Eve geldiğimde bayağa yorgundum. Cebimden anahtarları çıkarıp kapıyı açmaya çalıştım. Anahtarı değiştirip diğeriyle denemeye başladım. Ama olmuyordu. Bi dakka. Olmuyordu. Hiç bir anahtar olmuyordu. Neler oluyor, neden hiç bir anahtar girmiyordu. Acaba yanlışlıkla Tuana'nın anahtarınımı aldım diye düşündüm ama sonra iyice baktığımda koskocaman özçelik yazısını gördüm anahtarlıkta. Ve daha çok endişelenmiştim. Hemen telefonumu çıkardım ve tuş kilidini açmak için parmak uçlarımı telefonun ekranında gezdirdim.
Aahhhh. Bu bi şaka olmalıydı. Korkuyla etrafıma baktım. Çünkü telefonda desenimi çizdiğimde o iğrenç ve her seferinde beni kuşkuya sokan yazı çıkıyordu.
YANLIŞ DESEN. Allahım çıldıra bilirdim. Desenimin o olduğundan emindim. Ve sadece ben biliyordum şifremi. En yakın arkadaşım Tuana bile bakmazdı.
" Aahhhhhh. Neden açılmıyo bu lanet şey. " diyerek bağırdım. Gecenin yarısı olduğu için sesim fazlasıyla yankılandı sokakta.
Birileri benimle oyun oynuyordu. Ve ben bu oyundan hiç hoşlanmamıştım.Gözlerimi sıkıca kapararak derin bir nefes aldım ve açtım tekrar gözlerimi. Büyük bir umutla tekrar denedim şifreyi.
Evet şimdi gerçekten çığlık atabilirdim.
Artık dayanamıyordum. Ve tüm gücümle bağırmaya başladım.
"AAAHHHHH. Yeter kim oynuyorsa bu oyunu artık bir son versin. " evin önünde yırtıyordum kendimi. Yere attığım anahtarı cebime atarak sokağa doğru yürüdüm. Ellerimi cebime sokarak hızlı hızlı yürüyordum. Bir şekilde Tuana' yı arayıp konuşmam lazımdı. Saat çok geç olmuştu ve buralarda kimseler yoktu. Bir şekilde telefon bulup aramalıydım onu. Birazdaha yürüdükten sonra sokağın başında bir tane kız gördüm. Kulağında kulaklıkla ilerliyordu bana doğru. Kızı görünce çok sevinmiş ve ona doğru koşmaya başladım. İyice yaklaşınca kızın önünde durdum ve tüm dikkatini bana vermesini sağladım.
Kız bana bakarak gülümsedi ve kulağındaki kulaklığı çıkarıp bana baktı.
" Meraba. Rica etsem telefonunuzu bir dakika kullanabiliriyim. " dedim. Fazlasıyla bir sevecenlik göstererek. Kız memnun bir ifadeyle güldü ve
" Tabi, kullanabilirsin. " diyerek verdi telefonu.
Tuana'nın numarasını çevirdiğim an ensemde bir sıcaklık hissettim.
Ve
karanlık........*******************
"Şurdaki suyu versene"
"Al"
"Baksana, ne yapacağız şimdi bunu"
"Offf ne biliyim kızım yaa, takılırız işte bir kaç gün"
"Sıkıntı olmasın"
"Yok yaa olmaz bişey"
Gözlerim açık değildi ama şuurum yerine gelmişti. Her tarafım ağrıyordu. Bir yerde oturuyordum, ellerim ve ayaklarım bağlıydı. Kafamda bir bez vardı ve hiç bir yeri göremiyordum. Nefes alanım çok dar olduğu için ciğerlerimi sadece kan kokusu dolduruyordu. Bir anda her şey gözümün önünden film şeridi gibi geçti.
ne halde olduğumu şimdi anladım. Peki ya neden. Ben o kızı hayatımda hiç görmemiştim. Bu sesleri hayatımda hiç duymamıştım. Kafamı kaldırıp biraz zahatsızlığımı belirginleştirmek anlamıyla hafif inledim. Bir anda konuşmaları kesildi ve sessiz bir ortam oluştu. Sanırım uyandığımı farkettiler. Bir süre sonra iki çift ayak sesleri, ve ardından kafamdaki bez fırladı bir anda.
Karşimda kanlar içinde ki yüzüne bakan bir adamla karşılaştım. Bana iğrenç bir gülümsemeyle bakıyordu.
"Selam bebek" sandalyemin kenarlarına ellerini yaslayarak banadoğru eğildi. Kafasını sağa sola çevirip beni izliyordu.. Bende gözlerimi hiç çevirmeden ona bakıyordum. Gözlerimden ateş çıkıyordu resmen. Dudağım kanıyordu, burdum kanıyordu, kaşım patamıştı, ne hale getirmişlerdi beni böyle. En sonunda dayanamayıp karşımda bana öylece bakan dingilin burnunu hedef alarak bir kafa çaktım. Büyük bir inlemeyle gerisin geri ilerledi arkaya doğru. Sağ tarafımda oturan kız ayaklanıp adamın yanına koştu.
"Enis. İyimisin." dedi. Çocuk eliyle kızı iterek bana doğru hırçın bir şekilde yürüdü ve sol yanağıma bir tane tokat savurdu.
Kafam sağ tarafa doğru hızlı bir iniş yaptı. Hafif bir sırıtışla baktım dağınık saçlarımın arkasından adının Enis olduğunu öğrendiğim adama.
Benim güldüğümü gördüğüde daha çok sinirlenip çenemi tuttu. Bana iyice yaklaşarak ateş topu olmuş gölerini bana yönelterek.
"Bana bak küçük sürtük, hayatın benim ellerimde, bence benle iyi geçin. Yoksa göz yaşına bile bakmam."
Lafını bitirir bitirmez boş depoyu salladı kahkahalarım. Enis bana sen manyakmısın bakışları atarak bana bakıyordu. Hiç bir şey demeden yanındaki kıza kafa işareti yaparak çıktı depodan.
Kız bana doğru gelerek yüzüme bir bez örttü. Sonra burnumu tuttu. Ardından yüzüme su boşaltmaya başladı.
Burnumu kapatıp bir yandanda su döktüğü için nefes almam çok zorlaşıyordu. Suyun yarısı boğazıma ditmişti. Ve çoğuda genzime. Öksürdükçe nefesim daha çok acılaşıyordu.
Şuurum artık dayanamıyordu. Ve en sonunda koyuverdi kendini.*****************
Uyandığımda karanlık bi odadaydım.
Üzerimde çarşaf bile olmayan bir yatak, küçük bir cam vardı odada. Yatakta büzülmüştüm. Soğuktu.
Neden burada olduğumu bile bilmiyordum.
Ama burdaydım işte. Gerisi boş.Küçükken hep düşünürdüm acaba biri beni kaçırsa nasıl olurdum diye. Ve her seferindede korkup yalvarmaktansa, her zaman umursamaz olup soğuk kanlı olmayı düşünürdüm. Ve şimdide öyle oldum.
Neden burada olduğumu bilmiyordum ama umrumda bile değildi.
Bazen o kadar çok kötü zamanlarım olurdu ki her şeye razı gelir,bu halde olmayı tercih ederdim.14 YIL ÖNCE::::::
" Anne ben gitmek istiyorum artık."
"Asel tamam kızım bekle biraz."
Daha fazla burda kalmak istemiyordum. Çünkü o çocuk çok sinirimi bozuyordu. Her zaman laf sokup duruyordu. Bende hiç bir şey diyemiyordum. Ve her zaman onun laflarının altında kalıyordum.
"Asel hadi sen Damla'nın yanına git.
Biraz oynayın sonra gideriz"
Diyerek beni başından attı adeta. Ben çaresizce annemi dinleyerek gittim Damla'nın yanına. Dışarıya çıktığımda beni beklemeden oyuna başlayan Damla,Sıla,Doruk, Mirza ve Yağızı gördüm. Parkta hep beraber oynadıktan sonra artık sıkıldığımı belli edercesine bir banka oturdum. Hava soğuktu ve belli etmesemde üşüyordum. Üzerimde hırka yoktu ve ellerimi ağzıma götürüp ısıtmaya çalışıyordum. Yağıza bakıyordum, üzerinde hırka olmamasına rağmen üşümüyordu herhalde. Oyun oynarken gözü bir anda bana denk geldim . Bir an durdu ve koşarak eve gitti. Daha sonra evden çıkıp elindeki hırkalardan birini kendi giyip diğerini ise bana uzatmıştı.❣️❣️❣️
Yorum ve voteleri unutmayalım lütfen
❣️❣️❣️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BUĞULU CAM
Teen FictionAşk nedir? Bence aşk beklemektir. Sabırla. Canın acıya acıya yaşamaktır. Ve asla pes etmemektir. Bence aşk her üzüldüğünde onu düşünüp teselli olmaktır. Bence aşk yaşanan kötü günleri unutmaya çalışıp ileride onunla yaşayacağınız güzel günleri düşün...