Mırıldandı kendi kendine ve devam etti o aşşalanmış bakışlar la yoluna. Oysa henüz yirmi bir yaşındaydı onu tanıdıgında on yedi . aynı sokakta oturuyorlar ve karşılıklıydı balkonları ara sıra odanın perdesini aralayıp bakardı ışıgı yanıyormu diye başları platonik olan sevgisinin aşka dönüşeceğini tahmin bile edemezdi . işte o sıralar tutmaya başladı o kırmızı üzerinde elbiseleri yırtık kızlı,kırmızı ajandayı.ve kısa kısa sözler yazmaya başladı aşk'a dair .
İlk sözünü dün gibi hatırlıyordu.
^'Siz bayım nedir sizi böyle farklı kılan kimdiniz yada neydiniz
Perde arası ışıklar sizi saklıyordu
Merak ediyorum aşk mısınız. '
Zamanla bu yazmaların bir tutkuya dönüşeceğini bilemezdi tabii ki .
Sabahları okul yolunda göz göze gelirler ve günaydın derlerdi ama o sıralar aşk elini ayağına titreten ve kalbini hızlandıran kelimeleri güçlendiren bir durum du. Günaydın der susardı ikinci kelimeyi söylemek için biraz sakinleştirici almalıydı sanki. Aslında en çok sevdiği şeydi sabahları okul yolunda gitmek ve onu görmek aklı takılmıştı ona aklı takılmamıştı hatta akıl hastalığına yakındı aşk. Ders aralarında yazmaya başladı.
Peki, ben sana kavuşurken ya bileklerim kesilmişse? '
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Masum fahişe. (orjinal ilk kırk beş bölüm )
Phi Hư CấuBu hikayede anlatılanlar ve karakterler tamamen gerçektir. Ölü yada diri aralarında bağlantı kuranlar okumaya devam etmemelidir. . "" bir erkeğin kaleminden bir kadını yorumlamak """