Bölüm: 3

37 5 0
                                    

Uyandığımda endişeli gözlerle karşılaştım Atakanın evinde olduğumu anlamam bir kaç dakikamı almıştı görüşüm netlesince hep bir ağızdan konuşan arkadaslarimı susturmak için 'iyiyim' dedim kısaca.
'Çok güzen gidiyordun ne oldu birden bire' diye soran Atakana 'heyecandan oldu sanırım' diyip gülümsedim yanıma oturup diğerlerini bakışlarıyla odadan kovdu.

'Senin için endişeleniyoruz melegim' diye fısıldarken gözlerindeki şefkat içimi ısıtmıştı biran olsun ona notlardan bahsetmek istedim ama bugün bana yaptıkları sadece bir uyarıydı biliyordum, Atakanı da bu işe bulaştırmak en son isteyeceğim şeydi.Benden bir cevap gelmeyeceğini anlayarak kocaman kollarının arasına aldı beni sımsıkı sarmalayıp başımın üstüne korkak bir öpücük kondurdu. O an Atakana karşı içimde olan hoşlantı sevinçle başını kaldırdı. Bir anda aklıma gelen Utku ismiyle başımı kasli kollardan ayırmak zorunda kalarak aceleyle 'saat kaç' diye sordum.' 6 ama ne oldu ki' diye sordu sakince 'Esra hanımın oğlu yemeğe gelicek' dedim. Atakan sinirli olmadığım için şaşkınlıkla suratıma bakarken bir kez daha sarılıp sonun da beni rahat bırakınca ilk olarak odadan çıkıp dışarıdakilere kısa bir açıklama yaptım. Fazla da konuşturmak için zorlamadılar zaten. Tam karşıdaki evime doğru koşar adım giderken hafiften başım döndü biraz hızımı düsürdügümde beni camda bekledigini belli eden babam kapiyı calmadan açtı. 'Yemek yapıcakmışmış' derken geldigim için mutlu olduğunu biliyordum yanağına küçük bi öpücük kondurup 'en azından tatlıyı ben yaparım' diye neşeli cikmasini umduğum sesimle mutfaktan bağırdım. Esra hanım ortalıklarda görünmüyordu hemen traliçenin kekini hazırlayıp fırına attım daha sonra sosu yapmaya koyuldum o da hazır olunca fırına yöneldim fırından cıkarttigim keki sogumaya birakip odama ciktim.

Bugün olanları atlatmam gerekiyordu odaya girip yataga biraktim kendimi o sırada yanımda bir kağıt durduğunu gördüm icimdeki lina bu notu gormek istememis basini eğmişti bende acıp moralimi bozmak istemedim ne kadar merak etsemde... Yataktan kalkıp banyoma doğru sersem adımlarla ilerledim kendimi soğuk suya bırakıp toparlanmaya çalıştım. Odaya döndüm Utku kim bilmiyordum ama güzel olma ihticacı hissetmiştim yine de çok fazla abartmadan siyah şortlu şifon bi tulum giydim ayağıma elbiseye göre hiç özenmeyerek panduflarımı geçirip saçımı kuruturken de fön çekmiştim son olarak rimel sürüp hazırlığımı sonlandırdım. Makyaj masamdan kalkıp arkamı dönünce yatağın üstündeki not dikkatimi çekti bunu yazan kisi resmen odama kadar gelmişti korkuyla irkildim okumamak için hemen kendimi odadan attım.

Aşağı indiğimde Esra hanım yine tüm güler yüzü ve şıklığıyla karşımda duruyordu. Ona gülümseyip, gülümsemesinin arkasına gizlemis olduğu endişeyi farkederek ellerini avucumun içine aldım 'her şey çok güzel olacak' derken tüm içtenliğimle konuşuyordum. Babamsa sonunda istediği şeyi görmüş olmanın sevinciyle bize bakıyordu. O sırada yarım bıraktığım tatlımı hatırlayarak Esra hanımın ellerini bırakıp mutfağa gittim sultanım ortalıklarda gözükmüyordu. Tatlının son şeklini de verip dolaba kaldırdım tam o sırada kapı çaldı. Yağmuru görmeye hiç hazır degildim mutfaktan kapiya doğru yöneldim hizli davranıp kapıyı açtım karşımda Yagmuru gördüm onu bu gece terslemeyecegime kendi icimde söz vermiştim o yüzden sahte bi gülümseme yollayarak 'hosgeldin' dedim. O da 'hosbuldum' derken annesine söz verdiği belli olan sıcak bi ses tonu kullanmıştı. Kimse görmeden gözlerimi devirdim açık olan kapıya bakıp 'Utku yokmu' diye sordum Esra hanım hayal kırıklığı taşıyan gozlerle bakıyordu tam kapıyı kapatacakken kapının diğer tarafından bir el tüm gücüyle bunu engelledi. Kapıyı geri açıp gördüğüm kişi karşısında küçük çaplı sok geçirdim bu park yerimi çalan çocuktan başkası değildi. Ben büyük ihtimalle açık olan ağzımla karşımda ki kişiyi süzerken o çoktan iceri girip kapıyı kapatmıştı Esra hanım ' hoşgeldin oğlum' diyip sarılınca bende ilk şaşkınlığımı atıp yanlarına gittim Esra hanım beklenti dolu gözlerle bana doğru bakınca karşımdaki çocuğa bakıp elimi uzattım ' Lina' diye kendimi kısaca tanıttığımda eğlenen gözlerini üzerimde hissettim oda bana bir adım atıp elini uzattı 'Utku' dedi. Selamlaşmamız bitince masaya geçtik servis konusunda Esra hanıma yardım ettim tatlı yemeğe geçtiğimizde masa tüm yemek boyunca olduğu gibi garip bir sessizlikle kuşatılmıştı.

Babam sonunda bu sessizliğe son vermek isteyerek öksürdü ve tüm dikkati üzerinde topladı ' biz artık Esrayla bir aileyiz biliyorsunuz çocuklar ben sizin iyi anlaşmanızı istiyorum sizden beni baba bellemenizi bekleyemem yada kızımın Esrayı anne kabul etmesini, sizde kardes degilsiniz zaten ama bu kadar uyumsuzluk icerisinde bir araya geldiniz' derken Esra hanımın elini tutuyordu o sırada Esra hanım söze girdi ' aile olmamız artık daha kolay çünkü' diyip mutlulukla babama baktı ve ikisi birden konuştu 'bi kardeşiniz oluyo!' Üçümüzede kal gelmişti bunun şokuyla uzun bir süre konuşmadık sessizce tebrik edip çok sevindiğimi mırıldandım gidin çocuğu aldirin diyemedim tabiki ne olursa olsun kardeşimdi o benim.

Utkuya baktığımda ne soylemesi gerektigini tartar gibiydi. Sonra pes edip 'tebrikler' dedi. Artık bişeylere karşı çıksada yararı olmayacağının farkında gibiydi bir süre minik kardesimizden bahsettik. Daha bugüne kadar tanımadığım adamla bir kardesimiz oluyordu hayat gerçekten sürprizlerle doluydu. Utkuyla da buraya taşınma konusunu konuşmuştuk kabul etmişti inşallah kabul etme nedeni ben değilimdir. Koltuklara geçtiğimizde babam bana bakıp ' Utkuya yeni odasını göstersene Lina nereye ne yapabilirsiniz onuda konuşursunuz hem ' dedi babamı başımla onayladım Utku çoktan ayağı kalkıp merdivenlere yönelmişti ne kadarda hevesli! Peşinden gidip önüne geçtim onu yönlendirerek benim çocukken kullandığım odaya dogru götürdüm bu odayı annem öldükten sonra değiştirmek istemiştim çünkü her yer onun anılarıyla doluydu. Hatırladığım anılarla içim burkulmuştu.

Odanın kapısını açtığımda her şey bıraktığım gibiydi bu odaya yıllardır girmemiş olduğuma inanamamıştım. Utkuyu hatırlayıp dolan gozlerimle ona baktım sonra titrek sesimle söze başladım ' şey burası benim eski odamdı yani eşyaları atarız sonra ben sana yardımcı olurum beraber hallederiz' bunlari soylerken bazı harfleri yutmuştum ama Utku anlamıştı artık gözlerimden boşanırcasına akan yaşları elinin tersiyle sildi.

Gözümün içine bakarak sanki icimdeki küçük Linayla konuşuyormuş gibi sefkatle konuştu ' her şey geçti Lina şişşş yapma lütfen annen böyle ağladığını görse üzülmezmiydi' derken sarmalamıştı beni. Annemle ilgini olduğunu hemen fark ettiği icin ona küçücük bir gülümseme yolladım. Biraz zaman geçince beni yalnız bırakıp odanın içinde dolaştı dolabımı açtı minicik kıyafetlerime göz gezdirirken arada bir bana bakip bu kız bunların içine sığıyormuydu diye düşünüyor gibiydi.

Bende daha fazla ayakta durmak istemeyerek küçük yatağıma doğru yöneldim yorganım floralıydı. Bunu görünce gülümsedim hep onun gibi olmak isterdim küçükken çok beğenirdim. Utku odada gezinmeyi bırakıp yanıma oturdu. 'Ben anılarını silip atamam Lina burasi senin geçmişin ne kadar seni üzüyo olsada böyle bir odaya sahip olduğun için çok şanslısın. Ve ben bu şansı senden alamam baska bir odada kalabilirim' derken gerçekten çok üzgün duruyordu. 'Teşekkür ederim ben sana başka bir oda bulurum kocaman ev ' dedim. Biraz daha oturup konuştuktan sonra odadan çıktık. Çıkar çıkmaz karşımda Yağmuru gördüm bizi dinlediği o kadar belliydi ki. Şuan onunla uğraşmak istemiyordum yıllardır evde olan bu odaya tek başıma degil yabancı bir insanla girmiştim ve hiç onun kardeşiyle uğraşacak halde değildim şuan.

Tam arkamı dönüp giderken ' bende bu evde kalsam lütfen Lina' diye bir ses duydum arkamdan ah hayır yine başlıyoruz işte...

NOT; SEN KİMSİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin