~3.Bölüm~

137 20 8
                                    

  Merhaba. Umarız yeni bölümümüzü seversiniz. Bizlere düşüncelerinizi belirtirseniz çok seviniriz. Bu bölümü buraya yazarken gözlerim kanadı. O iğrenç espiriler için sizden çok özür dilerim. Yazmamak için direndim fakat diğer yazar beni tehdit etti. Bende yazamayıp telefonu ona verdim. Ve o acımasızca yazdı! 😢

  Yazım yalnışı varsa kusura bakmayın. Telefondan yazdım. ☺

  İyi Okumalar!

******

  Alarmın sesiyle göz kapaklarım yavaşça aralanırken hala uykum vardı.Uyku mahmuru bir şekilde etrafa bakarken sol omzumun üzerinde beliren kırmızı şeyle kafamı o tarafa çevirdim.Kafasına oyuncak boynuz takmış, siyah tişörtünün üzerinde kırmızı harflerle 'Şeytan' yazan küçük bir ben beklemiyordum. Küçük 'ben' konuşmaya başlayınca onu incelemeyi bıraktım.

  "Ne gerek var işe gitmeye.Hem bir günden bir şey olmaz, Cenk halleder."

  Sağ omzumun üzerinde beliren şeyle kafamı bu sefer o tarafa çevirdim. Ne tesadüf ki onunda başında bir çember olan taç vardı. Ve beyaz elbisesinin üzerinde 'Melek' yazıyordu.

  "Olur mu öyle şey? Cenk çok yorulur." dedi Melek. Bu sefer Şeytan savunmaya geçti ve "Olur. Hem Cenk her sabah geç kalıyor. Biz bir şey demiyoruz. Bir günde o idare etsin."dedi.

  "Olmaz diyorum. Bir kere vicdanı rahat etmez. Gitmesi lazım işte." dedi Melek.

  "Bizde Vicdan'ın ağzını bağlarız olur biter. Değil mi Vicdan?"

  Bu sefer karnımın üzerinde çıkan küçük 'ben'e döndüm. Bunun saçları topuzdu. Yüzünde huzurlu bir ifade vardı. Üzerindeki yavru ağzı rengindeki tişörtünde 'Vicdan' yazıyordu. Gerçekten çok etkileyici(!)

  "Niye benim ağzımı bantlıyorsunuz ya. Bak Cesaret'i çağırırım döver seni!" diyip kollarını bağlayan Vicdan'a baktım. Lütfen içimde böyle biri olmadığını söyleyin.

  "Biri beni mi çağırdı?" diyerek elindeki tesbihi sallayan 4.'ben'e baktım. Aa çok ilginç bir şey keşfettim(!) Gömleğinde'Cesaret' yazıyor. Birde gömleğinin düğmelerinden birkaç tanesi açıktı ve siyah bir ceketi de omuzlarına asmıştı. Gözlerimi devirdim. Cidden neler oluyordu burada?

  "Bir sorun mu var Vicdan'ım?" diyen Cesaret'e yüzümü buruşturarak baktım.

  "Yüzünü buruşturunca daha çirkin oluyorsun." diyen yeni 'ben'e baktım. Hadi ama 5. kişiyi kaldıramam. Ah bunu söyleyen ufak 'ben'in yeşil tişörtünün üstünde'Tiksinti' yazıyordu. Eminim ki o yazıyı görmeseydim de bunu anlayabilirdim. Tiksinti'nin bakışlarına aynı şekilde karşılık verdim.

  "Ay yeter." Bunu söyleyen bendim. Gerçek ben. Bilinçaltımın uydurduğu küçük benler değil.

  "Aslında gitmesen de olur." diyen Melek'e şaşkınca döndüm. Onun Şeytan ile atışıp beni işe gitmeye ikna etmesi gerekiyordu.

  "Ne biçim Meleksin sen be!" dedim sinirle. Fakat bu söyleri umursamamış olacak ki hala gülümseyerek bakıyordu bana.

  "Benim işim sadece nasihat vermek. Onu da söylediğime göre yapıp yapmamak senin kararın. Ben daha fazlasına karşamam." diyerek ortadan kayboldu.

  Onun kaybolması ile Şeytan ve Tiksinti de gitti. En son Cesaret , Vicdan'ın yanına giderek "Gel Vicdan'ım bizde gidelim." dedi.

  Onlara yine yüzümü buruşturduktan sonra yavaşça yatakta doğruldum. Ayaklarımı yataktan sarkıtıp beklemeye başladım. Halının desenleri ile bakışırken bir işim olduğu aklıma geldi. Ve benimde bu işe gitmem gerekiyordu. Hayat gerçekten zordu. Sabah erken kalkıyorsun, sıcacık pijamalarını çıkartıp soğuk olan diğer giysileri giyiyorsun, miden her ne kadar istemese de yemek yiyorsun falan zordu yani.

TÜRK KAHVESİ SEANSIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin