4. BÖLÜM "DOLUNAY"

10 3 1
                                    


KEYİFLİ OKUMALAR ☺

---------------------------o----------------------

Beton yığınlarıyla bezenmiş şehri geride bırakıp çevre yoluna geçiş yaptılar. Boş yolda ilerlerken duydukları tek şey tekerleğin yolla buluşmasıydı. Havanın sıcaklığı asfalt yolun kokusuyla birleşince daha bir çekilmez oluyordu.

Düz yolda bir su misali ilerlerken arabanın keskin dönüşüyle iki kadında sola doğru savruldu. Bu savruluş sanki onları daldıkları düşünce havuzundan çıkararak gerçek dünyaya dönüşlerini sağlamıştı. Yaptıkları keskin virajın etkisinden kurtulan iki kız arkadaş gözleriyle çevreyi taradı. Sağlı sollu ağaçların uzandığı orman yolu onlara her ne kadar görsel bir şölen sunsa da telaşlanmalarını engelleyememişti.

" Yaklaşık bir saattir yoldayız ve hala ulaşamadık mı evine? Nerede oturuyorsun sen ormanın içinde falan mı? "

Kenan Hicran'ın gözlerini büyülterek sorduğu soruya kendinden emin bir ses tonuyla cevap verdi.

" Evet... Ormanın içinde oturuyorum. "

" Ciddi misin sen! Derdin ne peki ? Bizi kaçırıp organlarımızı satmayı mı düşünüyorsun? "

" Pek sayılmaz. "

Adam ciddi durmakta ne kadar zorlansa da içinde dudağının bir tarafı yukarı kalkmış yanında ki kızın verdiği tepkileri gülerek izleyen Kenan'ı göstermemeyi gayet iyi başarıyordu.

Başına dert aldığı bu iki cadı onu bayağı eğlendirecekti belli ki. Bunun üzerine saklama gereği duymadığı çarpık bir gülüş belirdi suratında. Belirdiği gibide arkadan yükselen bebek ağlamasıyla eski haline döndü dudakları. Belli ki uğraşacağı cadı sayısı üçe yükselmişti.

Hicran ise yanındaki adama korku dolu bakışlarını göndermekle meşguldü. Kim olduğunu bilmediği bir adamın yanında oturması da ondan beklenmeyecek bir hareketti ama Fatma teyzesine güvenmişti. Şimdi ise bu kararını bir daha gözden geçiriyordu. Çünkü yanında oturan adamın verdiği cevaplar onu tedirgin etmekten başka bir işe yaramamıştı. Tabi ki şaka olduğunu biliyordu ama her konuda alaycı olan adamla böyle bir işe kalkışmak... Bilemiyordu... Onu tedirgin ediyordu işte.

Yanında oturan kendini bilmez adama alaycı tavrına karşı güzel bir ders verebilirdi ama ne yazık ki kendileri kabul etmişti onun teklifini ve bu hadsiz adam her defasında bunu dile getirmekten kaçınmıyordu. Başını sağa sola sallayarak bu düşüncelerden kurtulmak istedi ama kafasını meşgul eden bu konudan uzaklaşamıyordu bir türlü. Kaderine razı olup çıktığı düşünce havuzuna tekrar daldı.

Tabi ki bu düşünceler tek onun aklını meşgul etmiyordu. Arabanın arka kısmında kucağında ağlayan bebeğiyle ikilinin konuşmasını dinleyen Hülya ne yaptıklarını sorguluyordu o dakikalarda. Tamam... İlk konuştukları anda Kenan'ın söyledikleri gayet mantıklı geliyordu ama şu an düşününce... Neye kalkışmışlardı böyle? Bu işin sonu nereye varacaktı? Kocaman soru işaretleriyle çıktıkları bu yolda sonucun ne olacağını kim bilebilirdi ki?

-------------------------o--------------------

Hülya kucağında tuttuğu bebeğiyle, Hicran ise elindeki küçük çantayla Kenan'ın arkasından bakakalmışlardı.

" Ormanda oturuyorum derken ciddi olacağını düşünmemiştim."

Kenan elindeki anahtarı kapının kilidine yerleştirdikten sonra geriye döndü ve kızların şaşkın suratlarına baktı. Ardından yüzünde beliren sırıtmayla konuşmaya başladı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 10, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

VERYANSINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin