Benim Yıldızım

Harekete Geç

Sabah olmuştu.Saat dokuzu geçiyordu.Banyoya gittim. Diş Fırçam.Nerde bu? Hep burda durur.Neyse elimi yüzümü yıkayıp pijamalarımla bahçeye indim.Arka kapıdan Girdiğim için büyükanne beni farketmemişti.Her zaman ki gibi Turpları toplayıp akşama yetiştireceği turşuları düşünüyordu.Güne zinde başlamak için tam fırsatı:

-Günaydın büyükannelerin bir tanesi! -Gel de yardım et eşşek sıpası.Birazdan bodruma inip sirke alacağım.

-Tamaaam.

-Sepeti al.Hadi.İniyoruz..

Bahçenin köşesinde ki iki kapılı Küçük bodrum penceresine yaklaştık Eğilip açmaya çalıştım.

-Açılmıyor.

-O halde tekmeyi bas.

-Kırılabilir.

-Kıçının mı kırılması daha iyi yoksa..

Ayağımla pencereyi tekmelemeye başladım.Dün gece yağan yağmurdan dolayı Iyice pas tutmuş olmalı...Büyükanne "bana kır şunu"

bakışı atarken son tekmemle kapıyı öyle bi kırdım ki Ayağım kapıya geçmişti.Buyukannem aman neyse diyip tozlu merdivenlerden Çakmakla duvardaki mumları yakarak inmeye başladı.Daha önce buraya bir kez inmiştim.Ama yıllar önce idi... ve yer altindaki giriş kapısı kitliydi.Yani tam görmemiştim.Simdi tam zamanı.Hadi Büyükbaba yüzünü kara Çıkarma.

-Ehuhehhh Keith Işığı tut.

ışığı elime alıp etrafa göz Attım. Büyükanne Sirke aldıktan sonra hadi dedi.Eski kaşar dedim.Almış.Ne çabuk... Bi daha Hadi dedi.. nasıl ama...

-Büyükanne bana Büyükbabam hakkında...

-Sana bıraktıkları burda.

Elini işaret ettiği yere pür dikkat bakıp Işığı Doğrulttum.

-Kapı.

-Aç hadi.

O an heyecandan yüreğime gelecekti.Yavaşça kapıyı araladım ve içerisi bomboş bir odadan fazlasını göstermemişti.

-Burası boş.

-Işığı Kapat Torunum... Işığı.

Işığı Söndürdü.

Gördüğüm şeye inanamamıştım.

O kadar parlak..

O kadar muhteşemdi ki...

Hayal gördüğümü düşünüyordum. Fakat hayal değildi..

Gökyüzü tüm hatlarını,Yarım bir küre şeklinde  yapılmış   oda  ile  etrafımı sarmıştı.

-Burası...

-Evet..

Harita odası.