25th

754 73 4
                                    

Selena: Birkaç gündür yazmıyorsun, merak ettim seni.

Selena: İyi misin?

Cara: Değilim.

Selena: Neden?

Telefonumun ekranında birden beliren, 'Cara' yazısı ile elim ayağıma dolandı. Birkaç saniye telaştan kendime gelemedim fakat gecikmeden aramasını yanıtladım.

Selena: Noldu?

Cara: Kolumu kırdım.

Selena: Ciddi misin? Nasıl oldu?

Cara: Merdivenlerden yuvarlandım. Aslında merdiven kullanmam fakat nasıl olduysa dengemi kaybedip yuvarlandım.

Selena: Geçmiş olsun.

Cara: Teşekkürler.

Cara: Sen nasılsın? Kırgın? Üzgün? Mutsuz? ya da tam aksi?

Selena: Bilmem, iyiyim sanırım.

Cara: İyi ol.

Selena: Denerim.

Cara: Deneme, ol.

Selena: Beni mi düşünüyorsun? Ah, pardon; düşünmen için önemsemen gerekirdi, değil mi?

Cara: Doğru.

Selena: Keşke seni hiç-

Cara: Tamamlama şu cümleyi.

Cara: Pişman olursun.

Selena: Hâlâ ukalâlık yapıyorsun.

Sesim yorgun çıkıyordu, umursamadım.

Cara: Seni yıpratıyorum.

Cara: Beni sevme, Selena.

Cara: Çünkü;

Cara: Sen beni değil,

Sustu. Devamını ya söylemek istemedi ya söyleyemedi ya da söyleyebilmek için bekledi. Bilemiyorum.

Cara: Ben seni haketmiyorum.

Ve istemsizce gözümden süzülen gözyaşının kulağımdan indirip Cara'nın suratına kapattığım cep telefonuma düşüşünü seyrettim. Şu an yapabileceğim en masum şey ağlamaktı çünkü.


The Awaken-ing!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin