Özel Bölüm ~ Son

29K 1.2K 573
                                    

[Multimedia; kitap için fazlasıyla önemli bir görsel ve şarkı (Simge ~ Prens & Prenses) Melis'le Batu'nun şarkısı]

[Multimedia; kitap için fazlasıyla önemli bir görsel ve şarkı (Simge ~ Prens & Prenses) Melis'le Batu'nun şarkısı]

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Anne, Pepee başyadı! Koyş koyş!"

Defne'nin sesini duyunca mutfaktan ağrı "Geliyorum annecim!" diye bağırdım. Daha sonra Araz için hazırladığım mamayı ve çekmeceden küçük bir kaşık alarak mutfaktan çıkıp içeri geçtim.

Defne televizyonun karşısındaki koltukta, Araz ise bacaklarının arasında oturuyordu. Yanlarına geçtikten sonra Araz'ı Defne'nin kucağından aldım ve koltuğun kenarına yaslayarak oturtturdum. Araz onu ablasının kucağından aldığımda mızmızlanır gibi olsa da oturduğu yerden de televizyonun gözüktüğünü anlamış olacak ki sustu. On aylık oğlumun televizyona bakınca ne anladığını anlamıyordum ama bu sayede onu kolayca susturabiliyordum.

Defne yarı şakıyarak yarı gülerek Pepee'sini izlerken bende Araz'ı doyurdum. Mama bittikten sonra onu tekrar Defne'nin kucağına bırakarak mama tabağını mutfağa götürdüm. Daha sonra geri gelerek Defne'nin yanına oturdum ve bu sefer Araz'ı da televizyona bakabileceği şekilde kucağıma oturtturdum. Defne bana iyice sokulunca onu da kolumun altına aldım. Defne uzun zaman önce huy edindiği şekilde uzun saçlarımla oynarken televizyon izlemeye devam etti. Onların sayesinde artık bende televizyondaki bütün çizgi filmleri ezberlemiştim. Hangi saat ne çıkacak biliyordum.

Gözüm duvardaki saate kayınca Batu'nun birazdan evde olacağını fark ettim. Batu'yu ciddi anlamda işe zor yolluyordum. Ne Defne'den, ne de Araz'dan ayrılmak istemiyordu. Ona kalsa işe ben giderdim, evde ise o kalırdı. Çocuklarıyla tam anlamıyla aşk yaşıyordu.

Araz kafasını göğsüme koyarak iyice kucağıma yayılmıştı. Defne ise sağ tarafımdan baskı uyguluyordu. Her sabah Batu'yla aynı anda uyandığımdan ve akşama kadar bu fındık burunlularla uğraştığımdan gün sonunda epey yoruluyordum. Hele şimdi iki çocuğumun kokusu da usulca etrafıma yayılmışken iyice mayışmıştım.

Kısa bir süre sonra dış kapıdan kilit sesi gelince, Defne "Babam geydi!" diye bağırarak yanımdan kalktığı gibi kapıya koştu. Ablasının sevincine ortak olan Araz kucağımda hareketlenip sesler çıkarmaya başladığında huysuzca kaşlarımı çattım. Doğrusu babalarına olan aşklarını bazen kıskanmıyor değildim. Yani tamam, babalarına ben de âşıktım ama bu çocukların anası ben değil miydim yahu? Beni daha çok sevmeleri gerekmiyor muydu?

Defne Batu'nun kucağında içeri girerken "Ben geldim!" dedi Batu. Elimde olmadan ona kötü kötü bakarak "Hoş geldin," dedim. Batu'nun kaşları usulca havalanırken gelip yanıma oturdu. Kokusu buram buram burnuma dolarken "Bir şey mi oldu?" diye sordu.

"Yo," dedim omzumu silkerek. "Ne olsun ki?"

Batu anlamayarak Defne'ye döndü ve "Yoksa anneyi sen mi üzdün küçük prenses?" diye sordu. Defne mavi gözlerini büyütüp gözlerini kırpıştırdı ve hızla "Hayıy!" dedi. "Ben çok usyu duydum. Hiç yayamazyık yapmadım."

İKİ YARALI |Tamamlandı|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin