13

10 4 1
                                    

Hiç sıfır oldunuz mu siz? Bakın sıfır diyorum, bir hayalet değil. Çünkü hayaletler, isteseler kendilerini belli edebilir ve “Ben buradayım!” diyerek bağırabilir. Fakat öte yandan biz sıfırlar hayaletler kadar şanslı değiliz. Sıfırla bölme işlemi yapamazsınız, toplama işlemi de yapamazsınız, çıkarma işlemi hiç yapamazsınız, etkisiz elemandır. Sıfır sadece çarpmada işinize yarar. Saati görünmeyen bir bombadır o. Ne zaman patlayacağını veyahut şiddetini isteseniz de bilemezdiniz. Lakin Tanrı’nın olduğu gibi bizde vardız. Siz inansanız da, inanmasanız da.

Utangaç değiliz sevgili okurum, sadece güzel yüzlerin arkasındaki katran siyahına bulanmış kalpleri gördük. O siyahın karışımını bizzat tattık. Öfke, kin, kıskançlık, bencillik, cimrilik, gereğinden fazla kendini beğenmişlik… Biz sizin göremediğiniz şeyleri hissettik. Kendimizi koruma altına almak istedik ve sizin yüzünüzden kendimizi geri çektik. Hakkımız da değil miydi canım? Yavaş yavaş körelmektense, yalnızlığı tercih ettik. Söylesene, kim suçlayabilir bizi bunun için? O mu, şu mu, yoksa… Yoksa sen mi?

Bizler sizi uyardık. Dinlemediniz. Toplum içinde saygı görülen üç kuruşluk bir arkadaş çevresi (!) uğruna temiz kalplerinizi yavaş yavaş öldürmeye göz yumdunuz. Koca kovalarınızı alıp kalplerinizi kömür karasına boyamak için boya dilendiniz onlardan. Hırslarınıza ve arzularınıza yenik düştünüz. İnsan dediğin bu mudur yahu? Bizi hayvanlardan ayıran en önemli özelliklerimizin akıl ve vicdan olduğunu bildiğiniz halde bu denli aykırı olmak niye?

Olmadığınız kişiliklere bürünüyorsunuz. Saçlarınızı rengarenk boyuyor, sırf arkadaş ortamı ezik olmayayım düşüncesiyle sigara gibi pis alışkanlıklara başlıyor bazılarınız. Bazılarınız ise, insanları küçümsüyor. Kiminin kilosuyla, kiminin dişiyle, kiminin aklıyla… Oysaki daha iki gün önce annesinin dizine kıvrılıp uyuyan çocuklardınız siz. Ne ara böyle bir değişime uğradınız?

Bu yüzden, sizler var olmaya çalışan tek, çift sayılardınız. Bizlerse kendi yağımızda kavrulan sıfırlar.

Bizler kış mevsiminde, yokuşun tepesinde biriken kardık. Sabırla, inatla bekliyorduk içimizdeki hayal kırıklığını, kalbi kırılmış çocukları size anlatacağımız zamanı. Çarpma zamanımıza hazırlanıyorduk, bilmiyordunuz.

Ve biz hala hazırlanıyoruz, siz hala bilmiyorsunuz.

Sadece Birkaç SözHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin