Meraba dediğim anda ayağa sıçradı ve elini uzattı, 1. tespit nazikmiş! Bende ona elimi uzattım ve medenice oturduk halay mı çekelim yani.
Ben diyeyim 10 siz diyin 15 dakika konuştuk. Ben bu arada çaktırmadan ablama mesaj atmıştım Mert'le buluştum diye. Haltlarını ben temizliyordum sonuçta. Ama daha hiçbir şey öğrenememiştim ya burası kötü kısmı. Birden ikimizde suspus olmuştuk. Ben yere bakıyodum ama onun bana baktığı çok belli oluyordu.
'Çok güzelsin'. Oha! omey gat!! bana mı dedi, tabi bana dedi afet güzeliyim sonuçta. Öhöm öhöm 'Sağol yani sende yakışıklısın yani yakışıklısın derken iyisin' Cümlenin içine etmiştim. Gülüyordu, ama kızmadım güzel gülüyormuş. 2. tespit açık sözlü bunu öğrendiğim iyi oldu.
Nerde çalışıyorsun acaba diye dayanamayıp sordum. Özel bir holdingde müdür yardımcısıyım, dedi.. Hulelelele!!! O hangi holding bilmiyorum ama onlardan bir tanesinde Ceren'in babası müdür olarak çalışıyor ve gelirleri gayet iyi. Bingo! Bir taşla iki kuş. Hem yakışıklı hem zengin. Ama içini dışını öğrenmek gerek. Valla dışı çok iyi, inşallah kabuk soymaz. İfşaladım onu heheehe.
Siktir!! Yakalandım... Şimdi bir bahane bulmam gerek. Genelde salak kızlar flaşı açık unuttuğu için yakalanır, ben- ben kamerayı Mert'in gözüne sokmuştum.
Bu arada biz ne zaman içecek içmeye başlamıştık be? Kuralı hatırladım ve içeceği biraz kendimden uzaklaştırdım. Yine gülüyordu. Hayır yani açıkta bi tarafımız mı var ne gülüyosun dicektim ki kendimi tuttum. Zaten hep içime atıyorum, bi gün balon olup uçucam göreceksiniz!
Neyse, benim fotoğrafımı çekerken daha dikkatli olmalısın. Senin babanın ismi Halil Çakır değilmi? Sende Alya Çakır. Aslına bakarsan senin adını daha önceden duymuştum, dedi. Ne yani beni tanıyomuydu bu şimdi.
İç sesime sus deyip sorumu yönelttim. 'Nerden tanıyorsun ki? Babam holdingde çalışmıyor.' Bana ne diyon lan bakışı attı, 'Holdingde çalıştığını söylemedim. Facebook'ta arkadaşız' diyip sırıttı.
Bende bu mafyadır kesin babamı tehdit edip onun yanına geçmemi ister gibisinden çılgın şeyler der diye düşünmüştüm. Ona bakıp yumuşak bir şekilde güldüm. Birden kahkahayı bastı. Omen Tonrem!
'S-se-sen'. Gülmekten konuşamıyordu Mert Beyciğimiz. 'Ne biçim hayallerin var. Kim bilir belki beni sapık bir katil olarak bile düşünmüşsündür.' Yok amığğna. Öhöm tamam ağzımı topluyorum. Aklımmdakini okumuştu. 'Belki de doğru tahmin ediyorsundur' dediğini duydum. Ne yani şimdi bu Mert.... Neyse bilmiyomuş gibi yapayım. 'Pardon ne dedin? Artık o kadar çok gülüyosun ki seni duyamadım.'
Afalladı. Evet, artık soru sormaya başlayabilirim.
************************************
Görüşmek üzere Alya. Hııı ne demessin daha bok görüşürüm senlen. 'Umarım Mert görüşürüz.' Vedalaştık ve eve doğru yürümeye başladım. Bu sırada telefonuma baktım kızlar dahil olmak üzere hüç arama yoktu. YOKTU! Hiç mi merak edilmiyorum ya dediğim zaman telefonun üstündeki 'Sistır' yazısını gördüm. Evet canım ablam güzel ablam arıyordu! Mert ile buluştuğumu bilmiyodu acaba bugün ne yalan uydursam?? Ama mesaj atmıştım görmüştür herhal.
'Alo efendim abla' telefonu biraz kulağımdan uzaklaştırma hissi duydum.Durmadan bağırıyodu hayır ne nefes var bunda da!! 'Abla bağırmada düzgünce söyle noldu bişey anlamadım.' 'Mert.. Bugün başka bir kızla buluşmuş! Ya bunu bana nasıl yapar ya!! Bana Dila'sına!'
Abla kafana bişey mi düşürdüler senin! Sana mesaj atmıştım ya bokunu temizlemek için Mert'le buluşucağım diye. Hiç mi görmedin ya! İşleri üstüme at, sonra ortalığı yık. Oh mis.' Burnunu çekerek tamam dedi. İnşallah sakinleşmiştir umuduyla sordum; 'Babam gil bana bişey dedilermi?
'Sordular. Bende yemek yemeğe gitti dedim. Kiminle dediler tek başına dedim. Yani iyi şu anlık bir şey yok.' Derin bir oh çektim ve ok deyip kapattım. Buse'yi aradım nerdesiniz diye sorduğumda. Ceren'lere geçtik dedi. Taksi çevirip evlerine yöneldim.
Bugün burda kalıyorsun dedi Ceren kapıyı açtığı anda. Höst lan! Daha bi destur bi selam verir insan odun kardeşim. Oturma odasında Buse köşede kundakçı gibi beni bekliyodu. Tipine gülmeden edemedim. Bana dönüp 'Herşeyi anlatcaksın kızım öldük meraktan bekle bekle..'
Sizede selam canlarım deyip koltuklardan birine oturdum. Adı Mert Ünal. çocuk taş ama her halta gülüyo orası kötü. Sende mandelena yeyip öyle konuşursun dedi güldü Busecik. Taş yok mu taş? Resmen aklımı okuma kısmını da anlattım tabi. Onlar şok onlar vefat! azcıkta onlar ölsün yani. Çektiğim fotoğrafı gösterdiğimde Ceren neredeyse bayılıyordu aslında bayılmıyordu ama olsundu. Bunun çok çevresi vardır merak etmeyin dedim ve piç similey attım. Yaşı 25 imiş.
Falan filan bütün detayları verdim. Ceren odasına gitti, bizde Buse'yle koltuklara kurulduk. Yav dublex eviniz var abicim neden misafir odanız yok. En azından yataklı mataklı bişeyler.
<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<
Pazartesi günü.... Hayat çok kötü iş var güç var çünkü nolsun daha? Ama biz bugün kızlarla işe gitmiyorduk izin almıştık. 3'ümüz aynı yerde çalışıyoruz ve bu bir kolaylık ta ta ta tam! Müdürümüz bize resmen yazıyordu o yüzden azcık şirinlik yapıp izin almak basit olmuştu. Tabi bunu Buse halletmişti. Ceren bu işlerde iyi değildir. Bu yüzden mekanı hep o düzenlerdi. Ailesi zaten evde değillerdi. İş seyehatiymişte muş muş muş.
Birisi çok kötü bağırıyordu. İnşallah ölüm tehlikesi vardır çünkü beni uykumdan etti. Biraz daha kulak kesince (Tabi ki kulak kesmiyorum iyimisin slk) benim adımı andığını duydum. Oturma odası arka tarafa baktığı için ordan bakmaya karar verdim ama cama taraf giderken uyku sersemliği Buse'yi ezdim ve umursamadım. O da umursamadı Allah Allah.
Arka tarafta kimse yoktu. Bende ön balkona geçiyim diyerekten odadan çıktım. Noluyo be!!! diye kükrediğimde bu sesin benden çıktığına inanamadım. Gözümü acıcık açtığımda birde ne göreyim Mert! 'Nasıl geldin sen buraya ya?' 'Takip ettim. Hani görüşecektik güzellik?'
Beyin nöronlarını deniz anasına mı kaptırdım olum bu saate ne görüşmesi? yat git evine dedim. Oh postayı da mis gibi koydum koltuk beni bekler derken arkamda beliren Ceren ve Buse'nin suratına tükürme isteği geldi. Ne ya böyle hortlak gibi arkamda dikiliyorlar!
İkiside benim önümden geçip aşağıda ki Mert'e bağırdılar;
KİMSİN???
Yazık yoldaşlarım onlarda benim gibi uyku kurbanılar. Mert kaçsa onun için çok sağlıklı olacak. Bunlar ıslak odunlan geçirirler valla böyle göründüğümüze bakmasınlar içimizde bir Mahmut Aga var bizimde yani!929 Kelimelik bir bölüm oldu. Umarım beğenirsiniz canlar vote atmayı unutmayın lütfen :*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sapık Adamın Aşkı (ASKIDA)
MizahHerşey ablamın yüzünden idi. Daha çok gençtim saftım. Bedenim güçsüzdü ama duygularım halay başıydı. Birisi kurtarsın immdeeat diye bağırasım vardı ama hiçbir şey göründüğü gibi değildi.