Aradan 2 yıl geçmiştir, Dönay büyümüş ve daha güçlü olmuştur. Arada bir saha görevlerine çıkıyorlardı ama o gün yapacak birşeyleri yoktu.
Stafen,''Eee Dönay bugün ne yapalım? Yaptığımız ağaç eve doğru koşuya varmısın?''
Dönay,''Üfff hiç uğraşamam şimdi, Ustalar gizli bir göreve gittiler bizede söylemediler acaba nereye gittiler?''
Stafen,''Usta Obi Wan bu işe karışmayın dedi hem neden konuyu değiştiriyorsun, yoksa kaybetmekten mi korkuyorsun?'' diyerek sırıtır.
Berk, ''Amma işsizsiniz yav, ben yatmaya gidiyorum'' diyerek tapınağın içine girer.
Dönay kaşlarını çatarak ''Göreceksin'' der. Stafen ''1,2,3'' demeye kalmadan Dönay koşmaya başlar. Stafen'da derin bir nefes alarak koşar. Dönay'a yetişmiştir aynı hızla koşmaktadırlar. Dönay gülerek ''Görüşürüüüüzzz'' der ve ormana girer. Stafen ''Ağac ev o tarafta değil nereye gidiyorsun?'' Dönay, ''Kestirme yol diye birşey duymadın mı?'' der ve ağaçların arasında kaybolur. Stafen hiç ritmini bozmadan bildiği yoldan gider.
Dönay daha erken varabileceği bir yol arıyordu. Aslında kestirme yolu bilmiyordu sadece rezil olmamak için biliyormuş gibi davrandı. Şelali bir yere geldi karşıya geçmek için yer yoktu o yüzden dallara tutuna tutuna dereye indi. O anda çok garip birşey oldu. Beyninin içinde sesler yankılanmaya başladı Dönay yere çöktü. Ses ''Bana gel! aradığın şey bende'' diye yankılanıyordu beyninin içinde. Dönay kafasını döndürmeye başladı sesin nereden geldiğini öğrenmek için. Ama bulamıyordu ses gittikçe yükseliyordu kafasının içinde, sonra gözünü kapadı ve derin bir nefes aldı. Ses şelalenin içinden geliyordu ilerlemeye başladı. Şelalenin tam altına geldi ama birşey görünmüyordu. 2 Adım daha attı ve şelalenin içinde bir mağara gördü. Ses daha da artmıştı artık dayanılmaz bir hale gelmişti. İçinden ''Geri mi dönmeliyim'' gibisinden birşeyler diyordu ama bir diğer yandan da sesin ne olduğunu öğrenmek için can atıyordu. İlerledi, arkasına döndü artık ışığı bile zor görüyordu. Sanki birşey onu kendisine çekiyordu. İleride küçük bir kırmızı ışık gördü. Yaklaştıkça ışık büyüdü ve büyüdü. Büyük bir odaya varmıştı odanın etrafında garip heykeller ve yazıtlar vardı. Odanın Tam ortasında büyük taştan tabut şeklinde birşey duruyordu.
Dönay ne olduğuna anlam veremedi. Ama sanki o yapı kendisini açmasını istiyordu. Dönay konsantre olmaya çalıştı. Elini havaya kaldırdı ve ileri ittirdi. Yapının üstündeki parça uçarak yere düştü. Dönay içinde ne var diye eğildi ve bir çığlık kopardı. İçinde bir insan iskeleti duruyordu. Korkudan yere düştü. Ve gene o ses beyninde yankılanmaya başladı. Ayağa kalktı, cesaretini toplayıp iskelete yeniden baktı. İskeletin elinde üçgen şeklinde kırmızı renkte parıldayan birşey vardı.
Parmağının ucuyla o parıldayan şeye dokundu ve Işın kılıcı sesi duydu sonra bir çığlık, Patlayan gemiler, yok olan gezegenler sonra zırhlı biri göründü ışın kılıcını açtı ve Dönay'a savurdu.
Dönay gözlerini açtı. Yerde bayılmıştı. Etrafına bakındı ve hala o mağarada olduğunu gördü.
Peki o gördüğü görüntüler neydi?, Dönay ne olduklarına bir anlam veremedi. Yanında bayılmadan önce gördüğü cisim duruyordu ama sanki açılmış bir şekildeydi.
Eline aldı holocronu. Bir adam sesi duydu ve sonra hologramı. Hologram ''Bırak sana güçlü olmayı öğreteyim, intikam istemiyormusun?, benden öğrenebilirsin.'' dedi. Dönay ne diyeceğini şaşırdı.
''Ne istediğini biliyorum''dedi hologram,
Dönay, ''Öğret bana, babamın intikamını nasıl alacağımı öğret!'' dedi ve o sırada Stafen'in sesini duydu. Mağaranın dışından geliyordu ses. Cismi sırt çantasına koydu ve mağranın çıkışına doğru ilerledi. Garip bir şekilde sanki cisim onun ne yaptığını anlamış gibi ışığını söndürdü ve kapandı.
Şelalenin altından geçti ve Stafen'ı gördü. Stafen, ''Ne yapıyorsun orada saatlerdir seni arıyorum!'' Dönay, ''Sanırım ayağım takıldı ve düştüm sonrada bayıldım'' dedi. Stafen ''Birdaha tek başına gezme, meraklandırdın beni'' der ve Dönay'a sarılır. Dönay şaşmıştır. Stafen normalda sıcak kanlı bir çocuk değildir.
Stafen, ''Ustalar döndü hadi gidelim'' Dönay, ''Hadi o zaman'' der ve Tapınağa geri dönmeye başlarlar. Tapınağa varırlar.
Ustalar ile selamlaşır ve direk odasına girer. O cisim'i anlamak için can atıyordur...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Padawan'ın Yükselişi
Fiksi IlmiahJediler için karanlık bir zaman başlıyordu. Galaksi umutsuzlukla dolmuş, canlıların kanıyla yıkanıyordu. Ama öyle bir kişi vardı ki Galaksinin kaderini değiştirecekti.