''Keşfettiğin ne olursa olsun kucakla onu, İçindeki gerçekten asla korkma!''
Dönay gözlerini açtı. Bir gemideydi ama nasıl buraya gelmişti hatırlamıyordu. En son hatırladığı şey başkanın yüzüydü.Bir geminin içindeydi ayağa kalktı ve camdan bakarak, ''Uzaydayım, yoksa rüyada mıyım?'' dedi.Odasının kapısı açıldı içeri Beyaz Renkli bir zırh giyen bir asker girdi. Asker '' Çocuk, Coruscant'a yaklaştık hazırlan iniyoruz''dedi. Dönay o an rüyada olmadığını anladı. İçinden '' Bunlar babamın bahsettiği klonlar olmalı'' dedi. Klon ''Hadi beni takip et çocuk!'' dedi. Dönay da yaşadıklarının şokuyla kafasının salladı ve klonu takip etmeye başladı. Etrafta koşuşan klonlar vardı.Bir anda gemi sarsıldı ve alarm ötmeye başladı.
Dönay klona ''Neler oluyor, nereye gidiyoruz?'' diye sorular sormaya başladı.Klonda ''Coruscant gezegenine gidiyoruz ama sanırım gemimiz Ayrılıkçılar tarafından saldırıya uğradı'' dedi . Dönay ''Ayrılıkçılar? onlarda kim?'' dedi. Klon ''Cumhuriyeti yıkmaya çalışan bir taraf'' dedi. Dönay ise içinden,''Kesin benlik.'' diye geçirdi. Klon ''Hadi çabuk ol köprüye (geminin kontrol edildiği oda) gitmemiz lazım amiral orada'' dedi.Koşmaya başladılar her yerde ateş ve çığlık vardı Klonlar ölüyordu. Sonunda tam köprüye vardılar. İçeride kimsecikler yoktu.Klon bağırarak ''Herkes nerede?'' dedi. Ve tam o anda köprünün içine yedi tane savaş droidi girdi. Klon Dönay'a dönerek ''Benim yaptıklarımı yap'' dedi ve ellerini arkasına koyarak droidlere ''Teslim oluyoruz'' dedi. İçeri garip droid gibi insan gibi biri girdi. Droid o kişiye dönerek ''General Grievous ,efendim gemiyi ele geçirdik sadece şu ikisi hayatta kaldı, teslim oluyorlar'' dedi. Grievous ''Hmmm'' dedi ve Dönay'ın yanına yaklaştı. Grievous Dönay'a '' Sen de kimsin küçük çocuk?'' dedi. Dönay cevap vermedi. Grievous droidlere '' Öldürün şu ikisini'' dedi. Droidler Silahları ile nişan aldı.
Droidler nişan almıştı. Adı ''Rex'' olan klon içinden ''Demek sonum böyle olacaktı'' diye geçirdi. Rex'in gözleri kapalı bir şekilde duruyordu. Bir anda sessizlik çöktü. Rex gözlerini açtı. Gördüklerine inanamadı, gözünü ovaladı birkaç kere sonra tekrar dikkatlice baktı. Hayır bu hayal değildi. Etrafında bir çeşit kalkan vardı. Ne olduğunu anlamaya çalışırken droidler ateş etmeye başladı ama Kalkan ikisini koruyordu. Dönay'a döndü, Dönay'ın ellerini ileri doğru ittirmiş bir şekilde durduğunu ve gözlerinin bembeyaz olduğunu fark etti. Dönay elini geriye çekti ve bir anda ileri ittirdi. Droidler paramparça oldu. Grievous kapıdan çıkmış yürüyordu sesi duyunca kafasını çevirdi ve gördüğü şeye inanamadı. Dönay'a yaklaşarak ''Demek sen bir padawansın'' dedi. Grievous pelerini geri doğru savurttu. Belinde 4 tane ışın kılıcı duruyordu. ''Işın kılıcı koleksiyonuma bir tane daha ekleyeceğim sanırım'' dedi.
Dönay, ''Ben bir padawan değilim ve asla da olmayacağım'' dedi. Grievous ''Demek Kılıcın yok, Hmm... İlginç, sen bir padawan değilsen nesin o zaman?'' dedi. Dönay ''İntikam peşinde koşan biriyim'' dedi. Grievous ''Ah, kim intikam peşinde koşmuyor ki zaten? neyse zaten yaşamın burada sonlanacak'' dedi. Işın kılıçlarını açtı. Rex ne yapacağına, ne diyeceğine şaşırdı. Grievous üstlerine doğru koşmaya başladı. Dönay ellerini ileri doğru ittirerek Kalkan oluşturdu. Grievous kılıçlarını kalkana doğru vurmaya başladı ve ''Eninde sonunda bu kalkan yok olacak, fazla dayanamıyacaksın'' dedi. Rex ''Bir planım var. Silahımda ki halatları kullanarak Grievous'u bağlayabiliriz'' dedi. Dönay Rex'e dönerek ''Eee... Ondan sonra ne yapacağız?'' dedi. Rex ise ''Orasını sonra düşünürüz'' dedi. Dönay ''Ben üç deyince kalkanı kapatıyorum'' dedi. ''1,2 ve 3'' Rex silahını Grievous'a doğrulttu ve ateş etti. Grievous'un kolları halatlar tarafından bağlandı. Işın kılıçlarını yere düşürdü. Dönay kılıcı yerden aldı ve Rex'e ''Hadi gel'' diyerek Köprünün Kapısından çıktılar. Grievous ''Rarrrrhrhhgh'' diye bağırdı. Kolundaki telsiz ile droidlere '' Ana hangara doğru iki kişi geliyor onları hemen imha edin'' dedi. Dönay ve Rex koşarak ana hangarın oraya doğru gidiyordu. Rex '' Ana hangarda bir Shuttle (Gemi) olmalı, bu arada neden Grievous'un ışın kılıçlarından birini aldın sen ışın kılıcı kullanmayı biliyor musun?'' dedi. Dönay ise sırıtarak ''Babam çiftçiydi. Çiftliğimize saldıran hayvanlara karşı sopa kullanıyordum. Hem anızdan hiçbir şey olmamasından iyidir belki işime yarar dedi. Hangarın kapısına geldiler. Rex kapının yanındaki kontrol düğmesi ile kapıyı açtı ve karşılarında neredeyse yüzlerce droid duruyordu. Dönay ışın kılıcının düğmesine bastı. Rex silahını nişan aldı ve saldırmaya başladılar. Dönay hiçbir eğitim almadığı için kılıçla pek fazla bir şey yapamıyordu ama nedense içindeki bir güç ona nasıl yapmasını söylermiş gibiydi. Gelen Lazerlere karşı kılıcını tuttu ve savurdu. Lazerler droidlere geri dönerek onlara hasar verdi. Rex ''Bakıyorum da çabuk öğreniyorsun'' diyerek cebindeki droid etkinsizleştirici bombayı çıkardı ve droidlerin üzerine attı. Drodilerin hepsinin devreleri bozularak kapandılar. Rex ''Shuttle tam karşımızda hadi çabuk'' dedi. Dönay, babasının ona verdiği bilekliği düşürdü ,o sırada Rex gemiye binmişti bile. Dönay bilekliği aldı ve tam geminin içine giriyordu ki arkasından gelen bir ışın kılıcı sesi duydu. Hemen elindeki kılıcı açarak geri döndü ve ona doğru gelen ışın kılıcını savurdu. Kılıcı atan kışı Grievous'du. Grievous ile bakıştılar ve geminin kapısı kapandı. Rex Dönay'a dönerek ''Neler oldu?'' dedi. Dönay'da ''Sanırım Grievous biz gitmeden son kez görüşürüz demek istemiş''dedi ve Gemi hangardan çıkarak uzaklaşmaya başladı. Rex koordinatları Cumhuriyetin başkenti olan ''Coruscant'' gezegenine ayarladı ve ışık hızına geçtiler.
(Hikayemi okduğunuz için teşşekür ederim. Yeni bölümler 2 güne bir gelecektir. Hata yaptığım yerleri söylerseniz mutlu olurum) :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Padawan'ın Yükselişi
Science FictionJediler için karanlık bir zaman başlıyordu. Galaksi umutsuzlukla dolmuş, canlıların kanıyla yıkanıyordu. Ama öyle bir kişi vardı ki Galaksinin kaderini değiştirecekti.