CEO'dan Gamer'a

6 1 0
                                    

Şirketteki işler bittikten sonra erken saatte çıkış yapıtım . Her zamanki gibi muhabirler kapının önünde ağzımdan laf çalmak için bekliyordu. Patlayan flaşların ışığı yeterince rahatsız ediciydi.

-Hakkınızdaki skandal doğru mu?

-Yorum yapacak mısınız?

-Söylentiler doğru mu?

Karmaşa içinde arabaya bindim.Sorulara cevap vermekten kendim dahil herkesten kaçıyordum.Arabanın camından beni takip eden muhabirlere izimi kayıp ettirmem gerekiyor.Ama nasıl?

Hızla şehrin içinde saklanabileceğim ara sokaklara bakmaya başladım.Dar bir sokağa döndüm.Sağ taraftaki garaja hızla giriş yaptım.Arabayı park ettim.Bagajdaki kıyafetleri çıkarıp üstümdekileri değiştirdim.Torpidodan aldığım gözlüğü taktıktan sonra kendimi dışarı attım.Etrafa bakınmaya başladım.Seoul'da yaşayalı seneler olmasına rağmen sanki başka bir şehirdeydim.Hattaha başka bir dünya.Daha önce hiç adım atmadığım bir evren.Evet,oyun evreni.Etrafımdaki herkes bu garip ışıldakları olan tabelaları okuyarak gireceği yere dört nala koşuyordu.Bu kadar heyecan verici ne olabilir ki?

Alt tarafı bilgisayar diyen beynim girmememi söylerken kalbim garip bir şekilde içeri girmemi söylüyordu.Kendi içimde şunu tekrarladım:

Ne kaybederim?

İçeri girdim.Ortamdaki garip oda spreyinin kokusu burnuma doldu,bana eskileri hatırlatıyordu nedensiz şekilde.Etraf loş ışık eşliğinde uykumu getirmişti sanki.Fakat masa başındakiler hiçte öyle durmuyordu.Yan tarafımdaki koridoru takip ederek insanların masa kiraladıkları şu adamla konuşmaya geldim.Gözlükleri ve şapkası alakasız fakat ona ait parçalara benziyordu,elindeki desteyi sayarken sandalyeye oturdum.Yavaşça bana baktı,parayı kasaya koydu ve beni gözleri ile hızla süzdü.Çok geçmeden konuşmaya girdi:
-Yenisin umuyorum?
-Şöyle bir gezinmek istedim.
-Şu an tüm masalar dolu.
-O zaman bir tane açtırın.
-Açtırırım tabi ama beklemen lazım,masa dokuz bir oyun sonra bitecek,istersen başlamadan önce onu bir izle.
-İzle?
-Sana anlatır.
Elime masanın numarası olan kartı verdi ve bir kaç saatliğine kira parasını kartla sonra getirmemi söyledi,içimden sanırım kalbimi dinlemenin iyi bir fikir olmadığını farkettim,yavaşça masa dokuzun yanına geldim,ekrana pür dikkat bakan,benimle aynı yaşıtta bir adam vardı,yavaşça yanına çömelip izlemeye başladım.Hızla farklı açılardan haritayı kontrol ediyor sonra birbirini takip eden canavarların peşinden koşuyordu.
-Neden sadece kırmızı olanları öldürüyorsun?
Yanımda olduğunu farketmesi kısa sürmeden cevap verdi:
-Takım oyunu oynuyoruz,beş kişi bir takım oluyor.
Delice ordan oraya sürüklenen samurayı görünce dayanamadım,
-Şunun ismi ne? Hani Samuray olan?
-O mu? Yakuza o,bizim takımı taşıyor.
-Taşıyor mu?
-Evet,birazdan maçı biz alırız.
Öylesine ezici gidiyorlardı ki sanki oyundaki karakterler oyuncular ile bir bütündü,akılları ve duyguları bir gibi,kazanma ruhuna sahiplerdi.Oyunu bitirdiklerinde çok etkilendim.Sanki o başka evrenden dünyaya geri dönmüşçesine bana döndü ve kulaklığı kafama taktı:
-İyi şanslar,ihtiyacın olacak.
Ona gülümsedim.Kim olduğunu bilmediğim bu gizemli adam sanki başka evrenlerin kralı gibiydi.Belkide benim için bu evreni
keşfetmenin zamanı gelmiştir.

Yavaşça oturdum.Ekrana baktım.Sandalye nedense benim ofisimdekinden daha rahattı.O kadar rahattı ki sanırım burada uyuyabilirim,yanımdaki adam başka bir oyun oynuyordu,ama benim aklım halen şu önceki oyunda,neye tıkladı ki girdi oyuna,gözlerimi gezdirdim ama seçemedim,yandaki adama sormaya karar verdim.
-Hey,baksana.
-Evet?
-Burda oturan önceki çocuk ne oynadı?
Adam parmağı ile kısayolu gösterdi,hızla tıkladım.Yükleniyordu ama bir türlü bitmiyordu sanki,oysa sadece bir kaç saatliğine kiralamıştım.Bide bunu bekle.Kafamı masaya koyup biraz olsun gözlerimi kapadım,yorulduğumu hissettim,sanki bedenimden öte zihnim yorulmuş gibiydi..
-Başım ağrıyor..
Yanımdaki adam bana baktı:
-Alışırsın dostum,başta biraz sıkıntı.
-Neden peki?
-Radyoaktif dalga ve insan yoğunluğu,ayrıca havalandırma fazla yeterli değil.
Derin bir nefes aldım.Sanki bir avuç insan oyun için her şeye katlanıp bu kasvetli ortamda
nasılsa keyif çatıyordu.Kendimi ne kadar koruduğumu ve insanlara kapattığımı hissettim,mızmızlanan bir bebekten farkım yoktu belki..

Birden gelen ses kulaklıklarımda çınladı ve beni ayağa kaldırdı,güncelleme artık bitmişti,faremi götürdüm ve girişe bastım,artık içerdeydim,o başka evrenin içinde.

Benim YıldızımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin