"Lanet kedinin, lanet pençe izi!"
Harry aynadan yansıyan yaralı kalçasına hüzünlü bir şekilde bakarken odasının kapısı aniden açılmıştı. Pekala, bu görüntü biraz garipti çünkü ona şaşkın bir şekilde bakan Liam acaba şuan ne düşünüyordu?"Hey!"
Harry zoraki bir şekilde gülümserken hala aynı pozisyonunda olduğunu hatırlayarak pantolonunu yukarı çekip üstünü düzeltti.
"Harry, biliyorum kendini seviyorsun. Sencede biraz abartmadın mı?"Aslında Liam'a olanları anlatabilirdi ama anlatmak istemiyordu. Şuanlık bilmemesi iyiydi.
"Mükemmel kalçalarımı kıskanıyorsun."
Lafını bitirdikten sonra kendini hızlıca pencerenin yanında olan koltuğa bırakması ile bağırması bir olmuştu.
Lanet pençeli kalçası şimdi daha çok acıyordu, harika!"Dostum, uzun bir süredir ilişkiye girmediğini hatırlıyorum. Bu sefer ki sert ha?" Hınzırca sırıtan Liam'a yastık fırlatmıştı ama hala gülüyordu.
"Ben pasif değilim bunu kaç kez söylemem lazım?"
Liam alayla gülümserken lafına devam etti.
"İlk ilişkiye girdiğin gün ben oturamıyordum zaten."
Hayır, sinirlenmesine hiç gerek yoktu. Zaten bu konuyu tartışamayacak kadar yorgundu. Liam yatağa kendini atıp telefonla ilgilenmeye başlayınca kendi düş alemine dalmıştı.Etkileyici gözler...
Sadece düşündüğü buydu. Çünkü biliyordu ki mavi favori rengiydi. Tıpkı okuldaki o güzel çocuğun ki gibiydi. Harry kesin bir karar alarak o çocuğu yarından itibaren tanıyacaktı. Çünkü şuan ki favorisi oydu.--------------
"Tanrım!"
Harry gerçekten aklını kaybedecekti.
Önce mavi çocuğa sonra omzunda olan kolun sahibine baktı.Zayn Malik.
Normalde olsa hiç takmaz yoluna devam ederdi. Ama hayır! Bu sefer oyunun kuralı değişmişti. Onun olana dokunmakla büyük hata etmişti. Bu sinir nerden geliyordu ona? Daha çocuğun adını dahi bilmiyordu ve kimseye karşı hissetmediği kıskançlık duygusu bedenini esir almıştı. Sinirden yumruğunu sıkıp onlara doğru ilerlemeye başladı.
Zayn'e omuz atıp sahte bir üzgünlükle ona baktı.
"Ah Ze-ze! Seni görmedim, üzgün değilim."
Zayn hiç imajını bozmadan Harry'e döndü.
"Ah Harreh! Seni görmesemde olurdu."
Diyerek önüne döndü.
Harry şuan onu öldürebilirdi ama duyduğu o ilahi ses ile donup kalmıştı.
Yeryüzüne melekler mi inmişti? Çünkü bu güzel gülüş sesi anca bir melekten çıkar. Kafasını yana çevirdiğinde onu, mavi çocuğu gördü. Ona gülüyordu. Normalde ona bu şekilde gülen kişiye bunu fena bir şekilde ödetebilirdi ama şuan nefessiz kaldığına yemin edebilirdi.
Ama bunların aksine Harry tam bir hayvanlık yaparak,"Ne gülüyorsun lan?"
Bileklerini kesmek istiyordu şuan. Ne diye bu güzel çocuğa böyle diyebilirdi. Cidden patavatsızın teki.
Mavi çocuk, tam öpülesi güzel dudaklarını aralayarak güzel sesiyle Harry'e cevap verdi.
"Sana gülüyorum Harreh" Alayla söylendi.
Ah, bir daha adını söyle.
Şuan edebsizleşmek için fazlasıyla ciddi bir ortamdaydı ama bu güzel çocuğun ağzından çıkan ismi ile orada orgazm olacak haldeydi. Hayır, Harry sapık değildi -kesinlikle öyle- ve o çocuğa cevabını vercekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cat boy || Larry Stylinson
FanfictionHaberlerde gördüğünüz ve inanmadığınız olağanüstü şey sizin karşınıza çıksa ne yapardınız? İşte o, olağanüstü şey Harry'nin karşısına çıkmıştı. İyi mi olmuştu? Bunu siz söyleyin. 28.11.2016