"Siktir. Sizi dinlemek mi? Uyuyordum, sesinizden uyuyamıyorum!" diye çıkıştım. Pek de güzel bir yalan değildi aslında. Ayrıca kimin umrundaydı ki?
"Uyuyor muydun? Dalga mı geçiyorsun Bieber? Her neyse biz Maicy'yle alışverişe çıkıcaktık değil mi Maicy?" dedi ve Maicy'ye döndü.
"A-alışveriş mi?"
"Evet hani gidecektik ya?" dedi ve sahte bir sırıtma gönderdi.
"Ş-şey, evet gidecektik şimdi hatırladım."
"İyi birazdan çıkalım, sen de odana git Bieber."
"Alexis, Dylan'ı unuttun galiba?" Böyle dememle yüzü bembeyaz olmuştu. Ama haklıydım. O herif bizden birini bulduğu yerde gebertirdi. O yüzden dışarı çıkarken hep tedbirli olmamız gerekirdi.
"Ben de sizinle geleyim. Aslında böyle bir planınız yoktu değil mi?" dedim ve sırıttım.
"Yoktu ama şimdi var Bieber." O da sırıttı.
"Tamam ben ceketimi alıp aşağı inerim. Siz de çabuk inin aşağıya," dedim ve odama girecekken, "Ayrıca," Alexis' i kolundan tuttum ve o kızın duymaması için benim odama girdim.
"Bundan sonra o kız burada kalacak, o yüzden alışverişe gittiğimizde ona da birşeyler al."
"Burda mı kalacak?" dedi heyecanla ve devam etti, "Tanrım teşekkür ederim, şu heriflerin dışında bana bir kız arkadaş verdin."
Maicy'den;
"Tamam ben ceketimi alıp aşağı inerim. Siz de çabuk inin aşağıya," dedi ve odası olduğu tahmin ettiğim yere girecekken,
"Ayrıca," dedi, Alexis'i kolundan tuttu ve odasına girdiler. Yaklaşık beş dakika sonra Alexis odaya girdi.
"Ne zamandan beri böyle bir planımız var?" dedim.
"Şu andan beri," dedi ve sırıttı. "Her neyse. Justin kızmadan aşağıya inelim." Aşağıya inmek için odadan çıktık.
~
"Aman Tanrım, bu elbise mükemmel, ayrıca sana da harika olur," dedi Alexis bir bana bir elbiseye hayranlıkla bakarken.
O sırada Justin lafa girdi "Hayır, o elbiseyi giyemez," dedi .
"Neden giyemezmiş?" dedi Alexis .
"Çünkü çok açık."
"Pardon ama seni ne ilgilendirir? " dedim.
"Çünkü bu aralar sinirliyim ve herifin teki yanımdaki kıza askıntılık ederse kendimi tutamam."
"Bunu alıyoruz Bieber," dedi Alexis.
"Sana almıyorsun dedim Alexis," diye tısladı Justin. Hadi ama neden bu kadar takmıştı ki?
"Ama alıyorum Bieber," dedi Alexis. Justin sinirle saçlarının diplerini çekiştirdi. Açıkçası biraz ürkmüştüm.
"İyi. Ama öyle bir şey olusa-" Justin söylenirken Alexis elbiseyi ödemişti bile.
"Haydi ödedim gidelim buradan," dedi Alexis.
Eve gelir gelmez Alexis beni kolumdan tuttu ve odasına götürdü.
"Hadi hemen dene şu elbiseyi," dedi ve gülümsedi.
"Justin bundan pek hoşlanmadı galiba," dedim çekinerek.
"Sen onu boşver ve şu elbiseyi dene artık." Sırıttı.
"Tamam," deyip ben de sırıttım.
~
"Aman Tanrım!" diye çığlık attı Alexis. "Çok güzel görünüyorsun." Uzaktan gören tecavüz etmeye çalışıyorlar zannederdi.
Justin'den;
Çocuklarla otururken yukarıdan bir Aman Tanrım! çığlığı gelmişti. Alexis'in sesiydi. Çocuklarla birbirimize baktık ve hep birlikte koşar adımlarla yukarı odaya çıktık.
"Siktiğimin! Neler oluyor Alexis?" diye bağırdım.
Çocuklar bir yere hayran hayran bakıyorlardı. Tanrım! O kız... Elbisenin içinde... güzeldi. Fazla... güzeldi.
"Hey hey hey! Çıkar mısınız? Elbise deniyorduk."
Hayır. Neden izin vermediğimi bilmiyordum ama o kızın bu elbiseyle dışarı çıkmasına izin vermeyecektim. Benim yanımdaki her kız benim kızım sayılırdı. Alexis hariç. O, Matthew'in.
"Bu elbiseyle dışarı falan çıkamazsın," dedim ona.
"Pardon? Sen kimsin ki bana izin vermeyeceksin?"
Bu kız beni çileden mi çıkarmak istiyordu? Galiba evet. Ayrıca kendine çok güveniyordu. Bu eve gireli kaç saat olmuştu?
"Ben öyle istiyorum ve öyle olacak," diye tısladım.
"Olmayacak." Aynı şekilde karşılık verdi.
"Öyle mi sürtük?" dedim sürtüğü bastırarak. Ve bir tokat geçirdim.
Lanet. Yine en ufak bir şeyde sinirden deliye döndüm işte.
Yüzünü tuttu ve bana baktı. BİR KIZA TOKAT ATMIŞTIM. Lanet olsun. Neden bilmiyordum ama, KENDİMİ SUÇLU HİSSEDİYORDUM.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dangerous Love!
Teen FictionAilesiz ve normal bir yaşamı olan Maicy... Normal bir yaşamla alakası olamayan, Stratford'un lideri Justin... Kaderin bir oyunuyla, birbirine tamamen zıt bu iki genç karşılaşacaktır. Ve sonra ortaya ölümsüz bir aşk çıkacaktır. Maicy ve Justin'in bu...