Gözlerimi açtığımda tüm vücudumu kaplayan büyük bir korkuya kapıldım çünkü gün yeni doğmaya başlarken şafağın karanlığında hiç bilmediğim bir odada uyanmıştım. Kalbim sanki yerinden fırlayacakmışcasına çarparken yataktan hızlıca doğrulup bir kaç saniyeliğine etrafıma bakındım, kesinlikle bilmediğim bir yerdeydim ve bu beni inanılmaz tedirgin ediyordu. Jesse diye seslendim ancak hiç bir cevap gelmedi bu tedirginliğimi daha da arttırıyordu, bir an belki de bağırmanın iyi bir fikir olmadığını düşünerek büyük bir hamleyle kapıya doğru koştum, buradan kesinlikle ayrılmalıydım ancak kapı kilitliydi işte tam o an kendimi bir denizanasından farksız hissetmiştim, hiç bir şey düşünemiyordum sanki beynim beni bu kabusun ortasında terk edip uzak diyarlara göçmüştü. Neden buradaydım? Burası neresiydi? Neden ufacıkta olsa bir şeyler hatırlamıyorum? En önemlisi de Jesse neredeydi? Acaba burada olduğumdan haberi var mıydı?Beni arıyor muydu? Eğer sabaha gözlerimi bu korkunç odada açtıysam mutlaka çoktan beni aramaya başlamıştır.Evet boktan hayatımda başıma gelen en güzel şey varlığıyla beni bu korkunç odada bir denizanası olmaktan kurtarmayı başarmıştı, sonunda düşünmeye başlayabilmiştim. Genelde çok gergin olduğum zamanlarda aklımı başıma getiren, beni odaklanmaya sürükleyen şuan olduğu gibi hep o olurdu ve normalde bunu fark ettiğimde annesine zorla o çok istediği balonu aldıran haylaz bir çocuk gibi gülümserdim ancak içimdeki korku ve tedirginlik bu sefer beni bundan mahrum ediyordu. Eminim ki şuanda yüzümde gülümseme yerine planlarım hep ters gittiğinde takındığım o tedirgin ifade vardı .Birden dışarıdan bir takım tıkırtılar duyunca kulağımı kapıya dayayarak sesi yakından duymak istedim. Kapıya doğru yaklaşan ayak sesleri kalp atışlarımın hızlanmasına sebep oluyordu ve kapının diğer tarafında beni neyin beklediğini bile bilememenin verdiği acı dolu korkuyla belki de burada durmuş sonumu bekliyordum. Ayak sesleri kapıya yaklaşınca durdu kapı kilidine sokulan anahtarın sesini duyunca irkildim ve istemsiz olarak geriye doğru hareket ederek arkamdaki komodinin üzerinde bulunan gümüş mumlukları yere düşürdüm.Kahretsin!Bunun üzerine yavaşça çevrilen anahtar durdu ve ;
-Günaydın sevgili karıcığım! Kopardığın yaygaraya bakacak olursak çoktan uyanmışsın.
İnanamıyordum beni buraya o çok sevdiğim kocam mı kilitlemişti? Şakaydı herhalde!
-Hayatım neler oluyor? Neredeyim ben?
-Hahhah! Hayatım? Hmmm evet birileri yine gerçeği inkar ediyor, haha-haha yeni mahzenini nasıl buldun bebeğim?
-Ne diyorsun Jesse şaka mı bunlar? Tanrı aşkına neler oluyor? Ne demek tüm bunlar?
-Hatırla! Hatırlaa! Hatırlaaa!
Gözlerimin önünden film şeridi gibi geçen sahnelerle adeta beynimin içinde çalışan bir saat mekanizması gibi dönen çarkların olduğunu hissediyordum.
-Lanet olsun hatırlıyorum!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
En Büyük Düşmanım
Mistero / ThrillerBir insanı ne kadar sürede tanıyabiliriz? 3 ay? 6 ay? Peki ya 11 yıl? Sizin için belki fena bir süre değil ancak durum Emily için çok daha farklı. Herkesten çok güvendiği eşinin aslında sandığı kişi olmadığını düşünüyorsa kime yardım elini uzatabili...