20. bölüm

3.8K 197 7
                                    

" ne sevgilisi neden bahsediyorsun sen?" Diye soran Kayahana baktım yine. Poyraz kendini zor tutuyor gibi görünüyordu. Biraz inleyerek -ehueheu- yerimde doğruldum.

"Berna'n dan bahsediyorum. Öpüşme nasıldı? Randımanlı mıydı? " diye sorunca ilk kızardı Kayahan. Bana denilse bende kızarım yani.

"O olay öyle değil Mek" diye konusan Kayahana 'anlat o zaman igggbbbiineeg' bakışımı attım.

"Beni Berna öptü" diyince soran gozlerle baktım ona. Ne diyordu bu şimdi?!

"Sen gittikten sonra seni Poyrazın arabasına binerken gördüm. Bana bağırmanın tehditlerin hepsinin bir plan üzerine oldugunu düşündüm. Poyrazın telefonunu senin telefonundan almıştım. Aradım. Gelmeniz icin onu kışkırtacak şeyler söyledim.  Ise yarayacağını biliyordum. Planım seni yanıma almak. Bernanin yanında özür dileyip sonrada Bernaya hayatımızdan çıkmasını söylemekti. Ama öyle olmadı. Sizin arabanın geldigini gördüğümde Bernayı kenara çekip artik benden uzak durmasını söyledim. Ama o benim dediklerime karşı beni öptü. Öptükten bir dakika falan sonra olayın şokunu atlatıp onu ittim. Ve bağırarak kovdum. Şimdi senden yine özür diliyorum. Beni affet Mekselina.." dedikten sonra öksürdü ve devam etti. Hayır, yumuşama Mek. Onun yüzünden ölüyordun sen.

"Bak senin benim yüzümden bu durumda olduğunu ögrendim. Bunu bana Poyraz biraz sertçe olsada söyledi.." son cümleyi Poyraza bakarken söyledi. Poyraz ise bana bakıp sırıtıyordu. Kayahanın kaşının yanındaki yaranın sebebi şimdi anlasılıyordu.

"Beni affettin mi?" Diye sorunca gözlerimi ona diktim.

"Sen yoktun."

"N-ne anlamadim."

"Ben komadayken. Yanımda sen yoktun."

"M-mek ben-"

"Kes sesini! Brn burda ölümle pençeleşirken kimse yoktu. Sadece Poyraz vardı! Herkes umudunu kaybetmişken benim hayata dönmemi o sağladı! Annem,babam, kuzenim ve sen.. Kimse yoktu benim yanımda! Ölmemi beklediniz! Bunları biliyorum çünkü tüm konuşmaları hatirliyorum seni pislik! Hergün başımda Poyrazın aglamaları vardı! Ama sen.. sen gitmiştin! Bırakmıştın... bırakmıştınız! Hepiniz! Hala seni affetmemi bekliyorsun! DEFOL ODADAN!!" diye tabiri caizse haykırıp ona sinirlice baktım. kayahan bana son kes bakıp odadan çıktı.

Aktığını yeni fark ettiğim gözyaşlarım üzerimdeki pikeye düserken bana sarılan Poyraz olmuştu. Bende ona sarıldım. O benim gelmiş geçmiş en iyi dostumdu ve öyle kalacaktı. Ondan ayrıldığımda gözlerinden çeşme gibi yaşlar süzülüyordu. Gözleride kıpkırmızı olmuştu.

"Gercekten beni duydun mu?" Dediğinde başımı salladım.

"O gün. Bana umudumu kaybetmemem için birsey soyle dediğin gün. Senin için hareket ettirdim elimi. Sen olmasaydın uyanamazdım kardeşim." Dediğimde yine sarıldık.

"O gün bir tepki vermeseydin fişini çekeceklerdi. Yani uyanmasaydın sonsuza kadar uyuyacaktın Mekselina." Dedi benden ayrılırken.

Başımı sallayarak güldüm. Burnumu sıkıp konuştu.

"Sümüklu seni. Benide kendine benzettin." Dediginde güldük.

"Ben burdan ne zaman çıkıcam sanki yıllardır burdayım gibi hissediyorum." Dedim sıkıntıyla.

"Doktor yarın çıkarırız dedi. Yabi yarın evine dönüyorsun. Bu arada fazladan 1 hafta evde olmadığın icin evinde 2 görev birikmiş. Ilkini yapmadığınız icin de ikincisi daha zormuş. Ama şimdi sana görevi söyleyip canını sıkmayalım." Dediğinde ona şaşkına dönmüş şekilde baktım.

"Neymis o görev?"

"Emin misin?" Dedi Poyraz tek kaşını kaldırarak. Basimi salladigimda konuştu.

"Ilk görev evinize baska bir yasa evliliği yapan çift çağırmaktı. Ama yapmayınca yeni göreeeev... eeee... şeymiş... şey.." diyince ona gözlerimi gerdim.

"Evinize hem bir çift cagiracaksiniz hem de Kayahanla öpüseceksiniz. Yanu çifte görev diyebiliriz." Diyince Kırbac ben çıkmak icin icimi yırtmaya çalışınca onu çıkmamasını umarak hayali bir kutuya kilitledim.

"Yapmazsanız... size bir uyarı kartı gonderdiler.  Yapmazsanız.... şaapcaksınız... saapmak. Aman anladin işte. " anlamıştım tabikii. Basimi sallayip elimi yuzune koydum. Onun yuzunu hirpalarken güldüm.

"Yapmak zorundasin bunu demekten nefret etsemde ona bir şans daha vermelisin Mek." Dedi. Başimı sallayıp onu onayladım. O artik benim kankam degil kardesimdi. Onu dediklerine saygi gosteriyordum.

"Poyraz sen  çık . O gelsin konuşup bitirelim şu isi. Ona seninle isi bitirmek istiyo dede bi aklı çıksın piçozun." Diyip güldum. Oda sinsice gülüp odadan çıktı. Saclarimi toplayip bekledim. Ciddi durmaliydim. Suçunun olmaması beni mutlu etmişti. Tabi Bernanın defolmasıda beni mutlu eden seylerin arasinda yer aliyordu.

Odaya giren kayahana baktım. Yanımdaki koltuğa oturdu dimdik. Lan Poyraz ne dedin sen buna? Bildigin ayrılmaya gelmiş çocuk.

"Sen mi başlamak istersin?" Diyince koca bir kahkaha atmamak icin kendimi tuttum.

"Ben giriyorum direk konuya zamanı geldi " diyip Poyrazin oyununu bitirdim.

"Sana bir şans daha vermeye karar verdim." Dedim tek hamlede. Hemen cevap verdi Kayahan

"Bak ben ayrılmak-  Ne bir şans daha mı?! Sen ciddi misin? Ama Poyraz senden ayrılmak istiyor. Onun işini zorlaştırma demişti. Ulan Poyraaz." Diyip gözlerini kıstı.

"Sonuc olarak affettim. Ve bu Poyrazin sayesinde. Ona şükret. Ve şu görev..." diyip sustum.

"O görev.. bir sekilde şey yapıcaz. Bugün çarşamba cuma yarin akşam Büşra ve mustafa gelecek. Yemekler için bir kadın tutarız."

"Ne managg? Ben cok güzel yemek yaparım. Baska kadin benim mutfagima giremez." Diyip saclarimi arkaya attim.

"Tamam da. Sonra ölmeyelim. Zehirlenme falan-" ona attığım bakisla susup sonrada devam etti.

"Saka saka. Hastasinya ondan."

"Yok birşeyim yaparım ben. Seni uyarıyorum Kayahan. Bir daha Bernayı senin çevrende görürsem yemin ederimki ikinizinde ağzına ederim." Kayahan elini söz gibi kaldirip sonrada güldü.

SEN GULME MAL SEN GÜLME YOK MAL BU KIZ! ic ses. Ulan ozledim seni tamam hadi vurmucam acidim oç.

"Tamam şimdi git annemleri bide Ayazı çağır." Diyerek güldüm. Oda başını salladı ve cıktı. Annemlerle uzun bir konuşma sonucu barışmış ve anlaşmıştık. Onlar benden vazgecsede ben  yapamamıştım.

🕑🕧🕑🕑🕧🕛🕑🕛🕝🕛🕑🕑🕛🕑

Esneyerek uyandım hastane odasında. Dün hemsirelerin uyu demesine aldirmayıp film izlemistim. Cünkü neden izlemeyeyim?

"Günaydın uykucu." Diyerek iceri giren Ayaza döndüm.

"Sensin uykucu az uyutmadım seni kucagimda gundi." Dedim yerimde dogrularak. Neredeyse ağrım yoktu artık. Ictiğim ilaclar ise yarıyor olmalıydı.

"Aman neyse. Bugün çıkıyorsun. Senin kıyafetlerini toplamaya geldim ama zaten birtek olay günü giydiğin giysiler varmiş. Bende onları sana giydircem" dedi. Yerimde gözlerimi gerip ona baktım. Ayaz benim kuzenimdi. Ve onu hep ben bakıp büyütmüştüm. 2 senedir görüsmüyorduk sadece. Oda yurtdışına gittiği içindi.  Yoksa hala onun ablası sayılırdım

"Sacmalamaz mısın Ayaz? Benim elim kolum tutuyor. Ben giyinirim çık sen." Dedim ona bakarak. Ve o anda içeri giren Kayahanın ettiği laf yüzümün kızarmasına sebep oldu.

"Ayaz sen çık koçum. Onu ben giydiririm. Alışkınım nasılsa."

Yazar çıvdırdı. Evet 2 günde 3 bölüm yazdım. Çünkü neden yazmıyım?

Size iyi okumalar diliyor ve kaçıyorum bebekler.

Öpüldünüz😘

Destina

Görevimiz: EvlilikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin