Su ve Gökyüzü

24 3 0
                                    

O akşam okuldan çıkmadan malzeme dolabıdan têmin edebileceğimiz şeyleri toparlayıp Okçuluk kursunun yapıldığı in'den dolaşarak arka tarafa çıkmıştık.Yol burda biraz eski ve onarılma ihtiyacı duysada bisikleti sürebileceğim durumda idi.Bitlikte yol almaya başlarken Lee'nin Okçuluk İn'inden geçtiğimiz için bana "sende görmüşken katıl" çabaları hüsrana uğramasa da... belirsiz bi hal aldı.. Geldiğimizde ise derin bir nefes almayalı bayağı oldu heralde dedim.

-Hazır mısın?

-Kaç Haftadır..

-Tamam Mızmızlanma Lee..

-Yüzmeyeli uzun zaman olsa?

-Hemde ne uzun.. Hele bir de olimpikse... aldığım son kupanın üzerinden 2 yıl geçiyor.

-Ön taraftan gitmeyeceğiz.Arkada bi çatlak var.. Atlanacak seviyede.

Duvarı el birliği ile geçtikten sonra Lee merakını susturamadı...

-Havuzun Dolu olduğuna emin misin?

-Göreceğiz...

-Hele Bi olmasın...

-Bir şey mi dedin?

-Evet.El feneri?

-Çanta?

-Sende Bay Dalgın... Yıldızlara bakmaktan yakında kendini de unutacaksın.

Ona yan bir gülüş atarak önce kendimi kumarbaz,Şimdi ise El feneri ile açık kapı arayan bir soyguncu gibi hissettim...

-Burası açık.

-Ne bekliyorsun?

Acil çıkış her zaman hayat kurtarıyor.Üst kata açılsada...

Merdivenleri takip ettikten sonra ayaklarımın soğuk ve ıslak bir zeminde olduğunu farketmiştim.Havuza geldiğimiz gibi Lee soyunmaya başladı.Ben ise terasın yolunu çoktan tutmuştum.Geldiğimde bu manzaraya karşı hiç yabancılık hissetmemiştim.Her zaman ki gibi muhteşemdi.Çalıştığım köşeyi bile hatırlıyordum.Karaladığım duvar,kordinatlar,yıldız takımları ve isimleri ile doluydu.İyi bir arkadaşımın babası burda yüzme eğitmeniydi.Çocuğu kafaya alıp beni götürmesini istemiştim.O zamanlar patlayan şekerleri çok severdim.Yemez yemez saklardım.O pis boğaza beni götürmesini istediğimde benden şeker kavanozumu istedi.Tek ve en değerli servetimi sattığımı düşünmüştüm o an.En Azından Diğer koleksiyonlarımı görmediğine şükrediyorum.

İçimden büyük bir ah çektim ve gökyüzüne baktım.. Bunu neden yaptığımı sorgulamak istiyordum aslında.. Aklımda Özgür olmanın hayali ile sevmiştim yıldızları.Halen  de öyle.Belkide Başka bir şey arıyordum.Kaçacak bir yer gibi.Huzurda hissedeceğim bir yer olarak görünüyordu gökyüzü.Peki neden bu kadar uzaktı...

-Hey!

-Lee?!

-Ne oldu bişi mi saklıyorsun orda? İfşa edilmiş gibi bi halin var.

-Yo.. Sadece korkuttun..

-Ben geç ayrılacağım Keith.Sen önden git.

-Ah.. Tamam..

Ayrılmadan önce binaya bir kez baktım.Patlayan şekerleri ve çocuk aklımı özlediğimi farketmiştim aslında.Çocukken yaşamak.. Özgür olmaktı.

Yine yola koyulup giderken talihsizlik beni bulur zaten.Çocuklar Çiviler ve taşlarla asker üstü kurmuş resmen.Lastikten Çivileri çıkarmaya çalışırken bir yandan da hayıflandım.

-Hadi ama.. Başka Yerde oynayacak yer bulamadınız mı..

-Sanığm Bulamamıyşlağr hahahhhöhhhöhh

Bu yayvan,dengesiz,telaffuzu berbat olan sesin hangi yüze ait olduğunu bilmesemde bir sarhoşun olduğu kesindi.Kafamı çevirdim ve Adama Baktım.Resmen sake (bir içki türü) kokuyordu.Kırklı yaşlarına yeni girmiş gibiydi.Kavga etmeye gelmişe benzemiyordu.

-Yolunuzu mu kaybettiniz?

-Neyin yolunu dostum?

-Eviniz?

-Ne evi hahahhh burağsı benim e.. evim

-Ne.. ne nerde?

-Şu ışığı görür müsün!

Ayağa kalktım ve parmağı ile işaret ettiği yere baktım.Olmayan ışığa bakmaktan daha kaçık bir şey olamazdı.Adam sarhoş.. Ona inansam iyi olacak sanırım

-Ah.. evet gördüm.

-Hadi gel.. Geğl.. sen benle..

-Yok bayım gerek.. -Geğl Dedim!

Sarhoş bi adamı asla kızdırmayı göze alamazdım.Bisikletimi ellerimle sürükleyerekten adamı Takip ediyordum.. Tek bilmek istediğim.. nereye gittiğimdi.

Benim YıldızımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin