Damn you Malik!

2.5K 273 346
                                    

Tüm gün evde geçen koca bir hafta sonu sırasında Harry cidden bunalmış gibi hissediyordu.

Video oyunları, filmler ve diziler derken pazar akşamı olmuştu. İçinde oluşan tuhaf bir his ile dışarı çıkmaya karar vermişti. Ya da daha açık olursak, görmek istediği kişi için dışarı çıkıyordu.
Evden apar topar çıkarken ceplerini kontrol etti. Lanet olsun! Anahtarlarını almadan direk kapıyı kapatmıştı. Ellerini başına koyup ne yapacağını düşünürken, ağaçtan gelen ses ile bakışlarını oraya çevirdi.

"Kapıda mı kaldın güzelim?"

Ve görmek istediği kişi...

"Burada olmanı sorgulamayacağım. Ve evet, kapıda kaldım 'güzelim'."

"Ah, bir daha söyle." Deyip arsızca güldü kedi.

Bir dakika! Bu ses aşırı tanıdık gelmişti ya da kafasından kendi kurguluyordu bunu.

Yeryüzüne melekler mi inmişti? Çünkü bu güzel gülüş sesi anca bir melekten çıkar.

Sadece ses benzerliği...

Kedi olan aşağı atlayıp Harry'nin yanına zıplayarak gelmişti. İlk defa bu kadar yakın duruyorlardı ve...Ah, o inanılmazdı.
Maskesi tüm yüzünü saklıyordu ama, gökyüzünün bile kıskanacağı tonda olan mavilikleri saklayamamıştı.

Harry kendine yeni gelirken, ağzından çıkan kelime o kadar şehvetli çıkmıştı ki...

"Güzelim."

Kedi tatmin olmuş gibi sırıtırken geri çekildi.

"Evet güzelim. Bunu herkes söyler." Diyerek burun kıvırdı. Şımarık.

"Ben güzelim derken kendimden bahsediyordum tamam mı? Hem senin neren güzel?"
Bu yalanından ötürü tanrı onu cezalandırmazsa iyidir. Çünkü bu affedilecek gibi değildi.
Şu ana kadar gördüğü en güzel şeydi. Hayır, bahsettiği şey tip ile alakası yoktu -ki zaten yüzü gözükmüyor- onu güzel yapan şey kendisiydi.
Şuan hisleri çok karışıktı.

"Doğru söylüyorsun. Benim nerem güzel ki? Neyse iyi geceler sana." Diyerek arkasını dönüp giderken yüzündeki şeytanımsı gülüşü yerini almıştı.

"Hey! Öyle demek istemedim. Yemin ederim."

Yüzündeki gülümsemeyi silip rolüne büründü.
"Boşversene? Bir önemi yok artık."

Harry o zaman anlamıştı ki, bu güzel kediden çekeceği vardı.
Kedinin kolundan tutacaktı ama kuyruğu daha yakın diye ordan tutup kendine doğru çekti. Kedi çığlık atarak sırtını sert gövdeye yaslamıştı. Harry'nin tam orasında hissettiği dolgun kalçalarla dudağını ısırması bir olmuştu. Ama bu güzel an kedinin bağırmasıyla kesilmişti.

"Pis sapık! İnsanlar giden kişinin kolundan falan tutar, sen gelmiş kuyruğumu tutuyorsun. Ben senden neden hoşlandıysam?!"

"Bir dakika. Sen benden mi hoşlanıyorsun?"

Kedi olan panikledi çünkü söylememesi gerekeni söylemişti. Şuan kendini boğazlamak istiyordu. Eve gidip ilk işi bu olacaktı.
"Hayır. Nerden çıkardın bunu. Senden hoşlancağıma giderim...... Ah! Her neyse."
Direk koşup ordan uzaklaştı. Ne bok varda bunu söyledi şimdi?

Harry gülmeye devam ederken eve doğru adımladı. Tam kapıyı açıcaktı ki anahtarı olmadığını farketti. Çaresizce nefes verirken ağaçta asılı olarak gördüğü parlak şeyle oraya adımladı. Bu onun anahtarıydı. Bu çok garipti diye düşünürken, odasının penceresini açık olduğunu gördü. Halbuki pencereyi kapattığına emindi. Sonra kedinin ağaçtan indiği aklına geldi ve yüzündeki gülümsemesi daha da büyüdü.

Cat boy || Larry Stylinson Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin