"I like you, damn it."

2K 238 348
                                    


"Suratın bir asık sanki?"

Fincandaki kahvemden son bir yudum alıp yanımda duran küçük masaya koydum. Üzerime örttüğüm battaniyeye biraz daha sarıldım.

"Bir şey sordum."

Başımı ona çevirmeden konuştum.

"Evet, fark ettim."

Hava serindi. Ve gecenin karanlığına inat aydınlanan sokak lambası ortama hoş bir görüntü yaratmıştı. Rahat olan sandalyeme daha da yayıldım. Gözlerimi yukarı dikip yıldızları seyrettim. Küçükken odamdaki tavanda da yıldızlar vardı. Her gece onları izler, yıldızın kaymasını sabırla beklerdim. Ne kadar salakmışım!

"Harry, benim geldiğime bile sevinmedin. Yoksa küçük kardeşimin beni sevmediğini düşünmeye başlayacağım."

Hızla ona dönerken, yüzüme sahte bir şaşkınlık ekledim. O yaptığıma gülerken söze başladım.

"Tabii ki de seni çok seviyorum ve geldiğin için çok mutluyum, Gemma. Sen benim sahip olduğum tek kişisin."

Sevgi, sesime de yansımıştı. Onu gerçekten çok özledim. Sadece dün olanlardan sonra içimden sanki bir şeyler sökülmüş gibiydi. İçimde fırtınalar koparken dışarıdan sessizdim. Tam olarak bu galiba.

Gemma akşam üzeri geldiği için kısa bir merasim, ondan sonra yemek yemiştik. Ve şimdi buradaydık. Küçük ama tatlı bahçemizde.

"Peki, hem ablan hem de arkadaşın olarak seni dinliyorum, Harold."

Kaşlarımı çatarak ona baktım. Hemen de anlamıştı.

"Neyi?"

Salağa yatarak sorduğum soruya karşılık sesli bir şekilde nefesini verdi ve bacağıma vurdu.

"Harold, anlat."

Ablamdan çekinmiyordum. Birbirimizin her zaman desteği olmuştuk. Başıma gelen herşeyi ona anlatırdım. Geceleri şimşekten korktuğumda yanına gidip sadece onu kontrol ettiğimi söyler, korktuğumu belli etmemeye çalışırdım. Ama o gülerdi ve benimle şakasına dalga geçerdi.
Çünkü o bir cadıydı!

"Onun adı Louis..."

Sandalyesini benim yönüme çevirip dikkatle dinlemeye başlamıştı. En son ona böyle bir konuşma yaptığımda ortaokula gidiyordum.

"Ve ben ondan hoşlanıyorum."

Gemma elini omuzuma koyup sıktı. Suratındaki şefkatli gülümseme içimi ısıtmıştı.

"Bu çok güzel, Harry. Peki neden canın sıkkın?"

"Çünkü o...başka birisiyle."

Cümlemi kurarken kendimi sorgulamıştım.

"Ne kadar eminsin?"

Ne kadar emindim? Onları öyle çıkarken görmüştüm, evet. Ama ya sandığım gibi değilse? Kafamda kurduğum şeylerin gerçek olmamasını dileyerekten onları bir köşeye kaldırdım.

"Sanırım, emin değilim. Yani onu sınıftan başkasıyla çıkarken gördüm ve bilirsin... dağılmıştı."

Gemma anlayışla kafasını salladı ve konuşmaya başladı.

"Emin olmadığın hiçbir şey için canını sıkma. Emin olduktan sonra sıkabilirsin."

Ona hayretle bakarken o kısa sarı saçlarını geriye ittirip güldü.

"Çok güzel tavsiye veriyorsun ablacığım."

"Biliyorum." Deyip tekrar saçını geriye ittirdi.

Cat boy || Larry Stylinson Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin