Medya =Siluet sokağının başı
Oy ve votelerinizi bekliyorum İyi okumalar:)
_________________________________
Elimde o not sahil kenarında oturup kara kara düşünüyorum ne yapacağımı bilmeden. Düştüm bir bok çukurunun içine amansızca çırpınıyorum kurtulmak için . Etrafımda elimden tutup beni ordan çekip çıkarabilecek kimsem yok. Sahi ya ben hep başım dertteyken kimsesizdim.Sessiz sessiz haykırdım içimdekileri, sessizce ağladım gecelerce soğuk zeminlerde , kabus gördüğüm zamanlar sarılacak biri yoktu yanımda, düştüğüm zamanlar tutup kaldıracak biri hiç kimsem yoktu bu acı gerçekleri görmek istemezdim küçükken beklentiyle büyüdüm bekledikçe yok oldu umutlarım . Şimdi de beklemenin bir faydası yok herzamanki gibi tek başıma ayağa kalkıp kurtulmam lazımdı bu dertten. Elbet bir yol bulurdum.
"Ne düşünüyorsun "gelen sesle arkama döndüm ve Oğuz sigarasını yakıyordu
"Hiç " o sırada banada uzattı bir dal bende itiraz etmeden aldım belkide bu iyi gelecekti . Herzaman sigaranın dertleri biraz bile olsa unutturduguna inanırdım saçma gelebilir ama buna ihtiyacım olduğu için öyle düşünürüm.
"Tuana bana birşeyler bahsetti " yüzüne bakmadan tok ve sert sesimle
"Kapatalım bu konuyu konuşmak istemiyorum artık "aynı sertlikte cevap verdi
"Kapatılacak bir konu değil " sabır yarabb sabır.
"Saçma sapan bir sokağa girdim diye niye bu kadar büyütüyorsunuz sanki birini öldürdüm "ve devam ettim
"Bidaha ne tuana ne sen hiç biriniz bu konu hakkında konuşmayın istemiyorum madem anlatmıyorsunuz karışmayinda tamammi"diye tısladim kalkıp giderken .yanindan gecicekken önümü kesti şeytan diyor sic ağzına tovbest catik olan kaşlarım mümkünmüşcesine dahada çok çatıldi.tam gözlerimin içine bakarak
"Bu senin bileceğin bir iş değil damla hanım başın çok büyük belada birini öldürmüş olmayabilirsin ama birinin mekanına izinsizce girip sınır ihlali yaptın bunu senin yanına bırakacağını mı düşündün o itlerin . Aklının alamayacağı şeyler yaparlar sana anliyormusun beni " ilk defa yıllar sonra gözümden istemsizce yaşlar süzüldüğünü hissettim çaresizlik hiç bu kadar ağır basmamisti bu karmaşık hale nasıl düştüm burası benim hayallerimin saklı cennetiyken birden bire cehenneme dönüşmesi akıl alacak gibi değildi. Hemen kendimi toparladım ve bos gözlerle oguza baktim kendi kendimi kurtarmaliydim onlara ihtiyacım yok benim. Gözlerinin içinde birşeyler aradım o kadar iyi saklıyordu ki hislerini aynı benim gibi göremedim hiç bir şey. Bir şey demeden uzaklaştım ordan. Madem onlar bana anlatmıyor ben öğrenecektim herşeyi. Eve geldiğimde saat 4 civariydi sude evde değildi . O kadar yorgun hissediyorum ki duşa zar zor attım kendimi. Yarim saatlik bir dusun ardından odama gidip kendimi yatağa attım biraz uyku iyi gelebilirdi. Alarmı saat 8 buçuğa ayarladim ve kendimi uykunun aziz kollarına attım bu gece büyük gece olucakti...
Alarmın sesiyle gördüğüm kabustan zorda olsa kalkıp hazırlandım herzmnki gibi siyaha kusandim yine. Öyle bir durumdayim ki anlatamam heycan korku gerilim hepsini bir arada yaşıyorum. İçimde oluşan kötü his hayra alamet değil ama mecburum neymiş benimle dertleri öğrenmem lazım son olarak ayakkabımı giyip attım kendimi dışarı herşeyin başladığı yere yani namı değer kurtlar vadisine gidiyorum...
Yaklaşık on beş dakika yürüyüşümden sonra sokağın başına geldim. İçimdeki korku dahada artarken bastirmaya çalıştım ic sesimi söylemiyorum bile durmadan topukla burdan diyor ama girdim bu yola geri dönüşü yok. Son kez derin bir nefes alarak girdim sokağa. Girmemle tüm tüm herkezin dikkatini çekmem bir oldu. Çoğunun yüzü sinirden kasilmaya başladı ama yapacak bir şeyim yok. Daha fazla beklemeden yürümeye başladım daha yolun yarisina bile gelmeden etrafımı sardılar artık gidecek bir yolum yoktu kahretsin ne aptalım ama şimdi hapı yuttum kendi kendime savaşa girmiş vaziyetteyken gözüm geçen beni burdan çıkaran gencte takılı kaldi ağzını oynatarak "bu defa ben bile kurtaramam seni "diye kafasını iki yana salladı korku git gide tüm vücudumu ele gecirdi.
"Vayy davetsiz kuzumuz gelmiş ve hosgelmis "duyduğum kalın erkeksi sese döndüm
"Benden ne istiyorsunuz "
"Senden birşey istemiyoruz küçük kız sen kendi ayağınla gelip kural ihlali yaptın ve cezanı çekeceksin "
"Kızı bırak korsan "bu oğuzun sesiydi diğer tarafa dönmemle şok olmam bir oldu.Tuananin gurubu hatta elif ve naz bile buradaydı buna inanamıyorum.
"Senden ne zaman emir alır oldum çelik "o kadar sert bir sesle bağırdı ki yerimden sıçramama neden oldu .hızla çekildim tuana beni arkasına alip bir bakış atti ve sessizce olacakları izlemeye başladım. İlk defa böyle bir ortamda bulunuluyorum ortadaki gerilim elle tutulur bir seviyede resmen eğer kavga felan ederlerse bizim grupun içine ederler hepsinin ürkütücü bunlarin.Tam o anda büyük bir gürültü koptu ara sakoklarin birinde ne olduğunu anlayamadan suruklenerek koşmaya basladik .kıyamet koptu diyebilirim bagirislar gelen patlama sesleri siren sesleri arkama doğru bir bakış attım herkes kaçmaya çalışıyor o kadar çok koştuk ki artık nefesim yetmemeye başladı .Mertin bagirmasiyla bos bir depoya girip saklandik .nefes nefese tuanaya döndüm
"Neler oldu öyle neydi o patlama "
"Seninle sonra hesaplasicaz once burdan kurtulalım görüşürüz "
"Buraya doğru geliyorlar sessiz olun"
nazın uyarisiyla olduğumuz yere daha çok sindik.Ayak sesleri yaklasmaya başladı öyle çok korkuyorum ki bedenimin titrediğine yemin edebilirim .Girdigimiz deponun kapısı büyük bir gürültüyle açıldı. Sanki bizim burda olduğumuzu biliyor gibi konuşmaya basladi ve o an vicdan azabıyla tüm bedenim kavruldu.En son cümlesi aynen bu oldu ."Oyun oynamak için fazla cesursun küçük kız. Cesaretinin bedelini sevdiklerinin canıyla ödeyeceksin "!!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Olan Umudum
Teen Fiction"UMUT HİÇ YOKTU APTAL İNSANLAR UMUTTAN BAHSETTİ DAHA APTAL OLANLAR ONLARA İNANDI "