Diana

32 3 0
                                    

 Aria'yla konuştuğuma hala inanamıyordum.Onca yaşanandan sonra tekrar bir araya gelecektik.Telefonda fazla konuşamamıştık çünkü birbirimize söylememiz gereken o kadar şey vardı ki ve bunları yüz yüze söylememiz daha doğruydu şehrin 35 km ilerisinde terk edilmiş bir otopark vardı orada buluşacaktık.

Bu telefon görüşmesinden beri Andrew çok sessizdi.Derin düşünceler kurar gibi çenesini sıvazlayıp duruyordu.Radyoyu açmak için elimi uzattığımda elimi tutu.

"Sorun ne?"diye sordum.

"Sadece biraz başım ağrıyor."

Bunu duyunca gözlerimi kıstım."O kadar içersen tabi ağrır."

Andrew beni duymazdan gelmişti.

Kafamı cama yaslayarak dışarıyı seyretmeyi seçtim.

 Yavaşça yağmur taneleri cama çarpmaya başladı.Gün ışığı hala bizi takip ediyordu.Hava şuan tam olarak benim duygularımı yansıtıyordu.Aria'yı gördüğümde mutluluktan ağlaya bilirdim.Evimi özlemiştim sonuçta.

Çok geçmeden bir kavşağa saptık ve otopark görüş alanımıza girdi.Koltuğumda huzursuzca kıpırdandım.

Andrew'in göz ucuyla bana baktığını hissediyordum.Ama ona bakmak yerine kızıl saçlı kızı aradım.Camı açıp kafamı uzattım.Her an gibi bir insandan iz yoktu.Andrew kamyoneti durdurdu.

"Ben bir etrafı kontrol edeyim."

Andrew arabadan inip otoparkın orada gözden kayboldu.On dakika geçmişti hala yoktu.Bir terslik olduğunu anlayıp arabadan indim ve Andrew'in gittiği yöne doğru ilerledim.Yağmur hızını arttırmıştı.Etrafta hiçbir canlıdan iz yoktu.Otoparkın önüne geldiğimi fark ettim.

Arkamda biri varmış gibi hissettim ve bütün cesaretimi toplayıp arkamı döndüğümde kız kardeşimle karşılaştım.

"Aria."

Kızıl saçları sırılsıklam olmuştu.Her zamanki gibi mükemmel gözüküyordu.Hiç değişmemişti hala benim ikizimdi.

Bana doğru koştu ve sıkıca sarıldı.Bende aynı şekilde karşılık verdim.İlk geri çekilen o oldu.Kollarımı tutup beni süzdü.

"Sarı saç sana yakışmış."

İkimizde kahkaha attık.Uzun zamandır bu kadar mutlu olmamıştım.

"İkizler kavuşması böyle oluyormuş demek."

Arkamı döndüğümde Andrew'in bize doğru geldiğini gördüm.

"İçerisi temiz.Ayrıca..."Cümlesini tamamlamadan sustu,sonra devam etti."Hasta olmadan içeri gelsenize."

O sırada Andrew'de yanıma yaklaşmıştı. 

"Bu kim?"

Aria tedirgin olmuştu.Nedenini anlayabiliyordum.Bir vampirle bir insanın yan yana olması hayırlı bir şey değildi.

"Andrew,benim yol arkadaşım onun sayesinde şuanda buradayım."

Aria ona dönüp ters ters baktı.Ama sonra bakışları yumuşadı."Kız kardeşime göz kulak olduğun için teşekkür ederim."

Başını sallamakla yetindi.

 Otoparka girdik ve başımıza gelen her şeyi birbirimize anlattık.Babamın öldüğünü duyunca sadece şaşırmıştım.Ama başka bir duygu hissetmedim.Ne suçluluk duygusu,ne de bir üzüntü.Babam benim için çoktan ölmüştü zaten.

Micheal'ın yeni başkan olduğunu duyunca korku ve endişe duygusu bir an beni sardı.

Aria sözünü bitirdikten sonra tüm bu konuşma boyunca sessiz kalan Andrew'e döndüm."Andrew?Sen ne düşünüyorsun?"

Kızıl Vampir -Gece Keşfi 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin