2-KABUS

270 54 44
                                    

İYİ OKUMALAR 😍

###

İçime işleyen bir soğuklukla gözlerimi açtım. Neredeydim ben böyle, zifiri karanlığın içinde tir tir titriyordum.

Korkuyordum, hiçbir şeyden korkmadığım kadar korkuyordum karanlıktan.

Şimdi, en büyük korkum olan karanlığın içinde ne yapacağımı bilemez şekilde deli gibi koşuyordum. Nereye gittiğimi neyle karşılaşacağımı bilmeden..

Bir ışık belirdi yukarıda, kafamı kaldırıp baktığımda ay ışığının olduğunu gördüm.

"Anne!"

Onu görünce sessizce haykırmıştım, oydu işte yine karanlığımda bana ışık olmuştu. Beni korkumla yalnız bırakmamıştı.

"Annem!" diye haykırdım.

"Gitme! Hep yanımda kal, sadece karanlığımda ışığım olma aydınlığımda da huzurum ol, beni yalnız bırakma!"

Tekrar bütün gücümle haykırdım sona doğru sesim kısılırken, koca gözlerimden yaşlar süzülürken.

Birden her yer aydınlandı. Şimdi bembeyaz bir boşluğun içindeydim.

Daha az önce zifiri karanlığın içinde soğuktan ve korkudan titrerken, şimdi bembeyaz bir boşluğun içinde sıcaktan terliyordum.

"Anne!"

Gökyüzüne baktığımda annem yoktu, gitmişti beni yine yalnız bırakmıştı, karanlığımda yanımda olup ışığım olan beni yalnız bırakmayan annem, aydınlığımda beni yalnız bırakmıştı.

"Açelya, Açelya!"

Biri bana seslendi ve birden herşey kayboldu, tekrar karanlığa gömüldüm...

Gözlerimi açtığımda Bukre yanımdaydı.

Yatağımda cenin pozisyonunda uzanmış, Bukre'nin ellerini sıkıyordum. Terden sırılsıklam olmuştum, yatakta oturur pozisyonuna geçip Bukre'ye sarıldım.

"Yine aynı kabus mu?"

"Evet"

Dayanamayıp Bukre'ye sarılıp ağlamaya başladım, küçüklüğümden beri aynı kabusu görüyordum sürekli ve bunun en büyük şahidi Bukre'ydi.

"Tamam canım sakinleş ben yanındayım"

"Anlamıyorum Bukre bu kabusun bana ne anlatmaya çalıştığını anlamıyorum!"

"Demek ki daha zamanı değil Açelya sabret, biz her zaman yanında seninle birlikte bekliyeceğiz sen yeter ki sabret tamam mı?"

"İyi ki varsınız"

"Sende iyi ki varsın. Şimdi biraz daha iyi misin?"

"Evet iyiyim"

Bukre'yi rahatlatmak için elini sıkıp gülümsedim.

"Tamam o zaman, hadi kalk üzerini değiştir sırılsıklam olmuşsun"

"Tamam"

#####

....

"3-2-1"

"vee kazanan BAYBARS!
Ringlerin efsane dövüşçüsü BAYBARS bu günde rakibini yere serdi! Ringden ayrılan şampiyonumuzu tebrik ediyoruz."

Alkış ve tebrik sesleri arasında ringden inmiş soyunma odasına geçmiştim.

Duşa gireceğim sırada kapının önünde bağırış sesleri duydum. Geri dönüp kapıyı açtığımda görevlilerin Ateş'i tuttuğunu gördüm.

"Bunu bir gün sana ödeteceğim BAYBARS!"

Yüzü kanlar içinde olmasına rağmen her zaman ki gibi aynı şeyleri tekrarlayıp bağırıyordu.

"Eywallah koçum bekliyor olacağım, yerim belli mekanım belli, bir yere kaçtığım yok. Şimdi kapımda ötmeyi kes ve kaybol buradan."

Sırıtarak Ateş'i sinirden kudurmuş bir şekilde bırakıp duşa girdim.

***

Bomboş karanlık sokakta kapüşonumu takmış yürürken bugün olanları düşünüyordum.

~~~

Sabah erkenden kalkmış, akşama kadar köpek gibi oradan oraya koşuşturup babamın işlerini halletmiştim.

Darmadağınık bir şekilde eve döndüğümde, günün yorgunluğuyla kendimi koltuğa atıp uzanmıştım, o yorgunlukla koltukta uykuya dalmıştım.

"Lan köpek!"

Babamın bağırışını duyup uyku sersemliğiyle gözlerimi açtığımda, babam karşımda durmuş bacağıma vuruyordu.

"Kalk lan it!
Sen kim oluyorsunda benim bulunduğum ortamda uzanmış bacak bacak üstüne atıyorsun!"

Babam sinirle kükrediğinde toparlanıp karşısına dikildim. O sırada ablam ve annem odaya girdiler.

"Uykuya dalmışım, geldiğinin farkına varmadım"

Sinirlenmeme rağmen sakin bir şekilde cevap vermiştim, bunun üzerine babam sanki kötü bir söz söylemişim gibi daha çok celallendi.

"Birde karşıma dikilmiş bana cevap mı veriyorsun lan!"

Yine kükreyip elini kaldırmıştı ki ablam koşup babamın kolunu tuttu.

"Sakın baba sakın kardeşime dokunma!"

Babam ateş saçan gözlerini ablama diktiği sırada hemen ablamı kenara çektim.

"Ne yapacaksın Çınar BAYBARS tokat mı atacaksın. Hadi! Durma devam et, indir elini, vur! Ama şunu unutma!.."

Ses tonumu kontrol altında tutmaya çalışırken, devamını getirememiştim.
Canımı tokadıyla deilde sözleriyle acıttığını söyleyememişti.

İki üç dakika durup birbirimizin gözlerine baktık, hiçbir tepki vermeden. Tam arkamı dönmüş kapıya doğru ilerlerken annemle göz göze geldim, bir köşede durmuş sessiz, acı dolu yüz ifadesiyle bana bakıyordu.

Ona gülümseyip yürümeye devam ederken babam tekrar arkamdan bağırdı.

"Nereye Korel!"

Babamın bana Korel demesinin siniriyle durup arkam dönük bir şekilde ona cevap verdim.

"Cehennemin dibine!"

Tekrar yürüyüp kapıya ulaştığım sırada babam kahkahalarla gülmeye başladı.

"Korel Baybars ringlerin tozunu attırmaya devam ediyoor"

Söyledikleriyle kapıyı çarpıp arabama bindim ve gaza basıp mekana geçtim. Bütün öfkemi ringde kusacaktım.

~~~

Öylede yapmıştım, bütün öfkemi kusmuş sakin bir şekilde Çınar Baybars'ın otelinde bir gece daha geçirmeye gidiyordum.

Babamla son beş yılda neden bu hale geldiğimizi bir türlü anlamıyordum. Daha önce aramız o kadar iyiyken son beş yıl ki saçmalığa bir anlam veremiyordum.

Ben bunları düşünürken otelin önüne varmıştım bile, her zaman ki odama geçtim ve yatağa uzanıp uyumaya başladım.

#####

Bölüm düzenlendi..

Yorumlarınızı sabırsızlıkla bekliyorum..

"Umutla kalın "

Yıldızlar Şahidim OlsunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin