Büşra

158 5 0
                                    

B elki gecelerin suçları yoktu sığınacak bir yer aradım ve geceleri seçtim.
Ü stüne birde senın sarsıcı yalnızlığın eklenince işte ben hepten vazgeçtim.
Ş art degildi tabiki bir limanda senınle yaşamaya, kabul edilemezdi ya sensizlik de, bu limanda.
R azı geldim kaderimin bu çetrefilli oyununa sad dedim sad, dat tı ve zı
A ntartikada bir barakada veyahut sivasta bir yaylada sen benden razı ben senden razı.

Kendi başıma yaşamakta oldugum iki katlı ahşap evin birde ufak orman manzarası vardı veya ben kendimi buna ınandırıyordum ikinci katın penceresinden baktığım da ormandaki ağaçların tepelerini görebiliyordum soranlara evim şehirden uzakta degil orman manzaralı diyordum ilerde çok degerlenıcek diye aldırmıştı babam bana burayı, hala degerlenıcek ya o ayrı. Şehire arabayla on beş dakika benım arabamla yirmi beş dakikaydı evim, 94 model bi bmw'm var tüp taktırdım çok yakmasın diye eski ama hala kızların ilgisini çekecek şekilde güzel duruyor biraz da yere yakın gaza biraz sert bastım mı yarış arabalarının ki gibi ses çıkartıyor. Şehirde arabamla gezerken sokağın köşesinde görmüştüm onu üstünde sarı ince tişörtü altındaki mavi eteği ve sarı çiçekli mavi ayakkabısıyla, durmadan devam ettim köşedeki kafeye sürdüm ve orda oturdum kendime bir kahve aldım ve kitabı mı okumaya başladım bir kaç dakika geçmeden o girdi kapıdan kasadaki kıza selam verdi kapıyla camın arasındaki iki kişilik masaya oturdu o bişey demeden çayı geldi önüne ve garson çocukla bişeyler konuştu, kıskandım sanırım onu sarı ve kahve rengi tonlarında ki dalgalı omuzlarından biraz daha aşağıdaki sacları beyaz tenı yuvarlak yuzunu tam ortasındaki fındık gibi burnu, (bizim için fındık burun demek guzel burun anlamına gelir,) burnunun iki yanındaki çekik gözleri ve gözlerinin üstündeki ince düz kaşları, dudaklarını anlatmak için ayrı yazı yazmak gerekir hatta bir kitap yazılmalı dudaklarına uzunluğu tam ölçüsünde ve alt dudağı gayet kalın etli üst dudağı alt dudağına göre daha edepli olan bu guzel benimle degilde o garson çocukla kahkahalar atarak sohbet ediyordu. Kitabıma dönüp okumaya çalıştım o aklımdayken kahvem bitene kadar yedi veya sekiz sayfa okuyabildim birşey anladığım da söylenemez. Kahvenin ücretini ödeyip kapıya doğru yöneldim ve kapının yanında ki güzelle göz göze geldik, kültürlü ve kibar bir bey gibi davranmak istedim iyi günler diyip gülümsedim oda aynı şekilde karşılık verdi ve çıkıp kaldırımın yanına park ettiğim 94 model bmw'me binip gaza sert basarak uzaklaştım oradan içerideki bey efendi arabada adeta serseriye dönüştü sanki. Ertesi gün yine aynı kafeye gittim kitabımla birlikte bu neredeyse on beş gün kadar sürdü kafedeki çalışanlarla arkadaş olmuştum isminin büşra olduğunu buraya sık sık geldigini üniversite öğrencisi olduğunu bu mahallede ikamet ettiğine kadar öğrenmiştim birbirimizi sıkça görüyor ve selamlaşıyor hatta bazen nasıl olduğumuzu soruyorduk taki onu cam kenarındaki masasında dışarıyı buğulu gözlerle izlerken yakalayana kadar.. Yanına gidip onun için aldığım tek şatlı lattesini önüne doğru uzattım kafasını bana dogru çevirdi ve gözlerini yavaşça kapatıp açarak teşekkür etti, bu hareketten cesaret bulup oturdum :
-Eğer anlatmak istersen dinlerim. Dedim.
-Bütün erkekler neden aynı. Dedi ve derin bir iç çekti.
Bütün erkekler nasıldı? Ben o erkeklerin olduğu gruba giriyor muydum? Girmiyorsam ben erkek değilmiydim? Diye kendi kendime düşünürken :
- Ben sana ne yaptım ki köşeye oturmuş kahve mi içiyordum bütün erkekler aynı olamaz. Dedim. Kafasını kaldırdı ve gülümsedi ön iki dişi biraz iriydi ne olduğunu anlamadım fakat bende ona tebessüm ettim.
-Araban yanında mı? Diye sordu.
-Evet köşeye park ettim. Dedim
-Benı biraz gezdirir misin?
-Tabi.. Tabi ki gezdiririm. Dedim ve arabama doğru yürüdük biner binmez camı sonuna kadar açtı ve elini radyoya attı hareketli bir muzık aradı bulduğunda radyonun kulağını bükerek sesini yükseltti. Ben gaza yüklendikçe daha hızlı olmamı söylüyordu öyle düşünüyorum ki her konuda hızlı olmam için benı uyaracaktı, biraz gezdikten sonra onu evine bıraktım ve bana yukarıda kahve içebilcegimizi söyledi kabul ettim ve evine çıktık, yukarı çıktığımız da evde ev arkadaşı Burak vardı üniversiteden arkadaşıymış ve birlikte kalıyorlarmış Burak kirayı öderken büşra da evin işleriyle ilgileniyormuş, bu masum gözüken kızın böyle rahat bir hayatı olacağını beklemiyordum fakat hoşuma gitmişti büşra benı etkilemişti o gece bir kahve içip koyu bir sohbeti geride bıraktıktan sonra büşra arabama kadar bana eşlik etti tam arabaya binecekken benı dudaklarımdan öptü ve bu harika bir öpüşmeydi sanırım dudaklarını fazlasıyla ısırmıştım etkisi ben yola koyulduktan birkaç dakika sonra bile hissediliyordu. Bir iki gün evden çıkmadım kitap yazmaya çalışıyordum bir yandan da arkadaşımın tiyatro ekibine oyunlar yazıyordum bu şekilde para kazanıyordum, üçüncü gunun sabahı Büşrayı yolda gördüm ve onu arabaya aldım bana sarıldı ve boynuma bir öpücük kondurdu sanırım sevgilimdi büşra, saçlarını okşayarak karşılık verdim bu duruma ve sürmeye devam ettim önceden yazdığım ve şuan oynanan oyunuma götürdüm onu izledik bitince:
-Çok begendim, nasıl yazıyorsun böyle şeyleri nasıl hayal ediyorsun görmeyi isterdim. Dedi
-İstersen benimle yaşayabilirsin evim gayet buyuk hem nasıl yazdığımı da görürsün. Dedim hemen kabul etmedi birkaç gün düşüneceğim dedi ve konuyu kapattık o gecede biraz gezdik onu ertesi gun şafak vaktinde alacağımı söyledim ve ayrıldık. Sabah çok guzel beyaz bir elbise giymişti üstünde dantel işlemeleri olan onunla yakın bir şehir olan Yalova gittik bir bucuk saat surdu yol eski tanıdığım olan Mustafa abinin pansiyonunda kalmaya başladık ve tek yatak oldugu için birlikte yatmaya karar aldık onun için sorun olmayacağını söyledi yakındaki bir barda biraz bira içtikten sonra odamıza geri döndük ve Büşra muzık açtı dans etmeye başladı ellerimden tutup benide kaldırdı birlikte dans ediyorduk,ben pek beceremedim tabi sevmezdim böyle şeyleri ama ona ayak uydurmak istedim ve denedim bir kaç kere ayağına bastım utandım belli etmemek için yoruldum diyip oturdum bardan gelirken bir şişe şarap almıştık onu getirdim bir kadeh ve bi küçük bardak ile birlikte ben küçük bardak tercih ediyordum tepeleme doldurmayı sevdigim için onun kadehinin yarısına kadar doldurdum ve tekrardan içmeye başladık pek iyi birşey olmasada bu içmek artık bende adet olmuştu her fırsatta içiyordum onuda alıştırmak istiyordum ve öyle olacaktı da ona o gece alkolunda etkisiyle önceden yazdığım şiirleri okudum sanırım bana aşık olmuştu o gece olmuştu daha sonraki geceler soğumakla ve kavga etmekle meşgul olacaktık çünkü, bende o gecenin keyfini çıkarmak istedim yataga girdik kaşık içi pozisyonu dedikleri gibi ben yanıma dönüp yattım oda aynı şekilde hemen yanıma yattı vücutlarımız birbirine yapıştı sıcaklığını hissediyordum saçlarını koklayarak uyudum en sonunda sabah uyandığım da o hala uyuyordu bu kız benden çok uyuyordu bir kız benden nasıl çok uyurdu bence hiç bir insan benden çok uyuyamazdı, neyse bir saat sonra uyandı okadar çirkin gözüküyordu ki gözüme dün gece şiirler okuyup dans ettiğim günlerce konuşmak için kafelerde bekledigim kız bu olamazdı gözlerini açtığında bana
-Gunaydın Aşkım. Demişti Aşkım da ne demekti büşra nasıl bu kadar itici olabilirdi hiç bir büşra bu kadar itici olamazdı hazırlanmasını söyledim ve onu evine bıraktım birkaç gün onu hiç düşünmedim sanırım birkez daha soğumuştum ruhu ölmüş aşk mezarlığına bir yeni mezar daha eşmem gerekti sanırım kitaplarım satmaz oyunlarım oynamazsa mezarlıkta çalışabilirdim okadar tecrübeliydim, tabi bu ilişki işlerinin prosedürü olmalıydı ayrılmanın da barışmanın da bi şekli olmalıydı,
Büşracım sen çok guzel çok hoş bir kadınsın ammavelakin ben daha Hoş ve daha guzel bır kadına laikim, hayır hayır böyle olmazdı Büşracım ben pisliğin tekiyim bu yüzden benı temizlemekle vakit kaybetme senı bu hayatta yormayacak, daha guzel bir hayat verecek birisiyle olmalısın demeliydim kendimi kötüleyip onu övmeliyim ki benden vazgeçip daha iyilerini arasın, nasıl bulacaksa çekilmez olan varlığına kim katlanacaksa herneyse benı pek ilgilendirmiyor kafeye gittiğim de ordaydı benı beklıyordu hissettim hiç birşey söylemeden karşısına oturdum:
-Çok merak ettim senı, ayrıca çokta özledim. Dedi. Sadece başımı önüme eğdim konuşmaya başladı:
-Biz sevgiliyiz neden birden eve döndük neden benı hiç aramadın neden benı umursamıyorsun...
O nedenleri peşi sıra yuvarlarken başımı önüme eğmiş bu kadından soğumanın ne kadar doğru bir karar oldugu hakkında kendimi tebrik ediyordum, konuşması bittiğin de kafamı kaldırdım:
-Bitti mi? Diye sordum.
Bağırarak:
-Evet bitti. Dedi
-Sen harika bir kadınsın ve Senın mutlu olman gerekiyor ben senı mutlu edebilecek ve sana laik olacak birisi degilim bundan dolayı Senınle olan ilişkimi bitirmek istiyorum çünkü ben haddimi biliyorum. Dedim.
Tabiki bana bir ton laf yuvarladıktan sonra:
-Sende diger erkekler gibisin. Deyip masadan kalkıp gitti, çok umursamadım fakat bende sonunda diger erkekler gibi olmuştum bende sonunda erkek olmuştum eve dönüp bu ölmüş aşkın mezarını kazdım ve onu gömdükten sonra büşra için bir akrostiş şiir yazdım kime yazdığımı hatırlayayım diye akrostiş yazmıştım ve sonunda iki katlı ahşap evimde yalnızlığım ile kalıp kitabımı yazmaya devam ettim.

Ah Şu KadınlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin