Tadında -14-

59 8 4
                                    

Yataktan kafamı kaldırıp çaprazımdaki aynaya baktım. Az kalan rimelim dağılmıştı. Ve bugün büyük gündü. Yani çoğumuz lanet okuyo olabiliriz ama sonuçta Yiğit var sonunda. Nereye gidiceğimi farketmişsinizdir zaten. OKULA. Evet bu gün okul açılıyordu.
Üstüme beyaz askılı giyip altına beyaz dantelli bağcıklı kısa bir şort giydim. İkili kolyelerimden takıp yanıma güneş gözlüğü aldım. Ne kadar hava şuan sıcak sayılsa bile yağmur yağma ihtimali vardı. Üstüme asker yeşilinin biraz daha açık tonunda ince bir yağmurluk giydim. Yuvarlak hem elde tutula bilicek hemde koluma takabiliceğim pudra pembesi çantamı taktım.

Açık pembe ruj sürdüm. Ama o bildiginiz iğrenç duran tonlardan değil gerçekten çok tatlı bir rengi olan pembe. Eyeliner çekip rimel sürdüm. Çantamın içine gerekli olucak her şeyi koyup evden çıktım. Bu sefer arabamı kullanmaya karar verdim. Garajdan arabamı çıkarıp okula doğru sürdüm...

Arabayı okulun otopark kısmına park ettim. İçeri girdiğimde çimlere oturmuş ayna ile makyajını kontrol eden Beril'i gördüm. Yanına oturup " Güzelsin güzel" diyince bana dönüp kıkırdadı. Aynasını kapatıp elinde oynamaya başladı. "Dün neler olduğunu anlatsam şok geçirirsin." diyip onu meraklandırmış ve 'noldu' demesini bekliyordum. Bunu hangimiz yapmadık ki? Gözlerini bana çevirip "Noldu anlat hemen. " diyince başarı ile gülümsedim...

Bütün olan biteni anlatınca en sonunda Beril " Vay bee" dedi. "Öyle işte" diyip etrafa göz gezdirdim. Tam çaprazımıza döndüğümde Yiğit'i bana bakarken yakaladım. Ona baktığımda hızlı bir şekilde kafasını çevirdi. 'Hiç görmedik evet' diye söylenen midemdeki küçük derini onaylarcasına Yiğit'e doğru bakıp kahkaha attım. Beril'e döndüğümde bana 'Yiğit buna yaramamış' bakışı attı. Yiğit'in bize doğru yaklaştığını görünce direk telefonumla oynamaya başladım. Yanıma yaklaşınca omzuma dokunup "Bizim yanınıza gelsene, hem seni bizimkilerle tanıştırırım" dedi "Yok ya bi ara gelirim." dedim "Pekala bekliyorum ama." Diyince gülümseyip "Tamam." Dedim myi uzatarak. "Görüşürüz." Diyince görüşürüz anlamında kafamı salladım...

1 dersim bitmişti bu 3 saat sürmüştü. Yarım saatlik bir molaya girmiştik. Kafamı sıraya gömüp biraz durduktan sonra kafamı kaldırıp etrafıma bakındım. İnekler hariç herkes çıkmıştı. İnekleri anlamıyorum. Hani Lisede felan tamam da Üniversite. Zaten 3 saat aralıksız ders görüyorsun. Bide yarım saat molan varken onada ders. Gerçekten beyinleri alev almıyormu diye düşünüyorum.
Kafamı tamamen kaldırıp doğrulup ayağa kalktım. Sınıftan çıkıp lavaboya girdim. Rujumu tazeleyip saçımı düzelttim. Lavabodan çıkıp bahçeye doğru ilerledim. Yiğit'e gelicem dediğim için şuan onların yanına gitmem gerekiyordu. Onlardan bir kaç kişiyi tanıdığım için kolay alışıcağımı veya rahat konuşucağımı düşünüyodum. Can vardı kankam, liseden beri tanışıyoruz. Eray beni kardeşi gibi görür desem yeridir. Beni her şeyde korur. Tabi bide Gamze var Lisede en yakın arkadaşımdı hâlâ da öyle sadece biraz uzaklaştık.  Ama onun yeri hâlâ benim için ayrı.  Yanlarına yaklaştığımı farkeden Can koşar adımlarla yanıma gelip kolunu omzuma attı. Tam olarak onların yanına vardığımızda kolunu benden çekip "Yürü bakıyım Gamze'ne." Diyince gülüp Gamze'nin yanına gidip sarıldım.  Yiğit şaşırmış olucak ki "Siz tanışıyo musunuz?" Diyince benden önce Eray söze girdi " Derin, ben, Gamze ve Can aynı Lisedeydik." diyince Yiğit tek kaşını kaldırıp "Seni o zaman diğerleri ile tanıştırıyım." dedi kafamı salladım. Tanımadığım kalan tek erkeği gösterip "Bu Çağrı," geldiğimden beri sessiz ve çok cool tipli kızı gösterip "Bu Başak," diyip kulağıma eğildi " Biraz sert bir kızdır. Erkek gibidir sert davranırsa sana bana söyle." Diyince kafamı salladım.  En son kalan kızı gösterip "Bu da Selen." Dedi "Bende Derin" diyip gülümsediğimde Çağrı "Memnun oldum." diyip elimi sıktı. Başak denen kıza döndüğümde bana bakıp göz devirip önüne döndü. Daha Selen'e dönmeden Selen koşup bana sarılıp "Memnun olduuum. " diyip 'u' yu uzattı.  Gülümseyip önüme döndüm.  Ki yine Selen önüme atlayıp " Telefon numaranı verir misin sana çok kanım ısındı." Dedi gülümsedim. Telefon numaramı verdim "Çaldırdım kaydet" diyince telefonumu çıkarıp kaydettim. Çağrı yanıma gelip"Hazır telefonunu çıkarmişken telefon numaramı veriyim yaz..." dedi onuda kaydedip çaldırdım. Bana bakmadan "Kaydettim." Dedi tamam anlamında kafamı sallayıp önüme döndüm...

2. Ders de bitince dağılmaya başladık. Saat daha 13:10 olmasına rağmen eve gitmeye karar verdim. Okulun kapısından çıkarken yanıma Eray geldi "Hadi gel seni bırakıyım." Dedi "Yok ya arabam burda zaten." Diyip geçiştirdim. "Hayır olmaz ben bırakicam sabahta birlikte geliriz Can felan da gelicek hadi illa seni özledim Derin'im mi diyim hadi bebeğim." Diyince kıkırdayıp "Olabiliir tabi." Diyince gözlerini devirip "Seni çok özledim Derin'iim" dedi "Madem bu kadar ısrar ettin olur" diyip güldüm. Kafasını ileri işaret edip ilerlemeye başladı. Arkasından ilerlerken seslendim "Tamam arkada bırakmayı seviyosun ama olmaz ki ilk günden aa." Diye söylenince arkasına dönüp kollarını beline koyup "Öyle mi prenses?" Diyince gülüp "Öyle prens." Dedim gülüp belimden tutup ileri itti...

Arabaya binmiş bir şekilde Can'ı bekliyoduk. Bu çocuk alışkanlıklarından hiç vazgeçmicek heralde...

"Sonunda geldin be oğlum." Diye söylendi Eray. "Geldim be geldim amma söylendiniz." Diyip Eray'a yandan bir bakış attı.  Son ses müzik açıp arabanın üstünü açtık.  Cevapsız çınlamayı duyunca yüzümü buruşturdum...

Merhaba canlarım yeni bir bölüm ile karşınızdayız. EZİK kitabının yazarı ile buluşup hikayeler hakkında konuştuk.  Bölümleri günde 2 tane yayınlamayı düşünüyorum yetişmek için. Bölüm hakkında yorum yapmayı ve votelemeyi unutmayın. Sizi seviyoruz...
    -Nisa

Şeker Tadında (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin