Maicy'den;
Bana tokat atmıştı. Aslında bu inanılması çok zor bir şey değildi. Çünkü ben onun hiçbir şeyi değildim. O bir katil olabilirdi ve bu normal. Tanrım yanağım çok acıyordu!
"Sen ne yaptığını sanıyorsun?" diye cırladı Alexis.
Justin arkasına bakmadan koşar adımlarla aşağı indi sonra bir kapı çarpma sesi geldi. Ardından arabasının tekerlekleriyle asfalta çığlık attırdı.
"Sen iyi misin?" dedi Alexis.
"B-ben iyiyim," dedim. Hiç iyi değilim.
"Matt. Justin yine sinirlenmişe benziyordu. Siz çocuklarla arkasından gidin. Ve hazır gitmişken ona artık koca adam olduğunu ve sinirini kontrol etmesi gerektiğini de söyleyin."
"Tamam," dedi Matthew. "İletirim." Gözlerini devirdi.
~
Matthew'den;
Gizli depoya gelmiştik. Justin cidden sinirli görünüyordu. Ama bu yaptığı gerçekten çok saçmaydı. Gerçekten sinirini kontrol etmesi gerekiyordu. Aptalcaydı.
"Adamım neden bu kadar sinirlendin ki? Basit bir sürtük işte," dedim. Hışımla arkasına döndü.
"O bir sürtük değil," dedi. Ne yani?
"Justin daha kızı tanımıyorsun bile."
"Bu bir şeyi değiştirmez," diye tısladı.
"Sen onu önemsiyorsun," dedim sırıtarak.
"Ne, şimdi de bu mu çıktı?"
"Seni tanıyorum dostum, Mary'den sonra bir kız için böyle sinirlendiğini görmedim," dedim. Ama sadece takılıyordum. O her şeye sinirlenirdi. Bu, o kıza özel bir durum değildi.
"Mary'yi karıştıma," dedi. Konuşu değiştirmeye çalışıyordu.
"Konuyu değiştirme," dedim sırıtarak.
"Siktirin burdan Matt!" diye bağırdı. Klasik Justin'di işte, bir sinirlenir sonra hemen sakinleşirdi.
"Tamam adamım gidiyoruz," dedim. "Bu arada, Alexis, sinirini kontrol etmeyi gerektiğini öğenmeni söyledi." Kahkaha attım. Sonra, "Hadi Dean arabayı sen kullan, eve gidiyoruz," deyip arabanın anahtarlarını Dean'e fırlattım.
~
"O kız nerede?" dedim.
"Yukarıda, uyuyor," dedi Alexis. "Onun için üzülüyorum. Biraz önce konuştuğumuzda bana ailesinin bir uçak kazasında öldüğünü söyledi. Sonra da konuşamadı. Ağlamaya başladı. Daha sonra da uyudu. Matt, o burada kalsın, yani... kendime bir arkadaş buldum."
"Tamam burada kalacak, zaten Justin de-" Biraz da Alexis'e takılsam sorun olmazdı. Ha?
"Ne? Justin ne?"
"Justin o kızı önemsiyor. Ve aşık olmuş." Sırıttım.
"Aman Tanrım! Bu harika bir haber!" diye çığlık attı.
"Ama o kıza söyleme, çünkü daha Justin'in tam olarak aşık olduğuna emin değilim."
"Emin değilsen niye beni sevindiriyorsun?"
Telefonum çalmaya başladı. Arayan Jonathan'dı.
"Söyle Jonathan."
"Matt, dostum sizin kargo gemisi havaya uçtu!"
"Ne sikimden bahsediyorsun sen!" diye kükredim.
"Bir ay önce sipariş verdiğiniz kargo, buraya gelirken patlamış."
"Siktir!" diye bağırıp elime ne geçtiyse attım.
"Matt neler oluyor?" diye bağırdı Alexis.
"KARGOMUZ HAVAYA UÇMUŞ!" diye kükredim.
SİNİRDEN KANIMIN ÇEKİLDİĞİNİ HİSSEDEBİLİYORDUM...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dangerous Love!
Teen FictionAilesiz ve normal bir yaşamı olan Maicy... Normal bir yaşamla alakası olamayan, Stratford'un lideri Justin... Kaderin bir oyunuyla, birbirine tamamen zıt bu iki genç karşılaşacaktır. Ve sonra ortaya ölümsüz bir aşk çıkacaktır. Maicy ve Justin'in bu...