-30-/FİNAL PART-1/
(Finale başlamış bulunuyoruz sevgili dostlarım.4-5 part sürebilir.Emin değilim.Yorumlarınız ve ilginiz beni gerçekten çok mutlu ediyor.
Uzun bir bölüm oldu.7 Word sayfası aslkfalşf.
Matematik sınavım var,bana dua edin.
İthaf ‘@Jbdelena’ adlı kullanıcıya.Yorumların gerçekten çok hoş.Teşekkür ederiim!
Umarım beğenirsin(iz.)
Sizi çok seviyorum.
Keyifli Okumalaar!)
Yol boyunca sessizce ağlamıştım.Zaten elimden başka bir şey gelmiyordu.Durmadan ağlıyordum çünkü çaresizdim.Çaresiz insanın tekiydim ben.Sevgilim 1 ay sonra ölecekti ve elimden hiçbirşey gelmiyordu.En çok da buna üzülüyordum ya!Yine de soğuk kanlı olmayı başarmıştım sanırım.Kendimden daha iyi bir performans sergilemiştim.Yani en azından yarım saat kadar ağlamadan durabiliyordum.Bu da büyük bir başarı bence.Sonuçta,bilirsiniz çok sulu göz bir insanımdır.
Uçaktan inince sırt çantalarımızı alıp havaalanından çıktık.
Tüm bunlar şakaysa?
Diye düşünmeden edemiyorum.
Ama yalvarıyorum;şaka olsun.Şaka olmalı.Komik.Justin ölemez değil mi?O mükemmel birisi.Tanrı neden onu bizden almak istesin ki?Mantıksız geliyor.
“Neredeymiş hastahane?”diye fısıldadım son gücümle Rüzgar’a.”Ben biliyorum,sen merak etme.”dedi ve koluma girip beni sürükledi.Biraz caddede bekledikten sonra taksiye bindik ve Rüzgar şöföre Almanca bir şeyler söyledi.Tabii ki de istesem anlardım ama şu an onları dinlemeye bile gücüm yok diyebilirim.
“Sen Almanca biliyor muydun?”dedim.
“Yok bilmiyorum,Türkçe konuştuk.”dedi.Bu cümlesi beni gülümsetti.Buruk bir gülümseme.
Çok uzun sürmeden taksi durdu ve ben de geldiğimizi anladım.Ne kadar zeki olduğumu konuşmayalım bile.
Hastahaneyi tanımıştım.Yakındı.
Rüzgar tekrar koluma girdi ve beni sürüklemeye başladı.Danışmanın önünde durdu ve “Justin Bieber'ın odası nerede?"dedi.Danışmadaki kadının ne dediğini umursamıyordum.Bir süre sonra kadın "1226.oda"dedi."3.kat sağdan 6.oda"
Gerçekten büyük bir hastahane olmalıydı.
Rüzgar beni yine asansöre sürükledi.Sonra ben anlamadan bir anda 1226.odanın önünde buldum kendimi.Hiç tereddüt etmeden giriyordum ki Rüzgar "Gelmemi ister mısın?"dedi.Kafamı hayır anlamında salladım.O da kafasını salladı ve derin bir nefes alarak içeri girdim.
Odada kimse yoktu.Alice veya Jake de yoktu.Justin benim geldiğimi anlayamadı.Yüzü denize dönüktü.Evet,hastahanedeki en güzel odayı aldığına eminim!
Yalandan öksürmem ile bir anda bana döndü ve gözleri kocaman oldu.Yüzündeki yaşı yeni fark ediyordum ve bana fark ettirmemek için elinin tersiyle sildi.
"Ya bir kere beni dinleseler ne olurdu ki sanki?"dedi.Hemen gidip ona sarıldım ve göz yaşlarımı tutamadım."Sen de bana acıyorsun.Bu yüzden istemiyordum gelmeni!"dedi."Hayır,hayır..."dedim."Sana acımıyorum."
"Bal gibi de acıyorsun.Yaa şu Jake'i bir bulayım,ben ona yapacağımı biliyorum."dedi.Sonra kendi sözlerine güldü."Bir şey yapamayacağım.Çünkü şu oksijen makinesinden ayırmıyorlar beni."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Die İn Your Arms (Justin Bieber Fanfiction)
Fanfic~Okumadan önce bilmenizi isterim,sonradan mesaj veya yorum atmayın,HİKAYEDE THIS IS MY LIFE HİKAYESİNDEN ALINTILAR BULUNMAKTADIR.~ Melissa adında bir kız.Genç.Umutları var.Aşık olmak planları arasında yoktu.Peki ya Justin ile karşılaştıktan sonra ke...