MULTİDE ÖZKAN VE ALEV VAR. İYİ OKUMALAR <3
Ellerimi birbirine sürterek ısıtmaya çalışarak markete girmiştim. Annemin istediği kola ve ekmeği almak için içecek reyonuna giderken gidemedim çünkü önümde gördüğüm kişi donup kalmamı sağlamıştı cidden bu fazlaydı onu sadece 2 kere görmüştüm ve daha fazla görmek istemiyordum kim mi? Tabiki de o Özkan şahısı salak.
''Burda ne işin var senin beni mi takip ediyorsun sen?''
''Alev, burası market hani halk için kullanıma açılan ihtiyaçlarımızı almamızı sağlayan şey varya hani ona biz market diyoruz burda olmamda gayet doğal bir şey hem senin neyini takip edeyim be daha dün neredeyse beni dövecektin.'' diye çemkirdi
''Aman be banane'' deyip yanından geçip kolayı aldığım gibi yürümeye başladım birkaç adım atmamla kolumun tutulması bir oldu.
''Ne yapıyorsun?'' diyerek kolumu ondan kurtardım.
''Sana bir şey sormam lazım.''
''Tamam sor ama acele et.''
''Sevgilin var mı?'' dedi gözlerini gözlerime dikerek umutlu bir şekilde bakarak.
''Yok ne yapacaksın?''
''Annem sürekli bana kız bakıyor bu durum beni gerçekten çok sıktı ona artık birisiyle çıktığımı takıldığımı göstermem lazım ki farklı farklı istemediğim kızlar bulmasın bana.''
''Ee bundan banane olum git annene söyle.''
''Ee'si şu ki sana ihtiyacım var.''
''Olmaz.''
''Ne demek olmaz ya kızım anlamıyormusun beynine oksijen mi gitmiyor beyin damarların mı tıkandı ne oldu olmaz lafını kabul etmiyorum yarın okul çıkışı beni arayıp benle beraber bizim eve geliyorsun ven annemle tanışıp bir süre takılıyor gibi yapacağız sonra sen yoluna ben yoluma tamam mı?'' dedi
''Hayır!''
''Alev bak cidden sana ihtiyacım var görmüyormusun.''
''Banane tanımadığım birine yardım neden edeyim hemde onun evine geleceğim.''
''Sence oradan bakılınca sana zarar verecek biri gibi mi duruyorum ben.''
''Hem okuldan sonra ben çalışıyorum tamam mı istesem bile gelemem.''
''O işi sen bana bırak ne gerekirse yaparım ben sende hem bir güncük daha çalışmazsın ha ne dersin?''
''Senden nefret ediyorum biliyormusun.''
''Bu evet demek mi oluyor şimdi?'' demi gözlerinin içi bile gülerek bana bakarak ama bu gülüş anlam veremeyeceğim kadar güzeldi hoşuma gitmişti.
''Sanırım evet.'' dedim bende hafifçe gülerek.
''Tamam işi bana bırak o yaşlı adama -Kabil amcadan bahsediyor- bir günlüğüne seni idare edebilecek birisini göndereceğim kabul ederse benimle beraber benim eve güzellik.''dedi gülerek pardon 'güzellik' mi demişti o?
''Yavşaklıkta master yaptığını düşünmem sadece 1 saniyemi aldı biliyormusun Özkan her neyse eve gitmem gerekiyor ben seni sonra ararım.'' dedim ve yanından ayrıldım.
''Araa beniiii.'' dedi arkamdan gülerek bende güldüm gülmesine sanırım artık ona rastlamaya alışmıştım.
***
''Anne ben geldim.''
''Hoşgeldin kızım.''
''Yoruldum biraz, odamda dinleneceğim.''dedim odama doğru giderken.
''Tamam dinlen. '' dedi elindeki örgüyü örmeye devam ederek.
Odama girince hemen yatağıma atlayıp rahat bir pozisyon aldıktan sonra Kabil amcayı aradım.
''Alo Kabil amca müsitmisin?''
''Evet kızım müsaitim ne oldu?''
''Şeyy benim yarın biraz önemli bir işim var benim yerime geçici olarak birisi gelse çalışsa olurmu diyecektim.'' dedim çekinken bir tavırla
''Olur kızım bir günden ne olacak git işini yap sonra çalışırsın.''
''Ya seni yerim Kabil amca çok saol.'' dedim sevinerek.''Tamam kızım bende seni seviyorum sonra konuşuruz yine hadi bay bay.''
Şimdi sıra o salağı aramaktaydı tabii ki de o salak Özkandı bunu hepimiz biliyoruz öyle değilmi?Numarasına tıklayıp telefonumu kulağıma dayadım ve bekledim. Hemen açıldı telefon.
''Alo'' dedi sesindeki heyecanla
''Kabil amcadan izin aldım artık yarın arkadaşını götürürsün iş yerine hadi bay.''
dedim cevap vemesini beklemeyerek.
***
'' Kalk kız her sabah her sabah seni mi uyandıracağım ben birkere de kendin uyanıp anne ben uyandım seni uyu bebeğim aşkım şokellam felan der ama Allah ellere veriyor işte ellere veriyor.''
Sabahleyin en sevmediğim şey olan anne dırdırı şekil a 1 deki gibi buydu günlük enerjimi annemin sabah dırdırları ve terlik fırlatmasıyla alıyorum.
***
Okula geldiğimde Şevval beni görerek yanıma gelip koluma girmişti.
''Şevval ben çok kötü birşey yaptım sanırım.''
''Ne yaptın, lan yoksa telefonu tolet deliğine mi düşürdün? dedi bana korkuyla bakarak.
''Salakmısın sen kızım ya tabiki de hayır töbe de.''
***
Olayı Şevvale anlatmam yarım saat sürmüştü çünkü durmadan 'Hayır şuan sana gerçekten inanamıoğruğm' diyerek Kerimcan Durmaz'ı taklit ediyordu.
''Ya yeter Şevval ya.'' dedim ağlamaklı bir sesle.
''O zaman dans kanka salakmısın bence yapmacıktan değil direkt sevgili olun lan siz enişte diye çağırayım bir eniştem olsun benimde.'' dedi ağlamaklı bir sesle.
''Şevval salak salak konuşma kafana şaplak atacağım şimdi ha.''
''Tamam abla büyüksün.''
***
''Evet biri tahtaya çıkarak bana neden burada olduğumuzu anlatabilir mi öğretmenleriniize yaptığınız saygısızlıktan bahsediyorum.''
''Hocam ben güzel kızlar için burdayım.'' dedi okulun en yavşak çocuğu olan Alp.
''Alp çık dışarı!'' diye bağırdı edebiyat öğretmenimiz.
''Tamam hocam zaten sıkılmıştım thanks god.'' dedi ve sınıftan çıktı.
***
Okul bitmişti ve Özkanla buluşmam gerekiyordu. Özkanın son model arabasını gördüğüm an biraz gerilmiştim ah! işte başlıyoruz.
Bu bölüm bence çok güzel oldu <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acımasız Aşk
Ficção AdolescenteBazı sonlar masallardaki gibi mutlu bitmez belki biraz ölüm belki biraz pişmanlık ve acı. Mutluyken acıya doğru giden bir yol. Not: Kötü çocuk masum kız hikayesi değildir.