Bu esrarengiz ışık normalde gördüğümüz bildiğimiz ışıklardan değildi.Hızlıca oraya doğru süzüldük.Bulutlar yavaşça birbirinden ayrılmaya esrarengiz ışıkta yok olmaya başlamıştı. Önümüzde iç içe daireleri olan buz mavisi bulutlar vardı. Ve bu bulutlar labirent şeklini almışlardı.Hemen labirentten içeri girip ne olacağını görmek istiyordum. Buyüzden hemen labirent in girişini bulup girmek istiyordum. Yavaşça süzüldük. Sonunda buldum onu. Ve yavaşça oraya doğru süzüldük.Ama girmeye çalıştıkça sanki bir şey bana engel oluyordu. Tekrar denedim ama buseferde olmadı. Bunu her denediğimde tabaka birazdaha sertleşiyor ve üzerinde derin oyunlar oluşuyordu. Birkaç kez daha denedim. Oyunlar daha da derinleşip sert tabaka artık kırılamıycak hale gelmiş, esnekliğini yitirmişti.Çantam yine sallanmaya başladı. Gold renkli torbaya çıkarıp içine baktım. Değerli taşlar toplam 7 taneydi.Sert tabakanın üzerindeki oyuklarda 7 taneydi ve şekilleri de birbirlerine tam uyuyordu. El şeklindeki elması el şeklindeki büyük oyuğa koydum geri kalanlarıda yerlerine yerleştirdim. Her yerleştirdiğim taş dahada parlıyordu. Sert tabaka birden kristal ler halinde parçalanmaya başladı. Bende hemen değerli taşları geri alıp gold renkteki torbaya koydum. Ama karşımda gördüğüm şey az önce gördüğümüz manzaradan çok farklıydı. Yerlerde toz pembe sisler vardı. İçeriye girdik ayaklarımızı yere bastık. Artık süzülmüyorduk. Ayaklarım buraya girmeden önce soğuktan donuyorken, şimdi birden fazlasıyla sıcak bastırmıştı . ayağımda ise hala botlar vardı ve hem bu nedenle hemde birden soğuktan sıcağa geçmem yüzünden ayaklarım çok kötüydü. Yanıyordu. Ayaklarımı zor tepiştiriyordum.yerden dizlerime kadar tozpembe sisler vardı. Ahu "Ben ayaklarımı hissetmiyorum, tepişemiyorum. Siz beni bırakın ikiniz devam edin" "Olmaz " dedim." Seni burda tek başına bırakamam. "
Ahu" Siz bu labirentten çıktığınızda bende serbest kalıcam, öyle hissediyorum. Bana gerçekten yardım etmek istiyorsan bu labirentten çıkmalısınız"dedi. Tamam anlamında başımı salladım. Şimdi Açelya da yoktu. Yolumuza Bora'yla devam edecektik başında da olduğu gibi. Ama nasıl?...
************************************Ayaklarımızın yanmasına rağmen yürümeye çalışıyorduk. Bu durum ne kadar kötü olsada içimden bir ses bunun geçeceğini söylüyordu. Son kez Ahu ya bakıp önüme döndüm. Biz buraya girmeden önce labirent gibiydi ama şimdi saatlerdir bu düz yolda yürüyorduk. Önümüzde yolumuz ikiye ayrılıyordu.Hızla oraya doğru koştuk ayaklarımızdaki dayanılmayacak derecede yanmasına bakmadan. Bu iki yolun ortasında içine girmiş buz mavisi bulutların arasında iki çift lanse benzer şeyler vardı ve bunları ne yapacağımızı bilmiyorduk. Lens olarak takarsak içimden kötü şeyler olacağına dair hisler vardı ama şuanda tek çıkış yolu buydu önümüzde bulutların üzerindeki aynaya benzeyen şeye bakarak lenslerimizi taktik. Ama her şey değişmişti,etrafımız duvarlarla çevrili ve üzerlerlerinde kahverengi küçük ama duvarı kaplayan şelaleler vardı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇIKIŞ
Teen FictionSıradan bir günün sonunda açelya dinlenmek için uyumuştu ama uyandığında başına gelecekleri bilmiyordu ...