GEÇMİŞTEN KARELER

169 58 12
                                    

"Bak ben bir tane daha öldürdüm" dedi elindeki beyazlığı göstererek.Bende ona dönerek
"Ne var ki bende yaparım" dedim ve kafamın üzerinde uçan kebeklerden bir tanesini gözüme kestirdim. İyice dikkatimi topladım ve havaya zıplayarak ellerimin arasına bir tanesini sıkıştırdım. Daha sonra ellerimi açıp Yağız'a gösterdim.
"Baak bende yaptım bi kere" dedim. Bana küçümseyen bakışını attı ve tekrar kelebeklere döndü. Bir kaç saniye ona baktım. Herkesi küçümser, sadece kendini bilirdi. Ve bu hali beni çok sinir ederdi. Daha sonra annemin seslenmesiyle ona döndüm.
"Kızım ne yapıyorsunuz siz. Bakın yeni uyardık. Dokunmayın hayvanlara. Çabuk gel yanıma" dediğinde, önce Yağız'a baktım. Oda bana kısa bir bakış atıp
"Sen git ben gelmem" dedi. Bir kez oflayıp anneme koştum. Ardından Uğur amcanın Yağız'a bağırmasıyla tekrar ona döndüm.
"Yağız hemen buraya gel bir daha söylemeyeceğim". Uğur amca Yağız'a öyle bir bağırmıştı ki Yağız hemen gelmişti.
"Seni kaç kere uyardım, bir daha asla böyle bir şey yapmıyorsun. Anladınmı"dediği an Yağız ağlamaya başladı. Her ne kadar ona kızgın olsamda biraz üzülmüştüm. Gözündeki yaşkarı silerken bir yandanda kafasını sallıyordu. Selma yengenin araya girmesi ile Uğur amca biraz daha sakinleşmişti. Ardından Uğur amca babamla konuşmasına devam etti. Selma abla da annemin yanına gitti. Yağız'ı o şekilde görünce dayanamayıp yanına gittim. Bir ağacın dibine çökmüş ağlıyordu. Yavaşça yanına yaklaşıp elimi omzuna attım. Buğulu gözleriyle bana bakıyordu. Bende ona karşılık vererek hafif bir tebessüm ettim.
"Seni uyarmıştım şapşal."Dedim ve dostça omzuna vurdum. Sonra bir yere daldığını gördüm. Ve bakışlarını takip ederek onun baktığı yere baktım. Küçük bir kırkayak tı. Yağız'a kaşlarımı çatarak baktım.
"Yağız saçmalama daha yeni uyardılar" dedim. Ve Yağız'ın kahkahasıyla karşı karşıya kaldım. Kızgınlığım bir anda şaşkınlığa daha sonra Yağız gibi kahkahaya dönüştü. Annemlerin seslenmesiyle kahkahalarımız bir anda durdu. Ve kalkmak zorunda kaldık. Koşarak babamın kucağına atladım. Annemlerin eşyaları toplamasını izledikten sonra arabaya gittik. Annem ve babam Uğur amca ve Selma yengeyle vedalaştıktan sonra ayrıldık . Ben arabanın arka koltuğuna geçtim ve camdan bakmaya başladım. Yağız'ı görmüştüm. Uğur abi yine Yağız'ı azarlıyordu. Ama Yağız bu sefer ağlamıyordu, sadece yere bakıyor ve hiç bir şey söylemiyordu. Anneme dönerek.
"Anne artık gidelim" dedim. Babam bir kaç kâğıtla uğraşıyordu. Bir kaç dakikadan sonra hareket ettik. Yağız'lar çoktan gitmişlerdi. Tüm yol boyunca onu düşündüm. Ve gördüğü muameleyi. Kendimi bir an onun yerine koydum. Ve şükrettim. Yol boyunca annem ve babam bir konu hakkında konuşuyorlardı. Ama ben anlamıyordum tabiki. Bir kaç saat sonra eve gelmiştik. Babam arabayı otoparka parketti. Annem açamadığım kapıyı çekerek bana yardım etti. Arabadan inerek evin kapısına doğru yol aldık. Babam anahtarla kapıyı açıp içeriye girdi. Kapının önünde bizi karşılayan zeynaya doğru eyilerek başını okşadım. Karnının aç olduğunu belli edercesine miyavlıyordu. Anneme seslendim ve
"Anne zeyna çok acıktı sanırım. Hadi ona mama verelim" dedim ve mutfağa giden annemin peşinden bende gittim. Eee tabi zeyna da peşimizde. Annem mamasını tabağına koyar koymaz hemen yemeye başladı. Annem mutfaktan çıktığında ben zeynayla kalmıştım ve büyük bir zevkle mamasını yemesini seyrediyordum. İçeriye geçtiğimde annem ve babam koltukta oturuyorlardı. Babam yine ellerinde bir kaç kâğıt var ve onlarla ilgileniyordu. Annem ise babamı izliyordu. Bende koşarak annemin kucağına oturup kafamı göğsüne yasladım. Annem saçlarımı okşuyordu. Babam ise arada bize bakıyor ve tebessüm etmekle yetiniyordu. Onların hep böyle olmasını istiyordum. Her zaman gülmelerini. Her zaman mutlu olmalarını. Benimle her zaman bu şekilde ilgilenmelerini. Bir anda aklıma Yağız gelmişti. Onun adına çok üzülüyordum. Daha tanışalı yaklaşık bir yıl olmuştu ve onu hala tam olarak tanıyamamıştım. Ama çok iyi biri olduğu kesindi. Bazen çok sevecen bazen çok soğuk oluyordu. Sinirliyken asla yanına yaklaşılmazdı. Ama mutlu olduğu zaman çok tatlı olurdu. Hee bir özelliği daha var. Çok havalı. Karşısındakini her zaman küçümser. Onunla düşman olunmaz onu anladım. Ama eğer onunla aynı konuda aynı düşünceye sahip isen o zaman gerçekten çok şanslıydın.
Annemin göğsünde çok huzurluydum. Ve yavaştan uykum gelmeye başlamıştı. Yavaş yavaş heryer kararıyordu ve televizyonun sesi kesik kesik geliyordu. Anneme iyice yaklaşıp kendimi uykunun kollarına bıraktım.

BUĞULU CAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin