20.Bölüm-Olacak, olacak...

123 19 13
                                    

Sizee, artık "Sancaklarım" olarak hitap etmek istiyorum sevgili okurlarım. Aslında "Okurcuklarım" demek istiyordum. Çünkü o kelimede benim için çok özel bir detay var. O kelimede derken, o kelimenin bir eki işte. Neyse, anladınız sanırım. Ben yine de Sancaklarım diyeceğim. Bu ilham nereden geldi derseniz, Bana Kendimi Ver dinliyordum. Sesi ilham verdi.. Eğer bir gün onunla fotoğraf çekilirsem falan diye düşündüm. Düşüncesi bile çıldırmama yetti.

Evveet, Sancaklarım.. Beğenirsiniz umarım... İyi okumalar!

***

"Beren ve Gece! Gizli görevdeyiz, ses etmeyin!"

"Mal mısın, lan? Ne diye bağırıyorsun o zaman,"dedi Beren. Haklıydı. Omuz silktim.

"Şşşt. Bana bak bir. Biz neyin özel görevindeyiz?"

Dediği şey düşündürücüydü. Hmm.

"Bilmem, eğlenceli değil mi?"

"Eğlenceli mi?"

Omuzlarım yenilgiyle yere düştü. Egehan'ın mezarına yeni gittiğim için sanırım, aklımdan çıkmıyordu. Normalde de çıkmıyordu ama, bu farklıydı işte. Ne bileyim, farklıydı.. Aklım biraz başka şeylerle meşgul olsun diye saçmalıyordum ama nafile. Beni anlamıyorlardı. Gece neyse, o bilmiyor bile. Ama Beren, her ne kadar bana yardım etmeye çalışsa da.. Anlamıyorlar. Kimse anlamıyor. Etrafımdaki kimsenin canından sevdiği, unutamadığı ölmedi. Berke hariç.. O anlamakla kalmıyor, benim, onun bizimle tanışmadan önce olduğu gibi olmamam için elinden geldiğinden daha fazlasını yapıyor. Bizimle tanışmadan önce Berke, kötü bir psikoleji içerisindeymiş. Aynı benim gibi tedaviler görüyormuş.. Benim de böyle olmamamı istiyor. Ama, aması yok. Ben de öyle olabilirdim. Olabilirim.

Beren'in sesiyle kendime geldim.

"İyi misin,"diye sordu.

"İyiyim, ne oldu?"

"Berkler bize karşı savaş başlattı. Su balonları hazırlamalıyız, komutanım,"deyip elini başına koydu. Hazırolda bekliyorken ona cevap verdim.

"Peki, asker! Dürbünümü getirin hemen!"

Gece elinde dürbünle geldi ve dürbünü bana uzattı.

"Buyur kaptan! Aman işte komutanım,"dediğinde gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırıp gözlerimi kaçırdım. Ben sonuçta kapt- aman işte komutandım. Ciddiyetimi bozmamalıydım. Tabii ıslanmamak istiyorsam.

Gözlerim Gece'ninkilerle tekrar buluştuğunda kahkahamı serbest bıraktım. Çok komik bakıyordu!

"Komutanım ayıp oluyor ama,"diye sitem ettiğinde yalandan öksürüp önüme döndüm.

"Saat kaç yönündeler,"diye sordum ve gözlerimle Berkleri aradım.

"Saat 3'ü tam 7 geçiyor, komutanım,"diyen Beren'e baktım. Kolundaki saate bakıyordu.

"Şimdi 8 geçiyor,"dediğinde gözlerimi devirdim. Bu kız önceden akıllıydı, ne oldu da bu hale geldi?

"Askerler,"diye bağırdım.

İkisi bir hazırolda bağırdı. "Emret komutanım!"

"Su balonlarını hazırlayın!"

Birkaç dakika sonra "Hazır komutanım,"dediklerinde kıkırdadım.

Ve gururla ellerimi kaldırdım.

"Askerler, ileri!"

Allah Allah sesleri arasında erkeklere doğru koşmaya başladık. Su balonları çoğu zaman isabet etmiyordu ama olsundu.

Eğleniyor muyduk?

Fazlasıyla!

O zaman,

DEVAM!

Savaşımız bittiğinde ıslanmayan kişi yoktu. Onlar su tabancalarıyla, biz ise su balonlarıyla saldırmıştık. Bizim aklımıza niye gelmemişti ki su tabancaları? Lanet!

Bir dakika.

Karşımda elinde büyüük büyük boy pizza duran biri mi vardı?

Bu biri Buğra mıydı?

Buğra benim ikizim miydi?

Evet, evet, evet! O zaman, sizi üç evetle uğurluyoruz.

Onu gördüğümde ağzımdan salyalar akıtarak bağırdım. "Pizzanı yiyeyim Buğra!"

Buğra tehlikeyi anlamış olacak ki gözlerini büyüttü ve bana baktı.

"Gece'nin o."

"Ece var? Olmaz mı?"

Gözlerini devirmesini izleyemeyecek kadar aç olduğum için koca bir dilim pizzayı elime aldım. Bu sırada aramıza Berke, Berk, Beren ve Gece de katılmıştı.

Gözlerimi kapatıp tam bir ısırık alacaktım ki pizza elimden çekildi.

Sinirle etrafıma baktım. Elinde benim pizza dilimimle pis pis sırıtan Berke'yi görmem pek de uzun sürmedi.

"Lan bak sakın ısırma! Ben onun mantarlarını saydım Berke. En çok o dilimde vardı. Yalvarırım yapma,"dedim ve yine de omuz silkip ısırdığını görünce kendimi yere atıp bayılma taklidi yaptım.

Yedi mi, hayır. Yani numaramı. Pizzamı az sonra yiyecekti.

"Kalk Ece, kendini üzme."

Sanırım benim de inanmamasında payım büyüktü.

Hevesle konuştum: "Kalkarsam geri verir misin,"

"Hayır,"dedi umursamazca.

"O zaman ben bir bayılayım."

"Ayılınca yanımıza gel."

"Yaa, tabii. Siz de pizzayı bitirin. Nah!"

İçimden tövbe diye sayıklarken Berke elindeki pizza dilimini bana uzattı.

"Bu benimki mi?"

"Evet evet, o."

"Ciddili mi diyorsun?"

"Hayır,"demesiyle ilk yüzüm asıldı, daha sonra kaşlarım çatıldı.

Daha daha sonra da, hınzırca gülümsedim.

Tam o ısırıp çiğniyorken konuştum.

"Berke,"dedim gülerek.

"Hıı,"diye homurdandı.

"Boğazında kalsın,"dememle öksürmeye başladı.

"Helâl helâl."

Bu günümüz ne de ekşınlı geçmişti öyle!

...

Sancaklarım! Merhabalar. Nasılsınız? Umarım bu bölümü beğenmişsinizdir. Sizleri kocaman öpüyorum. Ve final de artık kafamda kesinleşti. Kaç bölüm daha sürer bilmiyorum şu an ama güzel bir final yapmak istiyorum. Olayların seyri değişse de final kafamdaki gibi olacak. En azından daha iyi bir final bulana kadar. Allah nasip ederse.🙏

Görüşmek üzere! Yorumlarınızı bırakmayı unutmayın, sevdiyseniz vote vermeyi de.😁

Korku Oteli ~Yeni Yaşam~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin