-14-
Artık yeni bölüm bir gün arayla gelecek.İki bölüm birleşmiş gibi olacak.Yoksa çok kısa oluyor farkındayım.
Bu arada final için konuşmak erken ama ben 60 bölüm yazmayı planlıyorum.Ondan sonra Die İn Your Arms 2 falan olmayacak.Ama yeni hikayeler yazabilirim.
Keyifli okumalaaar!
Jake’i yanımda görünce çığlıklar atmaya başladım.Gözyaşlarım gerçekten ‘şelale’ gibi akıyordu.Evet değişik bir benzetme ama olsun.Ne düşünüyorum ben ya?
Dün ne olmuştu?Gerçekten ne olmuştu?Diye sesli bir şekilde haykırıyordum.Jake ile yatmış olamazdım.Deliye döndüm.
“Loura...Heey iyi misin?”diye sesler duydum.Gözlerimi açtığımda herşeyin bir rüya olduğunu anladım.Lanet olsun neden herşey beni buluyordu?Tanrının benimle alıp veremediği ne vardı?
Bu arada karşımda annemi görmek oldukça şaşırtıcıydı.
“İ-iyiyim anne.Ne oldu neden geldin?”dedim.Haklıydım da.Ne zamandır uğramıyordu.
“Kendi evime gelemez miyim Loura?”diye somurttu.
“Bana Loura deme anne.Benim adım Melissa.Loura ismini sen koydun ama Melissa ismini de babam koydu.Sen koydun diye bana onu söylemek zorunda değilsin.Loura ismini sevmiyorum.Yeterince açık ve net mi?”diye söyendim.Annemi çok sevdiğim söylenemezdi.Bizle ilgilenmiyordu.Babamın yanından da neden aldıysa beni?Yani kardeşim maden bakmayacaksın neden vekaletimi üstleniyorsun değil mi?
“Bana babandan söz etme Lou-... Melissa.”dedi.
“Baba-baba-baba-baba.Mutlu oldun mu?Anne neden anlamıyorsun beni?Benimle hiç ilgilenmiyorsun ve bu canımı sıkıyor.Anne sevgisini 12 yaşında kaybetmiş bir çocuğum ben.Ya da genç kız.Ama ilk regl olduğum zaman bile yanımda değildin.İlk aşk acımı çekerken yoktun.Ne zaman varsın anne?Hepsine toplu bir ‘hiçbir zaman’ yolluyorum.Mutlu musun?Bana sorarsan ben değilim.Ama benim düşüncelerimin ne önemi var değil mi?”diye içimi döktüm.Bir daha onu evde bulamayabilrdim sonuçta.
“Ben seni önemsiyorum Melissa.Ama şimdi geç kalıyorum.1 ay yokum.Gelince konuşuruz olur mu?Lily’e de uğrayacağım.Teyzendeymiş.Görüşürüz.”diyip çıktı odamdan.Siktirsin.
Hayatım zaten bok.Birde bu kadının duygusuzluğuyla uğraşamayacağım.O kadar şey dedim.O yine gidiyorum diyor.Benim duygularım yok tabi değil mi?Daha iğrenç bir kabustan yeni çıkmıştım.Yine sinirlerim hopladı.Düşüncelerimden sıyrılıp şarkının ham haline göz attım.Almanya’daydık belki evet ama biz ingilizce yazmaya karar vermiştik.Bir kaç satır oluşmuştu bile.
I'm under pressure
- Baskı altındayım.
Seven billion people in the world
- Dünyadaki yedi milyar kişiye,
Trying to fit in
- Uyum sağlamaya çalışıyorum.
Bu kadar çıkmıştı 2-3 saatte.Kaç kere sildik,tekrar yazdık hatırlamıyorum.Şarkı yazmak gerçekten zor birşey bunu anladım.Saygılar Eminem,saygılar Rihanna ve diğer şarkıcılar.
Acıktığımı fark edip mutfağa iniyordum ki telefonumun sesiyle irkildim.Arayan ‘Orospu Çocuğu’ bak bunu bir ara gerçekten değiştirmeliyim.Ama sonra.Neden mi?Üşendim çünkü.
“Günaydın sevgilim.”dedi en tatlı sesiyle.
“Günaydııın”Ne kadar odunum ben?Genelede erkekler odun olurdu değil mi?Bizde ters etki yaratmış.Ben odun.Justin egoist.Böyle sürünüp gidiyoruz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Die İn Your Arms (Justin Bieber Fanfiction)
Fanfic~Okumadan önce bilmenizi isterim,sonradan mesaj veya yorum atmayın,HİKAYEDE THIS IS MY LIFE HİKAYESİNDEN ALINTILAR BULUNMAKTADIR.~ Melissa adında bir kız.Genç.Umutları var.Aşık olmak planları arasında yoktu.Peki ya Justin ile karşılaştıktan sonra ke...