Tao yatakta zıplayıp Wufan’ı uyandırmaya çalıştı. Wufan yatağın sallanmasıyla deprem olduğunu sanmış korkuyla yerinden sıçramıştı. Her yerde deli gibi dolaşıyordu. Bu sırada Tao kahkahalarını durduramıyor katıla katıla gülüyordu. Wufan sonunda olayı anladığında sert bakışlarını küçük pandasına yöneltti.
Tao kahkahalarını durduramıyordu kıpkırmızı olmuştu. Wufan korkuyla Tao’nun yanına gittiğinde sonunda kendini durdurabilmişti. “Ço-Çok komiktin!” Tao tekrar gülmeye başladığında Wufan tekrar kaşlarını çatmıştı. Tao sevgilisine bakıp gülmesini zorda olsa durdurdu.
“Dükkana gitmemiz lazım Kris. Hadi giyin sonra dükkana gidelim”
Tao tam yataktan kalkacakken güçlü eller tarafından yakalanıp tekrar yatağa çekildi. Wufan onu altına hapsedip yüzünün her yerini öpüyordu. “Yah! Kris. Dükkanı açmalıyız.” Wufan onu dinlemeyip Tao’nun tekrar dudağından öptü.
- - - - - - -
Baekhyun ağzını eliyle kapatmış karşısında gülen çocuğa bakıyordu. “Lay bir şey söyle.” Baekhyun ancak Yixing’in duyacağı kadar mırıldanmıştı. Yixing ise “Hadi eve gidelim Baekhyun” dedikten sonra kahvelerin parasını ödemişti. Baekhyun arkasından yavaşça gelirken Yixing Baekhyun’un elini sıkıca kavradı.
Baekhyun Yixing’e bakarken Yixing ona bakmıyordu bile o hariç her şeye bakıyordu. Nihayet eve geldiklerinde Yixing üstündekileri çıkarıp askılığa astı. “Ben aslında.. kendi evime gitseydim?” Yixing hala Baekhyun’un ondan utanmasını komik buluyordu. “Orası artık senin evin değil. Orası XiuHan Sarayı. Benimde artık bir ev arkadaşım olmadığına göre beraber yaşayabiliriz?” Baekhyun’un gözleri bugün şaşkınlıktan bininci kez açılırken Yixing onun bu tatlı haline gülüyordu.
“Hadi Baekkie. Eğlenceli olabilir.”
Baekhyun kafasını sallayıp üstündeki montu çıkardı. Salona doğru ilerlediğinde Yixing çoktan mutfağına ulaşmıştı. Salonun köşesindeki siyah piyanoya takılmıştı gözü evde bu modelin beyazından vardı. Ve bu iki piyanoda dünya da eşsizlerdi. Baekhyun mutlulukla ellerini piyanonun tuşlarında gezdirmeye başladı. Yixing’i öpmek ya da piyano çalmak. Şuan hayatındaki en büyük mutluluklar bunlardı. Ve bunlar eskiden ona aptalca gelen yıldızları sayarken dilediği bir dilek sayesinde olmuştu.
* *
Tao sonunda Wufan’ı dükkana sokabilmişti. Aşırı derece de oyalanıyordu. Tao boynundaki kaşkolu düzeltmeye çalıştı. Wufan onu rahat bırakmamış boynunu morartana kadar emmişti. O zaman zevk verse de şimdi saklamak zorundaydı. O da yetmezmiş gibi birde buraya sırf Wufan’ı görmek için gelen insanlarla uğraşmak zorundaydı.
Wufan kafasını masaya koymuş uyukluyordu. Tao ise bir siparişten öbür siparişe koşuşturuyordu. Wufan’ın yanından geçerken onun uyuyakaldığın fark etti. “Kris uyanmazsan seni eve almayacağım!” Wufan uyuşuklukla kafasını kaldırıp ona sinirle bakan sevgilisine döndü.
“Sen bana kıyamazsın ki.”
Tao daha sert bakmaya başladığında Wufan bu sefer tek kelime etmeden siparişlere yardım etmeye başladı. Wufan’ın sonunda yardım etmeye başlamasıyla işler hızlanmıştı. Tao artık etrafta daha az koşuşturuyor ve daha az sinirliydi.
Sonunda bütün müşteriler bir anlığına da olsun durduğunda Wufan yorgun bir şekilde kalktığı yere tekrar oturdu. Tao ise çiçekleriyle ilgileniyordu. Wufan kafasını yattığı yerden kaldırıp sevgilisini izlemeye başladı. Tao çiçeklerle ilgilenirken o kadar mutlu oluyordu ki. Bazen onun sadece dünyaya çiçekler için geldiğini düşünüyordu.
“Taaoo. Sevgilinle de ilgilen. Çiçekleri kıskanıyorum burada.”
Tao dikkatini bir bebek gibi sızlanan sevgilisine verdi. En sonunda dayanamayıp Wufan’ın kucağına oturdu. Bir yandan saçlarıyla oynuyor bir yandan onu izliyordu. Wufan Tao’nun beline kollarını dolamış onu iyice kendine yakınlaştırmıştı.
“Ne dersin evde deneyelim mi?”
Tao sıkıntıyla oflayıp Wufan’ın kafasına vurdu. “Yarın olmaz. Cumartesi gecesi yaparız belki. Biliyorsun. Acıtıyorsun.” Wufan güldüğünde Tao da gülümsemesini ondan esirgemedi.
**
Yixing yemekleri masaya yerleştirmişti. Salondan gelen piyano sesiyle mutfaktan çıktı. Baekhyun piyano çalıyordu. Yixing biraz daha yaklaşıp onu dinlemeye başladı. Gerçekten harika çalıyordu. Baekhyun şarkıyı bitirdiğinde kafasını kaldırıp gözlerini onu izleyen çocuğa dikti. Yixing yine onun hayran olduğu gülümsemesini yapıp Baekhyun’un kalbinin teklemesine yol açmıştı.
Baehyun yerinden kalkıp Yixing’in yanına gitti “Beğendin mi?” Yixing başını evet anlamında salladıktan sonra Baekhyun’u kolundan çekiştirerek mutfağa sürükledi. Baekhyun mutfağa girdiğinde masadaki yemeklere hayranlıkla baktı. Hemen masaya yerleşip yemeye başladığında Yixing mutlulukla gülümsedi. İnsanların onun yemeklerini yemesini severdi. Özellikle bu insan Baekhyun olunca daha da mutlu olmuştu.
Baekhyun’un karşısına geçip oda yemeye başladı. Bir yandan yemeğini yiyor bir yandan da tabakları bile nerdeyse yiyecek olan Baekhyun’u izliyordu.
**
Xiumin ile Luhan sonunda düğünün yapılacağı yere karar verebilmişlerdi. Kış olmasına rağmen kır düğünü isteyen Luhan’ı sonunda Xiumin kapalı ama yine de bahçe gibi olan bir alanla kandırmayı başarabilmişti. Bunun için kendini ödüllendirmeliydi.
Luhan çiçekleri seçmek istiyordu ama Wufan ve Tao ona dokunmamasını kendilerinin halledeceğini söyleyip onu uzak tutmuşlardı. Sehun ve Jongin ise de onun için masa süsleriyle ilgileniyordu. Hariç herkes düğünde bir şeyle ilgileniyordu. Xiumin bile!
Çoktan balayı yerini seçmiş, yeri ayırtmıştı bile. Hatta gittikleri ay boyunca yapacakları aktiviteleri bile ayarlamıştı. Luhan elini sıkıntıyla saçlarına geçirdiğinde henüz kimsenin aklına gelmemiş olan bir fikir gelmişti. Damatlık!
***
Yixing Baekhyun’un bütün yemekleri hızla midesine indirmesine şaşkınlıkla bakıyordu. O kadar hızlı yemişti ki bir an boğulacağından bile korkmuştu. Baekhyun ağzını peçeteye sildiğinde Yixing’in hala ona bakıyor olduğunu fark etti.
“Aah. Çok bakma yüzümü eskiteceksin.”
Yixing Baekhyun’un bu dediğiyle gülümsemişti. “Baek kabul ediyor musun evime taşınmayı?”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Counting Stars|BaekLay ✔
FanfictionHer gece yıldızları saymalıydık beraber, Onların sonsuzluğunda kaybolmalıydık.