~6. Bölüm~

104 18 17
                                    

   Merhabaa. Biliyoruz bölüm geç geldi ama sınav haftasındaydık ve yazmaya ancak vakit bulabildik. 2 hafta sonra tekrar sınavlarımız başlıyor o yüzden bu 2 haftada yazabildiğimiz kadar bölüm yazıp sınav haftası zorluk çekmemeye çalışacağız. Geçen bölümün sonuna sorular koymuştuk. Bu bölümün sonunda da var bir kaç soru. Umarız bölümü beğenirsiniz.

  İyi Okumalar!

~Hatırlatma~

  Ömer uzaklaşınca Cenk ve Zeynep bana döndü.

  "Ya sen onları nereden tanıyorsun!" diye cırladı Zeynep.

  Onları nereden tanıdığımı söylersem Zeynep daha önce ona söylemediğim için beni öldürebilirdi.

  Bir kaçış yolu ararken çalan telefonum kurtarıcım olmuştu. Kimin aradığına bakmadan hemen açtım telefonu.

  Telefonun diğer ucundan "Seden!" diye gürledi abim. Asıl şimdi bitmiştim ben. Zeynep öldürse daha iyiydi. Yağmurdan kaçarken doluya tutulmuştum.   

    ****** 

  "Canım abim!" diye bağırdım.

  "Kes yalakalığı! Neredesin kızım sen? Aramıyorsun, eve gelmiyorsun! Dün Zeynep'i aramasaydım gece orada kaldığını da bilmeyecektim. Öldürmeye mi çalışıyorsun kızım sen beni!"

  "Ya ne var abi. 'Biz piknikteyken ağaçtan düşüp sonra haber vermeden gizlice Zeynep'le kaçıp Cenk'e Hilal'i tavlamayı öğretmiyoruz ya.'" dedim hızlıca. Dediğim şeyi idrak edince gözlerim kocaman açıldı. Zeynep bana 'Ne diyorsun değişik.' bakışları atarken kendimi baskı altında hissediyordum.

  "Ne?" diyen abimle derin bir nefes aldım. Zeynep zor durumda olduğumu fark edip telefonu alarak yanımızdan uzaklaştı.

   " Berbat bir yalancısın." diyen Cenk'e aslında ben de hak veriyordum. Birine yalan söyleyeceğim zaman strese giriyordum. Elim ayağım dolanıyor, beynim çalışmayı bırakıyordu. Acaba alıştırma mı yapsam? Ama nasıl alıştırma yapabilirdim ki? Yoldan geçenleri durdurup saçma sapan yalanlar söyleyemezdim. Hem yalan günah. Ben en iyisi hiç bulaşmayayım böyle işlere. Zeynep halleder.

  Zeynep telefonumla geri dönerken abime ne söylediğini merak ediyordum. Zeynep telefonu bana verdi.

  "Normalde daha ne kadar saçmalayabileceğini dinlemek isterdim ama işin ucu bana dokunuyordu ondan el attım."

  "Ya ne yapabilirim. Dilim vücudumdan bağımsızlığını ilan edip ayrılıyor. Saçma sapan şeyler söylüyor işte."

  "Anlaşıldı, seninde derse ihtiyacın var." dedi derin bir nefes alarak.

  *******

  Elimdeki kahveden bir yudum alarak masadaki konuşmayı dinlemeye devam ettim.

  "Bu Cenk varya eskiden o kadar haylazdı ki bütün hocalar bunu tanıyordu." dedi Batu

  "Abartma ya, o kadarda değildi."diyerek mahcupça gülümsedi Cenk. 

  "Abartmıyorum ki ben. Bütün okul seni tanıyordu. Hatta bir keresinde üst sınıflar gelip Cenk'ten sınav sorularını istemişti."

  "Neden Cenk'ten istiyorlardı ki?" diye sordu Zeynep.

  "Bu salak hocalarla kanka olup sınav kağıtlarını yürütüyordu. Sonra bir de bu kağıtları çoğaltıp satıyordu." Oha be. Cenk sen neymişsin. Her öğrenciye bir Cenk lazım arkadaş.

  "Bizde bir gün Ömer ile tuvalete gittik.Bu salak gitti o kadar oturağın içinde ıslak olana oturdu. Bütün okula rezil olmuştu. Herkes altına yaptığını sanıyordu." diyen Hakan'la kahkaha atmaya başladım.

TÜRK KAHVESİ SEANSIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin