TÜRK KAHVESİ SEANSI

~BÖLÜM 1~

  Herkese merhaba. Biz bu hikayeyi 2 kişi yazıyoruz. Birlikte yazdığımız ilk hikayemiz. Umarım beğenirsiniz. Düşünceleriniz bizim için çok önemli. Sizler yorumlar ile düşüncelerinizi belirtirseniz çok seviniriz. Nerede yanlışlarımız olduğunu söylerseniz o yanlışları düzelterek daha iyi bir şekilde yazabiliriz.

Medya: Seden

İyi okumalar!

 *****

  Her zamanki gibi erken uyanmış televizyondan sabah haberlerini izliyordum. Habere dalmışken gözüm saate takıldı. Gerinerek koltuktan kalktım ve odama gidip hazırlanmaya başladım. Üstüme bir kot, bir tişört geçirerek kapının arkasında duran yeşil çantamı taktım. Yan odadan horlama sesi gelince gözlerimi devirdim. Yavaş adımlarla yan odaya gidip kapıyı açtım. Abim her şeyden habersiz mışıl mışıl uyuyordu. Komidinin üzerinde duran telefona kaydı gözüm. Ben sinsice sırıtırken abim horlamaya devam ediyordu.

  Telefonu elime alıp şifreyi girdim. Alarm kısmına girerek alarm sesini rock müzik yaptıktan sonra sesi sonuna kadar açtım. Sessiz ve yavaş adımlarla odanın çıkışına yöneldim. Salona gittim ve saate baktım. Tam beş dakika sonra alarm çalacaktı. Telefonumu unuttuğum aklıma gelince telefonumu aramaya başladım. Bulamayınca oflayarak ev telefonunun yanına gittim. Kendi telefonumu aradım ama her zamanki gibi sessizdeydi.

  Evi birden yüksek sesli bir rock müzik doldurunca sıçradım. Baş parmağımı damağıma koyup yukarı ittirerek klasik hareketimi gerçekleştirdim. Sonra abimin küfretme sesi gelince kahkaha atmaya başladım. Birkaç saniye sonra müzik sesi kesilince kahkahalarım da kesilmişti. Abim dağılmış saçları ve kareli pijama takımı ile içeri girince tekrar kahkaha atmaya başladım. Karnımı tutarak gülerken abim üstüme gelmeye başladı.

  Abim üstüme geldikçe geri geri gidiyor bir yandan da ağzımdan kaçan kıkırtılara engel olmaya çalışıyordum. Abim birden üstüme atılınca ben yere abim de üstüme düşmüştü. Abim bir süre beni gıdıkladıktan sonra üstümden kalktı. Üstümü başımı düzeltirken abim ciddiyetle bana döndü. "Bunu bir daha yapmayacağın konusunda anlaştığımızı sanıyordum küçük hanım."

  "Yoo. Biz öyle anlaşmadık. Sen öyle sanıyormuşsun." diyerek şirince gülümsedim.

  Abim kaşlarını çattı. "Seden." dedi uyarıcı bir şekilde.

  "Ne?" dedim sırıtmaya devam ederken. Bana kaşlarıyla duvardaki saati işaret ettiğinde kafamı duvara çevirdim. O sırada gözüm saate takıldı. Gözlerimi sonuna kadar açarak abime döndüm. Abimi odaya iteklerken; "Abi hemen hazırlan. Bugün yeni turistler gelecek, hadi." diye söylendim.

  Abim omuz silkerek koltuğa yönelince sinirle ayağımı yere vurdum. Alt kattan küt küt sesleri gelince yere eğilip "Pardon!" diye bağırdım. Abim hala koltukta otururken kolundan tutarak kaldırdım ve odasına ittirdim.

  Abim "Sıkıldım her sabah seni işe bırakmaktan." diye söylenirken;

  "Bana araba al deyince 'Hayır yok sana araba; gerekirse seni her sabah işe ben bırakırım. Gerek yok o kadar masrafa.' Diyen ben miydim sanki!" diyerek çenesini kapattım. Mırın kırın ederek odasına giden abime baktım ve kıkırdadım. Sizinde önünüzde sert mizaçlı ve yakışıklı abiniz bir paçası dizine kadar katlanmış pijamasıyla, kıvırta kıvırta yürüse sizde gülerdiniz.

  Birkaç dakika sonra abim geldi. Siyah bir kot ve tişört giymişti. Abim elindeki şeyi uzattı. Uzattığı şeyin telefonum olduğunu görünce hemen elinden kaptım. Telefonum, dünden beri arıyordum ama yoktu. Nasılda özlemişim.

  Sonunda ayakkabılarımızı giyip binadan dışarı çıktık. Abim her zamanki gibi beni takmadan arabaya bindi, bende yanına geçtim.

  Büyük binadan içeri girince danışmaya yöneldim.