Yine o boktan alarm sesiyle uyandım. Bu ses kadar iğrenç bi ses tanımıyorum. Ben onunla uyandığım günlerde mükemmel bi ses gibi gelirdi bana oysaki. Sabahları köpeğimi gezmeye çıkarttığım için kuruyordum alarmı; ne arar bende iş güç. Taktım kulaklığımı çıktım yola. Nezih bi'mahalleydi burası. Bi'kaç apartman, bakkal, bi'kaç villa tarzı evler vardı işte.
Yolda her zaman gittiğimiz parka gidip hunharca ağlarım her gün... Bu bi rutin gibi bi'şeydi bende. Onunla tanışma hikayemiz böyle başlıyodu çünkü. Lise ikide babamla kavga etmiştim parkta ağlıyordum. Omzuma bi el dokundu ve kafamı çevirdiğimde ağladığımı görür görmez sarılmıştı bana işte o gün atılmıştı benim sevgimin temelleri.
Ben bunları düşünürken çoktan parktan ayrılıp bakkalın önüne gelmiştik bile . Bi'süt almak için durdum. Bakkal abiyi tanıyordum küçüklüğümden beri o da beni tanır küçüklüğümden beri bu mahalledeyim. Babamdan kalan evde, tek başıma yaşıyordum işte. Ev küçüktü ama anılar... Çok özledim... Babamı, Sarp'ı hatta ve hatta hiç tanımadığım annemi bile çok özlüyordum. Tek varlığım köpeğim Mina...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UÇURUM
Genç KurguYine aynı yerdeydim. Yine o uçurumun kenarında. Ve her seferinde acım kat ve kat artıyor. Beynimdeki çığlıkları susturamıyorum. İlaçlarımı da düzenli içmedim zaten o gittiğinden beri...