six

2K 275 168
                                    

O gün Sehun dediğini yapmıştı, Luhan'ın sexting içerikli mesajları ile birlikte fotoğraflarını tumblra atmıştı.

Ve Luhan artık bunları yalanlayacak yüz bulamayınca, kaçmıştı. Bir haftadır ortalıkta yoktu.

Sehun, Luhan'ın telefonu eline bile almadığını biliyordu. Zaten telefon evde sinyal kaybetmeden duruyordu. Ya Luhan kendini eve kapatmıştı ya da telefonu bırakıp kaçmıştı. Açıkçası Sehun'un bir miktar içi acımıştı bu duruma lakin yine de pişman değildi çünkü neden pişman olsun ki? Luhan porno izliyor, hiç olmadığı bir kişilik ile popüler olmaya çalışıyor, insanları kandırarak arkalarından konuşuyor ve en iğrenci ise sexting yapıyordu.

Cidden tanımadığın birisi ile sırf zevk uğruna nasıl bedenini paylaşmayı midesi alıyordu?

Sehun'a göre böyle şeyler tersti. O sevdiği insana dokunmak ister ve ondan başkasına tenini göstermek istemezdi. Porno izlemeyi ise asla sevmezdi. Bunu başka birisine dese kesinlikle alay konusu olurdu ama öyleydi çünkü porno sektörü sadece insanın beynini uyuşturuyordu ona göre. İnsanlar izledikleri ile saplantılı kişiliklerini dışa vuruyor, pis arzularını normalleştiriyordu. İnsanlar böyle böyle çirkinleşiyordu işte.

Sehun için bu ilk değildi, daha öncede bir çok site sahibini, bu işle uğraşan insanları ele vermişti ama Luhan'ı tutup direk polise şikayet edemiyordu. Sonuç olarak porno izliyor diye tutuklanmayacaktı ama yine de Sehun da yapmak istemiyordu. Çünkü biliyordu, Luhan'ı değiştirebilirdi.

Derince bir iç çekti oturduğu yer yatağında. Sırtını artık boyaları dökülmüş kalorifer peteğine yaslamış ısıtıyordu. Dışarıda sabah ince bir yağmur yağmış yerine serin bir hava bırakmıştı şimdi. Biraz çıkıp dolaşabilirdi, hatta ve hatta Luhan'ın evine gidip uzaktan ne var ne yok buna da bakabilirdi.

Çünkü aklına takılmıştı işte.

/-/

Çok değil, bir kaç saat olmuştu Sehun evden çıkalı ama havanın kapalı olmasından dolayı şimdiden kararmıştı bile.

Luhan'ın evinin önündeydi.

Küçük, bahçesinde kocaman iyice yaşlanmış bir ağaç bulunan nezir bir görüntüye sahipti. Sehun bahçeye girip çitlerin ve evin arasına sıkışmış kenarlıkta dikilmiş bekliyordu öylece. Neden saatlerdir buradaydı bilmiyordu ama bekliyordu işte.

Üzerinde siyah bol bir kapşonlu vardı, hani Luhan'ın rüyasında gördüğü gibi. Belki Sehun'un içinde yatan şeytan biraz hareketlenmiş ve Luhan'ı korkutma planları kurmuş olabilirdi. Evden çıksaydı eğer Luhan, çok eğleneceğine emindi Sehun ama ortalıkta görünmüyordu ki işte.

Cebinden dün gece sardığı sigaralarından bir dal çıkarttı usulca, dudaklarının arasına yerleştirirken oldukça uyuşuk davranıyordu. Cebinin kenarında sıkışıp kalmış zippo çakmağı ile sigarasını yakarken gözleri hala evin girişindeydi. İlk nefesi ciğerleri ile buluşturduğunda güzel evin verandasında bir hareketlilik oldu. İlk başta patlaması yakın olan lamba cılız bir ışık süzmesi halinde yandı sonra ise saniyeler ardından Luhan belirdi. Oldukça çökmüş bir hali vardı. Mor polarının üzerine şeffaf bir yağmurluk giymiş dışarı çıkıyordu.

Öyle düşünceli bir hali vardı ki, Sehun saklanmayıp da öylece beklese yine fark etmezdi kesin.

Bahçe kapısından dışarı çıktığı an Sehun daha yeni yaktığı sigarayı üzülerek yere atıp ayağı ile söndürerek hızlı bir şekilde Luhan'ın peşi sıra arkasına düştü. Büyük ihtimal Luhan bir kaç sokak ötede olan mahallenin en büyük marketine gidiyordu. Sehun aralarına büyük bir mesafe açmadan peşindeydi.

Luhan kırmızı ışıkta durduğunda Sehun hemen dibinde bitti, biraz ürkütse zarar gelmezdi herhalde. Kendinden kısa bedenin dönüp kendisine baktığını fark etti ama yüzü görünmesin diye başını fazla kaldırmamaya özen gösteriyordu, sonuçta gizemli bir imaj vermeliydi değil mi?

Bir kaç saniye sonra yeşil ışık yandığında yürümeye başlamışlardı, Sehun artık çok mesafe bırakmıyordu aralarına. Bu yüzden Luhan oldukça tedirgin olmaya başlamıştı bile. Daha hızlı yürümeye başlamış, markete resmen koşar adımlar ile ulaşmıştı.

İçeri girdiğinde Sehun da takip etmeyi bırakma kararı aldı. Zaten kalabalık bir ortamda böyle yapması tehlikeli olabilirdi bu yüzden dönüp usulca evinin yolunu tuttu. Biliyordu ki Luhan korkudan saatlerce o marketten çıkamayacaktı bile.

Bir kaç saniye sonra cebinde sinir bozucu bir titreşim oluştu.

[GeyiklerTanrısından bir mesajınız var.]

GeyiklerTanrısı: O lanet kapşonlu sendin değil mi?
Peşimde olan pislik sendin..

SilentDevil: Bakıyorumda beni şaşırtacak kadar zeki çıktın
bu sefer Luhan.
Tebrikler benden beş kavanoz bal sana, doğru bildin.

GeyiklerTanrısı: Amacın ne senin?
Ne yapmaya çalışıyorsun?

SilentDevil: Doğruları görmeni çalışıyorum, Luhan.
Sadece akıllanmanı istiyorum
Çok bir şey değil.

GeyiklerTanrısı: Hayır pislik
Doğruyu görmemi değil, benim değişmemi istiyorsun sen
ama üzgünüm, sen istedin diye yapmayacağım bunu.

SilentDevil: Merak etme Luhan, ben istedim diye olmayacak.
Sen kendin isteyeceksin.

/İyi akşamlar arkadaşlar bu günün son bölümü, kısmet olursa iki gün sonra atarım yine. Hoş kalın seviliyorsunuz/

The Hacker | HunHan TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin