3)ESMERİN KIZILI (KAİ)

Bölüm 1

Yorganının altına girdi Selin.

"Allah'ım yaaa. Ne olur beni koru. Biliyorum şimdi beni yiyen birileri yok ama yemesinler yinede."

Karanlıktan korkuyordu ve tek başına nasıl uyuyacağını bilmiyordu.

Ailesi Selin daha üç yaşındayken Türkiye'den Güney Kore'ye taşınmışlardı. Babasının burada büyük bir şirketi vardı. Her yaz Türkiye'ye akraba ziyaretlerine giderlerdi. Kore'de büyüsede , Türkiye'yi daha çok seviyordu Selin.

Yorganını çekti üzerinden. Annesi babasının yanına yardım etmek için gitmişti. Bu gece ikiside imzalanacak bir sürü dosya olduğu için gelemeyecekti.

"Offf. Yatakta korkup,ayağa kalkınca neden içimdeki korku gidiyor?  Bilerek mi yapıyorsunuz bana sizi kötü düşünceler" diyerek kendi kendine söylendi.

Biraz fazla patavatsız bir kızdı Selin. Pek arkadaşı yoktu bu yüzden. Sadece Lee Min Baek adında bir arkadaşı vardı o kadar.
Lisede tanışmışlardı min baek ile ve hala görüştüğü tek arkadaşıydı.
Zaten hiçbir kızla iyi anlaşamazdı.
Selin tam bir erkek fatmaydı.

"Kalk Selin kalk. Anan,babanda evde yok. Çık sokağa turla bari." diye söylenerek kalktı yatağından.
Geceliklerini çıkarmamıştı bile.

Boy aynasının karşısına geçti.
İri ela gözleri,dolgun küçük dudakları ve minik burnu bir biblo gibi muhteşemdi. Ama Selin bundan pek hoşnut değildi.
Eliyle fazla dağılmış ve genelde taramadığı kızıl saçlarını düzeltti. Hala daha dağınık görünse de umursamadı. İnce vücudunu saran siyah kurukafalı geceliklerine baktı.

"Aman ya. Bir ceket gitysem yeter. Kim görecek ki beni gece gece?"
dedi aynada kendini süzdükten sonra.

***

Hava buz gibiydi. Şişme montuna iyice sarıldı Selin.
Yanından geçenler bu tuhaf kıza bakıyordu. Muhtemelen Selin'i deli sanıyorlardı. Ya da evden kaçan bir çulsuz. Ama Selin hiç kimseyi umursamazdı.

Küçüklüğünden beri böyleydi.
Şimdi liseyi bitirmiş, ama ailesini dinlemeyip yüksek puan almasına rağmen universiteye gitmeyen bir kızdı. Ne kadar zeki olursa olsun ders çalışmak ona göre değildi.

Karşı yola geçip kendine bir paket cips alacaktı. Yaya geçidinin orada durdu ve kırmızı ışığın yanmasını beklemeye başladı.
O sırada aklına min baek geldi. Onu ararsa üniversiteli arkadaşı ziyaretine gelebilirdi. Böylece biraz onunla takılır ve evine giderdi.

Cebinden ellerini çıkarmak istemesede çıkardı ve
~min baek~ yazısının üzerine tıkladı.
Bir kaç saniye sonra telefonu açmıştı.

"Ne var Se lee?"

Kore'de herkese kendini Se Lee diye tanıtmıştı. Çünkü Selin'i düzgün telaffuz edemediklerinde insanlarla kavga ediyordu.

"Min baek. Her zamanki marketin orada buluşsak ya senlen. Takılırız biraz. Hı?"

Selin telefonla konuşurken ışığı farketmeden karşıya geçmeye çalışmıştı.
Ve yüzüne gelen ışıkla kendini yerde buldu.
Neden çok ıssızdı etrafı? Ayrıca neden çok uykusu vardı?