Aylardan sonbahar,günlerden cumartesi
Ellerim kadar soğuk ve kuru hava üşütüyor iliklerime kadar
Bir ölüm sessizliği hâkim etrafıma
Bir ben kadar sessiz,ve bir ruh kadar hissiz.Bir parça yaprak yığını biraz sarı tüm bu solgunluğa
Güneş kadar uzak kalbimi ısıtan yüreğin bana
Biraz yorgun biraz buruk bir gülümsemeyle cumartesi
Sonbahardan selamlar bırakıyor kapımdaKalbimin kırıkları yapraklar gibi dökülürken
Denizlerin bu kadar derin,sevdaların çıkmaz sokak olduğunu bilmezken
İçimdeki çocuğu gözyaşlarımla öldürürlerken
Derin ve suskun bir çığlıktı sonbahar.İnceden esen ılık bir rüzgâr okşuyor çehremi
Savruluyor saçlarım hayatın beni savurduğu gibi
Dalgalarla alıp gidiyor bu cumartesi,beni
Gökyüzümden Güneş kaybolurken beliren sıcacık sarı'm sonbahar.Yağmur sesinde susan yakarışlar var etrafta
Yağmurda kaybolan gözyaşlarıyla yeşeren hüzünler doluyor akşama
Bir kadeh mutluluk daha akıp gidiyor sonsuzluğa
Kahve kokusu kadar büyüleyici ama sert sonbahar,durgun sonbahar.Kuşların beni terkettiği,sessizliğin sensizlikle derinleştiği
Benden öte,senden öte,yorgunluğumdan öte bir umut belirir uzakta
Sonbaharın terkedişiyle çiçek açar umutlar
Kırgınlığım,üzgünlüğüm,yanlızlığım elveda sana sonbahar,elveda sana..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rüzgârın Fısıltıları
PoetryBir demet şiir var sayfalarda,Duyguların dilinden anlayanlara bir rüzgar fısıltısı saklı kuş cıvıltılarıyla