♡6♡

3.4K 190 10
                                    

Elif Ada Doğan:

"Evleniyorsunuz" diyen Eray Beye gözlerimi pörtleterek baktım-evet pörtleterek-

"Ne" dedik Miraç Beyle aynı anda.

-kıza bak ya hala bey diyor kocası olacak.

Ne kocası be!

"Doğru duydunuz evleniyorsunuz. "

"Ne diyorsunuz siz Eray Bey, ne evlenmesinden bahsediyorsunuz?"

"Hani babanın yerini soruyordun ya sürekli. Baban, o istedi bunu"

Ne saçma bi cevap bu yahu!

"Ben daha hayatımda babamı 1 kez bile görmemişken, o nasıl benden böyle bir şey isteyebiliyor?"

"Ya ben burada neyim acaba? Baba neden böyle bir karar verirken banada haber vermedin? Hani lazım oluyor imza falan atıyoruz ya." dedi Miraç sinirli sesiyle.

"Seninle daha sonra konuşacağız oğlum bir dur" diye geçiştirdi Eray Bey oğlunu. Yahu neyden bahsediyor bunlar? Ne evlenmesi, ne imzası çocuk oyuncağı mı bu?

"Yeter! Allah aşkına siz ne saçmalıyorsunuz? Ne evlenmesi? Eray Bey bakın size karşı saygımı bozmak istemiyorum bu saçmalığı bırakın ve bana artık babamın yerini söyleyin!" dedim. Olduça bıkmış bir sesle.

Eray Bey de bu durumdan bıkmış olacak ki konuştu.

"Sanırım haklısın bu saçmalık artık son bulmalı, gel seni onun yanına götüreyim." dedi.

Sinirle onun peşinden gidip arabaya bindim.

***

Büyük bir evin önünde durdu araba. Yavaşça arabadan indim.

Kalbim heycanla atıyordu gözlerim zaten dolmuştu çoktan.

Eve doğru yaklaştık, ayaklarım bedenimden apayrı haraket ediyordu. Zanfır zangır titriyordum.

Kapıyı çalıp açılmasını beklerken büyük bir heyecan vardı içimde. O sıra kapı açıldı ve görevli olduğunu tahmin ettiğim kadın Eray Beyi görünce kenara çekilip bize yol açtı.

İçeriye geçtiğimizde koltukta oturan bir adam vardı. Geldiğimizi duymuş olacak ki bize döndü. Beni görmesiyle hızla ayağa kalkıp yanıma geldi.

"Kızım"

Yıllardır duymayı arzuladığım kelime yüreğime oturmuştu şimdi. Canımı yakmıştı.

Konuşacaktım, muhtemelen sessim titreyecekti ama konuşacaktım.

"Bana kızım deme! Ne oldu bir kızın olduğunu 19 yıl sonra mı anladın? Bırakıp giderken neredeydin?   Neredeydin söylesene? Hayatımı senin yüzünden yetim yaşadım ben be! Sen vardın, sen yaşıyordun ama ben senin var olup olmadığını bile bilmiyordum! Ben senin yüzünden babam varken yetim yaşadım! Bir yetimhanede yapayalnız büyüdüm.
Ben hayatımı seni ve annemi aramakla geçirdim. Yaşıtlarım ip atlarken, ben sizi arıyordum! Tek derdimin şeker yemek, dondurma yemek olması gereken yaşlarda, kocaman bir kadın gibi dertlerle büyüdüm. Yapayalnız! Sen benim 19 yılımı aldın elimden baba! Bir de daha karşıma çıkmaya cesareti olmayan adam bana evlen diyor yahu! Sen bana naptın biliyor musun baba? Sen beni daha küçük yaşta öldürdün! Diri diri mezara gömdün! Sen beni yetimhaneye koyarken toprağın altına koydun! Buz gibi bir yetimhanede yapayalnız yaşayışıma göz yumdun.. Ben senden bir şey istememiştim ki; gece  bana masallar okumanı, düştüğümde kaldırmanı istemiştim. Korktuğumda sana sarılmak istiyordum ben. Baba ben senden sadece bana baba olmanı istiyordum. Sense bana baba olmak yerine yabancı olmayı seçtin! Ben yıllarca seni ararken babam beni bıkamamıştır dedim. O benim babam dedim! Ama yanılmışım. Ben bir yetimhanede yıllarca küçük kalbimle gelmeni beklerken sen burda keyifine bakıyormuşsun. Ben yıllardır bir yetimhanede mezardaydım. Ölüydüm. Tekrar yaşayabileceğim umuduyla beklerken, sen beni bugün tekrar öldürdün baba!"

Gözümden düşen son damlayıda sildim ve o adama baktım. Kalbini tuttu. Gözünden birtek gözyaşı düştü ve yere yığıldı.

Afalladım. Birkaç dakika dumura uğramış gibi sadece yere yığılmış bedene baktım. O sıra kulaklarıma Eray Beyin üzüntü dolu sesi geldi. Ambulansı aramıştı. Adresi tarif etmeden önce söyledikleri doldurdu kulaklarımı.

"Kalbini tutup yere düştü. Hasta kan kanseri." diyen ve ardından adresi veren Eray Beyin sözlerinden sadece bir tanesinde yutkundum. Kan kanseri...

***

Miraç Güney:

Oradayken son aklımda kalan Elif'in baba diyerek titrek sesiyle bağırmasıydı.

Söyledikleri o kadar ağırdı ki benim bile canımı yakmıştı. Ama haklıydı. Ne olursa olsun o babası varken yetim büyümüştü.

Serkan Amcayı tanıyordum - Elif Ada'nın babası- Babamın en yakın arkadaşıydı. Ben onun evli olduğunu sonra karısının öldüğünü duymuştum ama bir kızının olduğunu bilmiyordum.

Herneyse şuanda babamı ayrı Elif ada'yı ayrı teselli ediyorum. Aslında Elif'i teselli edemiyorum çünkü hastaneye geldiğimizde duvara yaslandı çöktü ve donup kaldı. Yüzü soldu, öylece bir yere bakıp duruyor ve biz geleli tam 2 saat oldu...

Ben bunları düşünürken doktor çıkmıştı.
Doktorun çıktığını gördüğümüzde hemen onun yanına geldik.

"Babam nasıl doktor bey?" dedi neredeyse yok denilecek kadar kısık sesiyle.

"Babanızın şuanlık durumu iyi, lakin sizinle babanız hakkında söylemem gereken şeyler var. Lütfen beni takip edin. Siz odaya girebilirsiniz hasta şuan uyuyor birazdan uyanır."

Elif Ada doktorun peşinden giderken ben ve babam odaya daldık, evet daldık.

Serkan amca uyuyordu ve bir şeyler mırıldanıyordu, yaklaşıp dinledim.

"Affet beni kızım! "

Ne diyeceğimi bilmiyordum. Çok garip bir anın tam ortasındaydım.

10 dakika kadar sonra odaya gelen Elif'in gözleri dolu doluydu. Kendini ağlamamak için tutuyor gibiydi.

Serkan amca ise Elif geldikten 5-10 dakika sonra uyandı.

Uyanırken de "Affet beni kızım!" diye mırıldanmıştı.

Gözlerini açtığında Elif hemen elini tuttu.

"Affet beni baba, affet özür dilerim." dedi. Serkan amca hüzünlü bir şekilde gülümsedi.

"Asıl sen affet beni kızım, benim yüzümden neler yaşadın." Dedi gözlerinden düşen yaşlara aldırış etmeden.

"Bundan sonra her dediğini yapacağım baba, her şey gönlünce olacak, hep mutlu olacağız inşAllah." dedi Elif. Yüz ifadesinde büyük bir pişmanlık vardı.

"Benim çok vaktim kalmadı kızım." dedi Serkan amca kabullenmişlikle.

"Sakın! Sakın böyle şeyler söyleme baba! Biz seninle birlike Allah'ın izniyle bu hastalığı yeneceğiz."

DÜZENLENDİ.

Helal Sevdam(DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin